BİGGLESFORD İKİZLERİ / BÖLÜM 1

Start from the beginning
                                    

Holmes'un olayın sonunu nereye getireceğini az çok tahmin edebiliyordum.Dostumla pek çok vakada birlikte bulunduğumdan onun gözlem ve çıkarımlarından pek çok davayı çözdüğünü biliyordum.

" Sonra."

" Aslında bu şaraplar bu tavernaya düştüğünden beri tadından dolayı kara borsaya düşmüş.Şarabın lezzetli tadının ve aromasının şöhretini duyanlar neredeyse kuyruk oluşturuyormuş.Tabii bu durumun birilerinin dikkatini çekeceğini düşünen taverna sahibi de şarabın fiyatını yükselterek bu tehlikeden sıyrılmış.Ta ki ben şarabı tadana kadar."

Holmesun yüzündeki müstehzi gülümsemeden bu vakadan dolayı çok eğlendiğini görebiliyordum.

" Doğrusu barmen muhbirimin eski bir tanıdığı olmasaydı bu şaraptan tatma şansımızın dolayısıyla benim bu hırsızlıktan hiç haberim olmayacaktı.Barmen, muhbirime  tatsız bayat şaraplardan vermeyi uygun görmediğinden ona ve yanındaki bana bir şişe Barnville marka şarap verdi.Şişeyi açıp bardaklarımızı doldurduktan sonra şarabın tadına baktık.Ah watson bu tadı nerede olsa tanırım.Şarap o kadar lezzetli ve o kadar hoş bir aromaya sahipti ki muhbirimle bir şişeyi bitirmemiz bir kaç dakikayı geçmemişti.Ancak barmen daha fazlasını vermek istemeyip başka şarap kalmadığını onun yerine viski vermeyi önerince buna razı göründüm."

" Tabii bunun çalıntı bir şarap olduğunu da anladın."

"Evet.Bu şarap olsa olsa ancak Sir Arthur Werbeckin bağlarındaki üzümlerden yapılmış olabilirdi.Zira bu bölgede bu tür üzümden sadece o şarap elde ediyordu.Oldukça zahmetli bir üretim şekli olduğu için pek çok şarap üreticisi bu üzüm yerine başka türlere yönelirdi.Ancak Sir Arthur Werbeck oldukça seçici ve inatçı bir adamdır ve türünün tek örneği  olarak kalmayı sever.Bu şarabı daha önce Lord Nightclok 'un sevgili kızı Nancy' nin doğum günü şerefine verdiği bir davette tatmıştım.Böyle özel bir şarabın at hırsızlarının uğrak mekanı olan bir yerde karşına çıkması sana da ilginç gelmez miydi sevgili dostum?"

Holmes'e hak vermiştim.Genelde bayat sirke tadındaki şarapların satıldığı bu tavernalarda lezzetli şarapların  satıldığı pek görülmüş şey değildi.

" Ben de bu vakayı kayda değer bulup Sir Arthur Werbeckin şaraplarını satmak için gönderdiği antrepoların izini sürdüm.Bristoldeki  bay Horsewill in Sir Arthur'un bir numaralı alıcısı olduğunu bulmak zor olmadı.Ona şaraplarını kimin çaldığını hemen söylemedim.Onun yerine birkaç dostumla birlikte bir gece yarısı gizlenip  suçluları suçüstü basmaya karar verdik.Scotland Yarddan müfettiş Lastrade de bunlardan biriydi.Ondan önce gizli mahzeni bulmam gerekiyordu.Tabii bunun için de genç ve güzel bir kadından yardım alıp , barmeni ayartıp mahsenin yerini öğrenmesini söylememe gerek yok.Neyse ki tam bir kadın düşkünü olan barmen aynı zamanda ağzı gevşek biri çıktı.Mahzen neredeyse boştu bu da yakın bir zamanda burayı doldurmak için aynı antrepoya hırsızlığa gideceklerini gösteriyordu."

" Siz de barmenden o günü öğrendiniz."

" Evet sevgili dostum.Gerisini biz hallettik.Barmen Scotland yarddan bay Lestrade ve onun polis rozetini görünce tüm planı bülbül gibi şakıdı.Sonrası ise diğer hırsızların suçüstü yakalanması oldu."

"İyi de Holmes malları sürekli çalınan bay Horsewill hiç mi bunu anlamamış ya da öğrendikten sonra bir tedbir alma gereği duymamış?"

Dostumun yüzündeki gülümseme derinleşmişti.

" Hayır.Dün gece ben ona durumu anlatıncaya kadar hiç bir bilgisi yoktu.Çünkü Antrepoda çalışan ve sayımlardan sorumlu çalışanlardan birinin suç şebekesiyle bir bağlantısı vardı.Bu adam bay Horsewill' e sürekli yanlış rakamlar bildirdiği için bay Horsewill bunun farkında değildi.Eksilenlerden haberdar olmuyordu.Tanrı bilir biz olayı çözmeseydik ne zamana kadar da bu durum devam ederdi.Neyse ki olay çözüldü.Tüm hırsızlık şebekesi çökertildi.Bay Horsewill de yeğenini yeni sayım müdürü olarak tayin etti.Bize de en iyisinden bir kaç şişe ve bir fıçı şarap hediye etti.Tüm hikaye bu."

Doğrusu bir tesadüf sonucu çözülen bu vakanın tanrının bir işi olduğunu düşünüyordum.Söz konusu hırsızlığın da devam etmemesi için tanrının dostum Holmesu görevlendirdiği aşikardı.

" Bu arada Londra bankası müdürü Sir James Packard'ın öldüğünden haberin var mı? Gazetenin yazdığına göre iki gün önce kalp krizi geçirmiş.Yarın defin işlemi için büyük bir cenaze töreni düzenlenecekmiş.Doğrusu bu ölüme şaşırmadığımı söylesem yalan olur."

 Sir James packard'ı az da olsa tanıyordum.Kötü kalpliliği ve sayısız vukuatıyla ünlenmişti.Daha geçen ay hizmetçilerinden biri çalışanlarından birinden hamile kaldığı için zavallı kızcağızı kırbacıyla dövüp sokağa atmıştı.Üstelik tüm Londranın duyduğu bu vaka yüzünden zavallı kız doğduğu yere geri dönmek zorunda kalmıştı.Sir James  ise saygın ve zengin bir aileden geldiği için hakkında soruşturma bile açılmamıştı.Daha önce de pek çok çalışanını kırbacıyla dövüp kimisinin sakat kalmasını sağlayan bu adamı pek seven yoktu.Yarın ki törene ailesi dışında pek az kişinin katılacağından emindim.

" Ölümüne şaşırdım doğrusu.Daha geçen hafta sapa sağlam bir şekilde lordlar cemiyeti lokalinde arkadaşlarıyla briç oynuyordu.Böyle adamlar sürekli kötülükten beslendiği için hiç ölmeyecekmiş gibi dururlar.Bu yüzden ölümü yarattığı için tanrıya şükretmeliyiz sevgili dostum watson.Neyseki bu tiplerin bir sonları var yoksa kötülüklerinin bir sonu olmazdı."

" Cenazeye katılacak mısın Holmes?"

Dostum şimdi düşünceli bir hal almıştı.Sivri zayıf çenesi hafiften titriyordu.Sir James'i sevmediğini biliyordum.

" Evet katılacağım.Hatta istersen sen de bana eşlik et aziz dostum watson.Bir zamanlar kendini ölümsüz sanıp herkese söz geçirmeye çalışan birinin bu en zayıf anını görmek istiyorum.Sanırım bu diğer zalimlere de bir ders olacaktır.En azından kötülüklerinin sınırsız ve sonsuz olmadığını göreceklerdir."

" Umarım dediğin gibi olur Holmes.James Packard gibi adamların sayısı az değil.Ama yine de böylelerinin sonunu görmek insanı biraz olsun rahatlatıyor."

" Kesinlikle sevgili dostum kesinlikle.Hala şaraptan almamışsın."

Kendime şişeden bir bardak şarap alıp Holmes' un tam karşısındaki koltuğa oturdum.Holmes'un kendinden geçtiği zamanlarda pipo külleri ve devirdiği şarap şişelerinden akan şarapların kirlettiği koltuklar şimdi Monet'in bir tablosundan farksızdı.

" Elinde bir vaka var mı Holmes?"

Dostum olumsuzlukla başını sallamıştı.Son vakanın üstünden pek bir zaman geçmediği belliydi.

" Ben vakayı aramam aziz dostum watson.Vaka beni bulur.Beklemek her zaman ilk tercihimdir."

Şarabımdan ilk yudumu aldığımda dostumun şömine aleviyle aydınlanan yüzünün ne kadar zayıfladığını gördüm.Yine her zaman ki gibi sağlığına ve uykusuna dikkat etmediğini anlamıştım.


Yazan Notu : Tekrar merhaba Sherlock Holmes hayranları.Uzun süren hasret sona erdi.Yeni bir Sherlock Holmes macerasıyla karşınızdayım.Daha önce de s öylediğim gibi buradaki holmes lestrade ve watson isimleri dışındaki tüm isimler, kurgu ve hikaye bana aittir.Htalar ,çelişkiler varsa da bu sorumluluk da bana aittir.Sevgiler

SHERLOCK HOLMESUN  TUHAF MACERALARIWhere stories live. Discover now