9. ✴ Tohuma Açan Çiçekler ✴

190K 10.1K 2.9K
                                    

Sağlam bir kahvaltının ardından gücüm iyice yerine gelmişti. Her ne kadar annem gitmiş olsa da bana bıraktıklarıyla sanki hala hayatımda gibiydi. Keyifle yaptığım kahvaltının ardından salona geçip koltuğa oturdum. Zaman kaybetmeden bir şeyler yapmalıydım. Bunun için önce iyi bir program yapacak ve buna göre en kısa süre içinde evi ve bahçeyi detaylı bir şekilde araştıracaktım. Bulacağım tüm izler benim için çok ama çok kıymetli olacaktı. O nedenle olanca dikkatimi tüm ayrıntılara vermeliydim. En ufak bir iz bile annemi bulmam için önemli olabilirdi. Bir dedektif dikkatiyle her şeyin peşine düşmeliydim. Tamam kabul bunu bir günde yapamazdım ama elimden geldiğince çabuk bir şekilde tüm cevaplara ulaşmalı ve anneme ne olduğunu bulmaya çalışmalıyım. Annem belki de ölmüştü ama en azından bunu gözlerimle görmeliydim. Peki ya ölmediyse, o zaman belki de ona yeniden kavuşabilirdim. Belki babamı bile bulabilirdim. Bunların hayali bile savaş vermeye değerdi.

Çok zaman kaybetmeden arka bahçeye çıktım. Harika bir güneş içimi umutla doldurdu. Gel gelelim duyduğum mis gibi çiçek kokuları ve ardından da kendiliğinden canlanmış bahçemizle karşılaşmak, içinde bulunduğum korkunç gerçeklikle yeniden yüzleşmeme neden oluyordu. Bu güzelim bahçe şimdi benim için bir ucube gibi görünüyor ve beni deli gibi korkutuyordu.

" İnsan hiç çiçeklerden korkar mı ? " diye sorsalar,

" Bizim bahçedeki çiçeklerse, evet korkar." diyerek cevap verirdim.

Çiçeklerin muhteşemliği karşısında kısa süre içinde korku ve sinirden gülmeye başladım. Burada çok fazla beklemek akıl sağlığıma iyi gelmeyeceği için adımlarımı hızlandırıp bu korkunç güzelliği daha sonra incelemek için ardımda bıraktım. Ya da dürüst olmam gerekirse cesaretimi toplayana kadar başka şeylerle oyalanmayı tercih ediyordum. İşte bu nedenle bugünkü hedefim tarlamızı keşfetmek olacaktı. Günlüğümde yanımdaydı. Eğer yeni bir şey yazarsa hemen okuyacaktım. En ufak bir satır belki de bu korkunç bulmacanın çözülmesine atılan önemli bir adım olacaktı.

Dikkatimi düşüncelerimden sıyırıp çevreye baktığımda tarlamıza çoktan ulaştığımı fark ettim. İşin kötü tarafıysa günlük şok dozlarımı bu defa da burada almaya başlamış olmamdı. Bu ev beni bir gün şok edip korkutmasın kesinlikle bir şeyler ters gidecekti. Korku içinde baktığım ahırın kapısı sonuna kadar açıktı ve içeride ne yem, ne de saman vardı. Daha da kötüsü keçi, tavuk ve diğer hayvanlarımız sanki hiç olmamışlar gibi yoktu. Asıl sinir bozucu olansa hayvanların dışkılarının bile kaybolmasıydı. Buraya her ne olduysa ya da burayı her kim soyduysa her yeri itinayla temizlemiş olmalıydı. Belli ki gelen temizlik hastası biriydi. Prensipli hırsızımız büyük bir olasılıkla,

" Evi soyarım ama ardımı pis bırakmam ! " diyerek ahırı iyice temizlemişti. Gördüklerim karşında sinirlerim iyice bozulduğu için yeniden gülmeye başladım.

Çok geçmeden ahırdan ayrılıp tarlamızı incelemeye odaklandım. Aynı şeyler tarlada da karşıma çıktı, orada da hiçbir şey kalmamış hatta ağaçlar bile kaybolmuştu. Gelenin hırsız olmadığını ancak o zaman anlayabildim. Burada neler olmuştu böyle ? Her şey bir anda nereye kaybolmuştu ? Peki ya sabah kahvaltım nereden gelmişti ? Olmayan bu tarladan ve hayvanlardan mı ?

" Iyy ! "

Ürpermek ve mide bulantısı karışımı bir hale çok kısa süre içinde girmiştim. Bu evde bir gün korkmasam ne olurdu sanki ? Hevesim kırılmış bir şekilde bakınmaya devam ediyordum. Tarlanın ileri kısımlarında bir şeylerin olduğunu fark ettim. Ucube gibi duran annemin diktiği şu sevimsiz tohumlar. Bunlar öylesine çirkin ve şekilsiz şeylerdi ki onların yanına gitmekte bile tereddüt ediyordum. Kararsızlığım kısa sürede meraka döndüğü için tabi ki de tohumları kurcalamaya karar verdim. Yanlarına kısa sürede ulaştığımda tohumların taşla mantar karışımı bir şekli olduğunu gördüm. Kokularını aldığımdaysa neredeyse kusacak gibi oldum. Bunlar sanki ölüm gibi kokuyordu.

EDNA GÜNLÜKLERİ ( Raflarda )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin