0- Herraden ve Hiddarun Nedir? Neden Ayrıdır?

Start from the beginning
                                    

Kanat rengini en son kazanan şefkatli kız kardeşleri Eroya olmuştu. Alaban son gücü olan iyileştirmeyi pudra pembe kanatlara bahşetmişti. Gücü için Alaban'a minnetlerini sunan Eroya, kardeşlerinin her türlü hastalığına deva olacağına ant içmişti.

 Gücü için Alaban'a minnetlerini sunan Eroya, kardeşlerinin her türlü hastalığına deva olacağına ant içmişti

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

(Rivayetlere göre çizilen Eroya tasviri)

Herraden ırkları adlarını bu efsanelerden almıştı. Gamar Gamaların, Letha Luthaların, Pireyam Pieraların, Purpilles Purpuraların, Yosar Yosaların ve Eroya Eria ırklarının öncüleri kabul edilmişti.

(Irklar ^Herraden-Hiddarun Rehberi^ bölümünde daha ayrıntılı şekilde anlatılmaktadır. Dilerseniz oraya bakabilir, aklınıza takılan yerleri sormak için yorum bırakabilirsiniz .)

Alaban'ın altı çocuğu da büyüyüp evlenecek yaşa ulaştığında Alaban onlar için aynı kanat rengine sahip eşler yaratmıştı. Ancak bir sonraki neslin farklı ırklar ile eşleşmesine izin vermişti. Ardından Herrum gezegeninde bütün kardeşler için yerler ayırmıştı. Yedi şehir bu şekilde oluşmuştu. Binlerce yıl Herradenler huzur içinde yaşamışlardı. Beyaz kanatlı çocuklar büyüdükçe kanat rengini kazanmıştı. Her nesilde Alaban'ın kanını taşıdığına inanılan bir bebek doğmuştu. Anlındaki küre ve beyaz renkli dört kanatlı bu bebek, diğer ırklar tarafından özenle büyütülmüş Alba ırkı olarak üstün tutulmuştu.

Antik duvarlara ve dikitlere işlenen yazılar bunu anlatıyordu. Herraden Destanı tarihin bilinmeyen zamanlarında Herrum gezegenindeki taşlara, dikitlere ve yazıtlara işlenmişti. Herradenlerin inancı var oluşu bilindiği kadarıyla bu yazıtlardan ve rivayetlerden ibaretti.

Bir de beyaz duvarlara siyah yazılar ile kazınan bir efsane vardı. Binlerce yıl süren huzuru bozan bir destan yaşanmıştı. Herradenlerin korku ile andıkları Karanlık Günler Destanı; bir Alba'nın farklı kanatlı bir bebek doğurması ile başlamıştı.

Bir bebek, Herradenlerin aksine renkli kanatlar ile doğmuş, herkesi korkutmuş ve ilk aykırılığı başlatmıştı. Herraden uygarlığı şaşkınlık içindeyken doğan bazı bebeklerin de kanat rengi bu yeni bebeğe eşlik etmişti. Hiçbir Piera bunun nedenini bulamamış, Yosalar anlam verememişti. Bebekler büyümeye başlayınca sorunlar da büyümüştü. Bu yeni kanatlılar hiçbir ırka uyum sağlamıyor, kendilerine özgü yetenekler kazanıyor, kanat renkleri yetişkin olunca değişmiyordu. Yüzlerce bebek büyüyüp yetişkin olmuş, Herradenlerden çok daha hızlı ve farklı bir ırk haline gelmişti. Kimi Herraden ırklarına göre bu bir lanet, kimilerine göre gelecekti. Hem fikir oldukları konu ise bu yeni ırkı kendilerinden saymamak olmuştu.

Herradenler bu yeni kanatlıların farklı bir ırk olduğunu kabullenmişti. Onları ayrı tutmak için bu yeni kanatlıları Hiddarun adını vermişlerdi. İlk zamanlarda sayıca çok az olan Hiddarunlar, nüfusları hızla artan Herradenler'e boyun eğmişlerdi. Herrumun ikiz gezegeni olan Hiddumdaki yabani yaratıkları temizlemek için Hiddarunların farklı yeteneklerinden, hızlarından yararlanmıştı. Köle sayılıp işlerini yaptırmışlardı.

Herradenlerin doyumsuz istekleri uğruna yıllarca katledilmişlerdi. Kanat renkleri ve eşsiz özellikleri miydi, yoksa kader miydi bu işkencenin sebebi kimse umursamadı. Uzun yıllar boyunca Herradenler, Hiddarunları zincirlere bağlamış, kaderleri kanat renkleri ile yazılan bu yeni ırkı kendilerine köle kabul etmişlerdi.

Bu yıllar içinde Herradenler daha çok köle istemişti, Hiddarunlara çoğalma hakkı tanınmıştı. Artan nüfusları yanında Herradenlerin doyumsuz isteklerine kurban olanlar da haddini aşmış, sabır taşları çatlamıştı.
Hiddarunlar itaat zincirlerini kırmış, Herradenlerden kaçmak için Herrumun zengin topraklarından firar etmiş, vahşi Hiddum topraklarına sığınmışlardı.

Hiddarunlar yaşadıkları zorluklara rağmen yılmamışlardı. Kanatlarını var güçleri ile çırpmış, birbirlerine sımsıkı sarılmışlardı.

Antik lahitlerde devamı yazmadığı için yıllar yıllar içinde tüm bu olaylar tarihin puslu geçmişinde unutulup gitmişti. Herradenler ikiz gezegenlerden büyük olan Herrum da, Hiddarunlar ise küçük olan Hiddumda yaşamaya devam etti.

İki ırkın Kanat renkleri gibi yönetimleri de farklı oldu. Herradenler Herumda, her bir kanat ırkından bir üyenin temsil ettiği muazzam bir konsey kurdu. Hiddarunlar ise Hiddum'da eşsiz bir krallık yönetti.

Birbirlerinden ayrılan iki uygarlık arasında gezinmeyi sağlayan geçitler vardı. Bu aynı zamanda iki gezegen arasında seyahat etmenin en kolay yoluydu. Bu geçitler Herrum ile Hiddum'u birbirine bağlıyordu.

Gezegenlerinin bile kardeş olduğu bu yıldız sisteminde aynı kandan gelen iki soy Herradenler ve Hiddarunlar... Sonradan geldiği için suçlanan Hiddarunlar ve onları kabul etmeyip dışlamakla suçlanan Herradenler. Ayrımcılıktan nasiplerini alıp ikiye ayrıldılar.

Kum saatinin iki boğumu idi bu iki uygarlık;
Geleceğini bekleyen Hiddarunlar ve geçmişini yücelten Herradenler. Aynı oldukları halde ayrıldılar, kendi kaderlerini ayırdılar...

Not; Hikayede geçen multimedyaları kurguladığım olaylardaki yerlere, kişilere ve canlılara benzediği için ekledim. Lütfen bu çizim, resim ve fotoğrafları dikkate almayın. Resim çizmeyi ve multimedyaları sizlerle paylaşmayı seviyorum diye fotoğraf ekliyorum. Karakterleri, ırkları ve canlıları dilediğiniz gibi hayal ediniz...

Not': Bu bölümde adı geçen karakterler ve ırklar şahsım tarafınfan uydurulmuş bir mitolojinin uydurulmuş isimleridir. Herraden ırkı Alaban'ı tanrıları kabul eder. Hiddarunların dini farklı olup detaylara hikaye içinde yer verilecektir.

Hayallerime ortak olup okuyan ve düşüncesini bırakan herkese teşekkürü borç bilirim. Teşekkürler ❤❤❤

HİDDARUN *Düzenlenecek*Where stories live. Discover now