❄ 61. BÖLÜM ❄

Comenzar desde el principio
                                    

Artık sinirlenmeye başlayan İsimsiz "Ne demeye çalıyorsun?" diyerek çıkıştı arkadaşına. Karasızlık, dengesini alaşağı etmişti. Cevap ise gecikmedi. Ancak sanılanın aksine başkasından gelmişti, o anlamlı uyarı niteliğindeki cümle.

"General'in asıl amacından söz ediyor. Asperatus'a kolay yoldan ulaşmak için deneyemeyeceği şey yok."

Önüne düşen saçları elleri ile geriye atan Duygusuz da en sonunda ayağa kalkmıştı. "Her şey o kadar karıştı ki. Kim haklı kim haksız anlam veremiyorum."

Nolan devam etti. "Nehir'in 301. kurban olmasını Asperatus istedi. Bilinenin aksine, defter kan istemiyor. Defter, asıl sahibini istiyor. Aksine. Defter, sahip olmayı istiyor."

Nefes aldı. Bu bilgiyi arkadaşları da yeni öğreniyordu. Ağabeyine başını çevirdiğinde net olmaya çalışarak ekledi.

"Seninle kavga ettiğimiz gün. O akşam ben, şu yasak dediğiniz odaya girmiştim ve gördüklerim hiç de iç açıcı değildi."

"Ne gördün?" dedi Ian. Bariz bir şekilde korkmuştu.

"Planlar." Önce ağabeyine, ardından da Mehir'e baktı. "Bekçiler her konuşulanı not edip Asperatus'a bildiriyor. Yani hiçbir şey planlandığı gibi kalmıyor. O gün kaçamadık çünkü Asperatus istemedi. Bir şekilde Duygusuz'a yakalanmamızı sağladı. Anlayacağınız. İstemediği planları bozuyor. Bu planda saklı değil. Tıpkı General'in planlarının saklı kalmadığı gibi." Nefes aldı. "Asperatus'u senin alacağını öğrendim o gün ağabey. Nehir'in senin yüzünden öldürüleceğini, piyon olarak seçildiğini. Gözüm döndü. Sonra oraya düzenli olarak gitmeye başladım. Her öğrendiğim şey o kadar tuhaftı ki. Planlar sürekli değişiyordu. Bu da, bir şeyi anlamamda oldukça etkili oldu."

İsimsiz'e dönen mavi gözler, ekleme yaptı. "Planlar istenmezse bozuluyordu."

Yerine oturan çarkların verdiği rahatlıkla derin bir nefes aldı, Duygusuz. "Planı bozalım," dediğinde Mehir'e bakıyordu. Bu yaptığı, tükürüğünü yalamak gibi görünse de işler sandığından daha farklıydı. Hiçbirinin bir çıkarı yoktu. Tek istedikleri, Asperatus'un doğru tarafı bulmasıydı. Bu sayede bu lanet oyundan ve getirisi bağımlı hayattan kurtulabilirlerdi. 

"Şimdi anlıyorum," diyen İsimsiz, bıkkınlıkla yerine oturduğunda bakışları dalgındı. "Babam bu yüzden sürekli uyarıyordu." Başını kaldırdı ve Oyuncu'ya baktı. "Mehir'den haberi var." Biraz daha düşündü. "Geijah denen adamın bir bağlantısı olabilir mi peki?"

"Sanmam," dedi Oyuncu. "Onun çıkarı daha farklı."

Duygusuz masada duran Kaptan'ı eline aldı ve dönüşmesini istedi. Öksürerek kuşa dönüşen defter, kanatlarını çırparken sahibine bakıyordu. Genç adamın koyu kahve gözleri, bekçinin lacivert gözlerini bulduğunda emrini verdi. "Git ve haberini uçur." Kaptan tiz bir çığlık atıp açık pencereden çıkarken, başını yeniden arkadaşlarına çevirmişti, Duygusuz.

"Belki onlarca öğrencim feda olacak ama." Oyuncu'ya baktı. "Sonucunda oyun da bozulacak." 

Gözlerinin içi gülen gençler, bir Mehir'e bir de eğitmenlere bakıyordu. Bakışları pencereye yönelen İsimsiz'i bulduğunda bir süre sessizlik bahşedildi, odaya. En büyük karar onundu çünkü ya yarım ailesini ya da insanları seçecekti. Ya üvey de olsa annesinin katili babasını ya da ellerine kelepçe vurulmuş dünyayı seçecekti.

Kararsızlık büyürken Mehir araya girdi. İsimsiz'in tüm dikkatini saniyesinde üzerine toplamıştı. "Biz kimseye ihanet etmiyoruz." Bir süre daha bekledi. Amacı, o bakışların kendisine çevrilmesiydi. "Bana bir bak. Eğer bunu ihanet olarak düşünseydim, inan bana şu an kahrımdan ölmüştüm."

İsimsiz, kırmızı gözlerini dışarıdan çekip Mehir'e kenetlediğinde genç kız kararlılıkla ekledi. Yeşil gözleri Oyuncu'yu bulmuştu. "Başıma silahını dayadığın günü hatırlıyor musun? Aklını kaçıracağını sanmıştın."

Oyuncu kaşlarını çatmakla yetindi.

"Mehir, Mary'nin gücü ile dönüştüğünde çok korkunç. Kendi olmaktan çıkıyor. Onu sadece Ian, ben, Nolan ve Arden görmüştü. İnanmanız lazım. O çok ciddi."

Konuşan Kira'ydı. İsimsiz de dahil, herkesin ilgisini çekmişti.

"Başlarda bizim de aklımız almadı. Sürekli olarak onu suçladık ama değişmeyecek olan tek şey onun doğru olması. Bizi kurtaracak tek kişi o."

Başını sallayan İsimsiz "Kabul," dedi. "Ama siz de şunu anlayın. Babam kötü birisi değil. Evet. Öfkeli. Mary'e çok ama çok öfkeli. Sırf bu yüzden kabul ediyorum. Öfke kontrolsüz bir duygu ve yanlış bir şey yapmasından korkuyorum. Belki de şimdiden Mehir hakkında binlerce plan kuruyor. Bunu bilemem ama engel olabilirim. Bu kısımda da seni dinlemek zorundayız, Mehir. Çünkü Mary'i yönlendirebilecek tek kişi sensin. Ancak anlamadığım bir nokta var. Poyraz bizden önce kaçacak dedin. Ne ile kaçacak? Oraya giderken yakalanabilir."

Mehir'in yeşil gözleri, sağında duran Hannah'ı buldu. Hannah başını sallayarak önce Poyraz'a, ardından da İsimsiz'e baktı. Keskin, çekik gözleri kırmızı gözlere bakarken oldukça kararlıydı.

"Onu buradan Kafes çıkaracak."

"

¡Ay! Esta imagen no sigue nuestras pautas de contenido. Para continuar la publicación, intente quitarla o subir otra.
Asperatus Nevm ✓Donde viven las historias. Descúbrelo ahora