Elbiseyi alarak lavaboya geçtim. Üzerime giyerek odadan çıktım.

"Sadece saçlar kaldı. Tamamen hazır olana kadar kendine aynada bakma." dedi Mandy. Sesli bir şekilde güldüm.

"Tamam tamam. Çabuk ol. Yalnızca kırk beş dakika kaldı." dedim saate bakarak.

"Bu elbiseye düz saç yakışır." dedi Mandy eline düzleştiriciyi alarak.

Bir kuaför edâsıyla saçlarımı düzleştirmeye başladı. Yaklaşık yirmi dakikada bitirmişti. Anlaşılan oldukça uğraşarak yapmıştı.

"Ah bekle.. Sakın aynada kendine bakma." dedi ve koşarak odadan dışarıya çıktı. Nereye gitmişti ki şimdi?

Yaklaşık bir dakika sonra tekrar odaya gelerek kapıyı kapattı. Elinde de siyah bir deri ceket vardı.

"Şunu da giyersen tamamdır." dedi ceketi bana uzatarak. Gülümseyerek ceketi aldım ve giydim. Ardından da parfümümü sıktım.

"Şimdi kendime bakabilir miyim?" dedim. Mandy güldü.

"Evet artık bakabilirsin." dedi

Bir boy aynasının karşısına geçerek kendime baktım. Aynanın sağ kısmından küçük bir yeri, daha önce vampir hızımı kontrol edemeyip ona çarpmamdan dolayı çatlaktı.

Gerçekten her şey çok güzel olmuştu. Siyah ağırlıklıydı ama siyahı seviyorum.

"Bence hem oldukça dikkat çekici, hem de çok sevimli oldun." dedi Mandy. Gülümsedim.

"Gerçekten güzel olmuş. Teşekkür ederim, Mandy. Tüm yardımların için." dedim. Mandy gülümsedi.

"Önemi yok. Ama şimdi gitmeliyim ki çıkarken David'le karşılaşmayayım." dedi. Hızla aşağı inerken ben de onun peşinden gittim. Dış kapının önüne geldiğimizde bana baktı.

"Eğlenmenize bakın. Nasıl davranman gerektiğine gelirsek de.. Sadece kendin ol." dedi Mandy. Gülümseyerek ona sıkıca sarıldım. Geri çekildiğimde Mandy hızla kapıyı açarak dışarı çıktı.

Kapıyı kapatarak saate baktım. Yalnızca on beş dakika kalmıştı. Hızla odama çıkarak siyah, küçük bir çanta aldım. İçine para, şeker, makyaj malzemeleri ve telefonumu koydum. Yandan asmalı çantayı takarak tekrar aşağı indim. Ayağıma siyah botlarımı giydiğim anda zil çaldı.

Saate baktığımda altı olduğunu gördüm.

Tam zamanında.

Kapıyı açtığımda, karşımda David duruyordu. Saçlarını her zaman yaptığı gibi hafif dikleştirmişti. Üzerinde siyah bir gömlek ve siyah bir deri ceket, altında ise siyah bir pantolon vardı. Sanki daha önce siyah giyinelim diye anlaşmış gibi birbirimize uyumlu giyinmiştik.

David bana bakarak gülümsedi.

"Çok hoş olmuşsun." dedi. Ben de gülümseyerek karşılık verdim.

"Sen de." dedim.

"Gidelim mi?" diye sordu.

"Gidelim."

Evin önüne park etmiş olan arabaya doğru yürüdük. Tam kapımı açacakken David vampir hızıyla yanıma gelerek kapımı açtı. Bunun üzerine gülümsedim.

"Teşekkürler." dedi büyük bir kibarlıkla.

"Rica ederim." dedi David de aynı şekilde. Arabaya bindiğimde kapımı kapatarak vampir hızıyla arabanın diğer tarafına geçti. Kapıyı açarak şoför koltuğuna oturdu. Kapıyı kapatırken ona biraz daha dikkatli baktım. Çok yakışıklı ve karizmatik gözüküyordu. Gülümseyişi ve bakışları.. Beni ona daha da bağlıyordu sanki.

Gizemli KasabaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin