"Ben duş alacağım. Konuşmak istemiyorum. Lütfen." diye devam ettim ve bir şey demelerine fırsat vermeden hızla odama çıktım. Arkam çamur olduğundan bir yere oturmayarak ayakta dikiliyordum.

Yalnız çok geçmeden annem de odama gelmişti. Kapıyı yavaşça kapattı ve önümde durdu.

Eliyle saçımı okşadı ve gözlerime baktı.

"Jenn.. Ağlamışsın. Şimdi söyle bana. Ne oldu kızım?" dedi annem. Annemin bunu demesiyle gözlerim tekrar dolmuştu.

"Bitti, anne. David'le ayrıldık." dedim. Annemin gözleri şaşkınlıkla açıldı. Ama daha sonra hemen eski haline dönerek bana baktı.

"Çok üzüldüm.. Gerçekten. Ama neden?" diye sordu annem. Bir şey demedim. Demek istemiyordum.

"Anlatmak istemezsen anlarım. Ama siz birbirinizi seviyorsunuz. Elbet barışırsınız." dedi annem.

"Hayır. Artık barışamayız. İlişkimiz gerçekten bitti." dedim göz yaşlarıma engel olamayarak. Kalbim sıkışıyormuş gibi hissediyordum. O kadar berbat bir histi ki..

"O zaman başka biri olacak hayatında. Belki bunu hemen atlatamayacaksın. Belki onu şu an kalbinden çıkaramayacaksın. Acı çekeceksin. Ama bir gün, başka birini sevebilirsin." dedi annem.

Onun bunu demesiyle hissettiğim duyguların ağırlığı daha da arttı. Düşüncesi bile kötüydü. Onun olmadığı, başka biriyle olduğum bir hayat mı?

Peki bunun düşüncesi bile bana bu kadar korkutucu geliyorsa, ne yapacaktım?

"Hayır. Hayır başkasını sevmek istemiyorum. Sevemem, anne. Onu sevdiğim gibi sevemem." dedim. Annem saçımı hafifçe geri attı.

"Bunu da atlatacaksın, Jenna." dedi annem. Ardından beni kendine çekerek sıkıca sarıldı.

Annem hafifçe geri çekildiğinde eliyle gözyaşlarımı sildi.

"Ben.. duş alsam iyi olacak." dedim kendimi toparlamaya çalışarak.

"Tamam, canım. Eğer konuşmak istersen buradayım. İstediğin zaman konuşabiliriz." dedi annem. Bir şey demedim.

Ben bir şey demeyince annem de odadan çıktı. Şu an kimseyle konuşmak istemiyordum.

Sıcak su belki beni rahatlatabilirdi.

Ama tüm bu beni mahveden duyguları, acıları söküp alabilir miydi?

---

Yorganımı başıma kadar çekmiştim. Sadece yüzüm dışarıya bakıyordu.

Sıcak su düşündüğüm kadar iyi gelmemişti. Şu halde bana ne iyi gelebilirdi ki zaten? Bu sonsuz yaşamı nasıl sürdereceğimi, amacımı bilemezken bana ne yardım edebilirdi?

Yarın okula gitmeyecektim. Ondan sonraki gün de. Ve ondan sonraki gün.. Artık umrumda değildi. Hiçbir şey umrumda değildi.

Gözlerimi kapattığımda bir damla gözyaşı daha düştü yastığıma. Onunla yaşadığımız anılar beynime akın ederken, şimdi bunların bir daha asla yaşanmayacak olması acı veriyordu.

Belki bir daha birlikte parka gitmeyecektik. Belki bir daha birbirimizin gözlerine gülümseyerek bakamayacaktık. Belki bir daha konuşmayacaktık.

Belki de bundan sonra birbirimizi asla görmeyecektik.

Bu düşünceler ve sessiz hıçkırıklarımla birlikte kendimi uyumaya zorluyordum. Uyumak istiyordum. Çünkü düşünmek istemiyordum.

Gizemli KasabaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin