- İlk tanıdığım günden beri

- Peki hiç sevmedin mi?

- Evlenmeyi düşünmedim değil. Ama başta ailesi izin vermiyordu. Sonradan fark ettim ki aslında sadece hoşlanmıştım. Yani bir süre sonra ona olan düşüncelerim değişti.

- Anlıyorum ama korktun değil mi? buraya gelmesinden

- Evet! ama korkum yerini sevince bıraktı. En azından sen beni anladın baba buna sevindim.

- Ne kadar kalmayı düşünüyor?

- Açıkçası yarın hemen ev bakmaya başlamak istiyor.

- Bu kadar durum vahim

- Aynen baba

- Ben tasvip etmiyorum

- Böylesi daha iyi sen de haklısın

- Kastettiğim kendine ev tutması, biz neciyiz burada! ne derler bilmiyor musun Masloui'lere misafir gelecek, bide kendine ev tutacak

- Baba yanlış anlama ama aynı insanlar Reşid eve kız getirdi yakında evlenir de diyecekler

- Evlen sende sorun mu olur.

- Baba kız bana abi diyor yıllardan beri

- Abi ayağına kaç kız evlenmek istiyor bilmiyor musun?

- Bu kız farklı baba bu kız Türk!

- Ah!

- Aynur!

- Bir şey yok! Yine kafamı çarptım

Aynur bir elinde ekmek sepeti bir elinde buz torbası ile geldi

- Abdurrahman amca!

- Buyur kızım

- Sen belki bilirsin buralarda iyi bir ev var mı?

- Bizim evden başka yok kızım.

- Şakan çok güzel Abdurrahman amca, ama kendime ait bir evim olsa daha iyi olur. Hem laf dolaşmaz.

- İkinizde tutturmuşsunuz laf diye. Yemin ederim Reşid Aynur sana Meryem'den daha çok benziyor.

- Didişmeyin daha ilk günden!

- Vallahi teyze ben bir şey demedim. Ama duydum dediklerini Reşidin ...

Bir anda yüzüm kızardı. Demek ki duymuştu... Ama zaten biliyordu ki bir kısmını

- Anne ben bir yüzümü yıkayıp geleyim

- Olur oğlum.

AYNUR SALİHLİ

Demek beni sevmiş Reşit... Ama geçmiş geçmişte kaldı desem de bazı geçmişlerin acısı yüreğini yakar insanı ... Bazen unutmak istese de insan, unuttum dese de yalandır bu. İnsan unutmaz aslında. Sadece arkaya atar ... attıkça birikir. Yetmez kalbinin gizli köşelerine saklar. Oda işe yaramaz gözyaşları ile bir kısmını dışarı atar ... şarkılar ile yangınını söndürmek ister de yapamaz. Ama bilmelidir insan kime sığınacağını ...

Bunları düşünürken yatsı ezan okundu. Sığınmak için tek gidebileceğimiz mecra bizi çağırıyordu işte...

Herkes yemeğini yedi, sofrayı topladık. Bu sırada Reşid aşağıya indi

- Reşid!

- Efendim Aynur

- Dam boş mu?

ZOR YÜZLEŞME ...Where stories live. Discover now