❄ 45. BÖLÜM ❄

Start from the beginning
                                    

"Dünya'nın ve insanlığın diğer gezegenlerde olduğu gibi doğaüstü güçleri yok, efendim. Tek amacımız kendimizi geliştirmekti." 

Meraklı ve isyankar bir sesin kendisine karşı çıkmasına aldırmadı.

"Önlenemez hırs, can yakar, Hamsa."

Bilge tavırları genci bulduğunda devam etti.

"Bir resim yaparsın. En iyisi bu dersin. Aradan zaman geçer. Çizdiğini kaldırır atarsın. Yine çizersin. Bu sefer tamam, dersin. Tamam, bu en iyisi. Ve yine zaman alır başını gider. Onu da beğenmezsin. Çünkü insanoğlunun bir doyum noktası yoktur. İradeyi beyin değil, nefis yönetir." 

Hamsa'nın  öğrenmek isteyen bakışlarına gözlerini dikti.

"Her canlının yaradılışı farklıdır. Fiziki ve kimyasal özellikleri çoğunda değişir. Ama değişmeyen de bir şey vardır."

Öğrencilerin meraklı gözlerine tatmin olarak devam etti.

"Güç."

Uzun bir süredir burada bekleyen ama kimsenin dikkatini çekmeyen silahın yanına yaklaştı.

"Tanrı herkese gücü verir. Bazen bu güç direniştir, karşı koyuştur. Bazen doğaüstüdür. Kimi zaman akıldır, kalptir. Önemli olan güçtür. Gücün şekli değil. Yeter ki doğru şekilde kullanmasını bilin."

"İnsanların kontrolsüz olduğunu nereden biliyorsunuz? Siz insan değilsiniz." Kira'nın sert ve kınayıcı bakışlarına aldırış etmedi.

"Düşman, düşmanını iyi tanıdığı vakit kontrollüdür."

Sustu, Kira. Karşısında gördüğü mavi gözlerdeki yaşanmışlık, nefret, kin... Ürkütmüştü genç kızı. Düşmanı bildiği bir ırka neden yardım ediyordu? Bunu yapmaya zorlanmış olabilir miydi? Sonuçta Asperatus'tu burası.

"Ben eğitimde ırk gözetmem." Kira'nın gözleri şaşkınlıkla açıldı. "İnsan, odel, vampir, galan, farklı..." Gözlerini öğrencilerin üzerinde gezdirdi. "Düşman ne olursa olsun, onu iyi tanımadığınız vakit, kontrolü elden bırakırsınız." Yeniden Kira'ya döndüğünde ise bu konudaki son sözünü ortaya koymuştu. 

"Senin düşmanın, rakibindeki beyazların şahı değil. Düşmanın siyahların veziri. Şahının koruyucusu. Onun ne zaman sana baş kaldıracağını hesap edemezsin. Bu yüzdendir ya. Onu tanıyabilmen için senin takımındadır."

"O zaman bu evrende düşmanı dostu ayırt edemeyiz, efendim. Hepsi içimizde. Bir yerden sonra herkes delirir."

Neil'in isyancı ve meraklı sesini duyunca, bu konunun uzayacağının da farkına varmıştı. Bir iki adım daha atarak tanıtacağı silahın yanına geldi. 

"Kara delikler hakkında ne biliyorsunuz?" 

Sorusu es geçilen Neil yüzünü ekşitsede cevap verdi. "İçine neyi alırsa yok ediyor, diye biliyorum." Diğer gençler de Neil'e katılarak başını salladı. 

"Doğru ama eksik." Eli ile yanında duran, üstü örtülü nesneyi gösterdi. "Farz edin ki kara delik bir düşman? İlk atağınız ne olur?"

Cevap gecikmedi. Kira hevesle kurmuştu cümlesini. Öğrendiklerini uygulamak onun için büyük bir gelişimdi. "İyi tanırım."

"Nasıl?" Oyuncu'nun sorusu üzerinde bir müddet düşündü ama bir cevap veremedi. Cevabı arkadaşının zorlandığını fark eden Doris vermişti. 

"En başta geçmişini kurcalarım."

Yüzüne yayılan gülümseme ile başını salladı, Oyuncu. "Doğru atak." Eli ile Doris'i göstermişti. "Kara delik madem bir düşman. O halde ilk önce oluşumunu incelemeliyiz." Gençlere bakarak devam etti.

"Kara delikleri oluşturan şey, ufak bir yıldız. Yani dönüştüğü şeye nazaran fazla zararsız." Gözleri nedensizce Mehir'i bulmuştu. "Bu yıldız zaman içinde büyüyor. Büyüdükçe büyük bir yer kaplamaya başlıyor. Ömrünün sonu yaklaşıp yakıtı tükendiğinde önce şişerek hacimce büyüyor ve kırmızı süperdeve dönüşüyor. Sonrasında ise akıl alınmayacak bir patlama ile dış katmanını uzaya saçıyor. Çekirdekleri içine çöktüğünde bir nötron yıldızı meydana geliyor. Çöken çekirdekten dolayı inanılmaz bir yoğunluğa sahiptir, bu yıldız. Eğer bu yıldız yeterince büyükse bir süre sonra o da kendi içinde çökerek bir kara deliği meydana getiriyor."

Mavi gözleri yeniden gençlere çevrildiğinde devam etti.

"Bu süperdev olayında çıkan gaz yoğunluğu muhteşem denecek kadar fazladır. İşte bu gazlar, bir kötü doğmadan evvel ortaya çıkan harika bir bulutsuyu meydana getiriyor. "

Gözleri Mehir'i buldu ve istemsizce gülümsedi.

"Nebulayı... Ölüme uçan nebulayı."

Gözlerini Mehir'den çekip Neil'e sabitlediğinde, eski mizacı yüzüne geri örtünmüştü. Sorusunun cevabını alamayınca morali düşen gence başını çevirdiğinde herkes merakla Oyuncu'ya bakmaya başladı.

"Kötünün de bir yerde iyi olabileceğini gördün mü, Neil? Düşmanın ve dostun, geçmişi ile tam da bu noktada ayrılıyor ve o ince çizgi, tıpkı bir ayna gibidir."

Bakışları yeniden Mehir'i bulmuştu ve bunu fark eden tek kişi Nolan'dı. Kaşları çatık ağabeyini izlemekle meşguldü. Oyuncu kardeşini fark etse de aldırmadı. Hafif bir tebessüm geçti dudaklarının arasından. Ardından örtüyü çekti ve bir sonraki aşama da kullanılacak silahın parıltısının gençleri mayhoş etmesine izin verdi. Karşısındaki kızın yeşil gözlerinin, kendi gözlerine tebessüm içinde bakmasıyla devam etti.

"Çünkü gençler, cehenneminiz, cennetinizin aldatıcı aynasıdır."

"

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Asperatus Nevm ✓Where stories live. Discover now