"Daha sonra Miranda'yı ve Alex adındaki erkek bir arkadaşımı Gizemli Kasaba'ya gönderdim. Yaklaşık üç hafta önce. Ve o zaman senin komada olduğunu öğrendim. Oldukça şaşırmış ve mutlu olmuştum. Belki de intikam almama gerek yoktur diye düşünmüştüm. Ama iyileşme ihtimalin de vardı."

Tanrım..

"Miranda ve Alex düzenli aralıklarla Gizemli Kasaba'ya geliyorlardı. Gidip kontrol etmelerini ben istiyordum. Ama bir gün.."

Sasha duraksadı. Ardından derin bir nefes alarak devam etti.

"Bir gün Miranda ve Alex geri döndüğünde gözleri korkuyla bakıyordu. Dehşete düşmüş gibiydiler. Ne olduğunu sordum. Verdikleri cevap sadece bir kelimeydi."

Bu bir kelimenin ne olduğunu tahmin edebiliyordum.

"Vampirler." dedi. Tam da tahmin ettiğim gibiydi. Hiçbir cevap vermeyerek dinlemeye devam ettim.

"Miranda ve Alex kendilerine bir vampirin saldırdığını iddia ediyorlardı. Tabii ki inanmadım. Kasabaya tekrar gitmemek için bahane ürettiklerini düşünüyordum. Anlattıklarına göre vampir onlara saldırmaya çalışmıştı. Alex'in hızlı davranarak yerdeki bir kazığı vampire saplamasıyla vampir acıyla bağırmış. Bu sırada da ikisi kaçmışlar." dedi. Gücümün yavaş yavaş geri geldiğini hissederken, Sasha bir şırınganın iğnesini daha boynuma batırdı. Mineyi boşaltırken canımın inanılmaz derecede yandığını hissettim. Bu kadar fazla miktarda mine.. Benim için hiç de iyi olmayacaktı.

"Peki fikrini ne değiştirdi? Neden sonradan onlara inandın?" diye sordum zorlukla.

"Çünkü gördüm. Ben onlara inanmayınca benim de bir kere olsun kasabaya gelmem için ısrar ettiler. Sadece vampir bulabilmek amacıyla. Gitmek istemiyordum ama eğer gitmezsem onların kasabaya tekrar gitmeme ihtimalleri de vardı. Yani artık seni kontrol etmek için Gizemli Kasaba'ya gelmeyebilirlerdi." dedi.

Minenin verdiği acı, havanın dondurucu soğuğuyla birleşiyordu. Yağmur damlaları hâla yere düşüyor, yağmur daha da şiddetleniyordu. Şimşekler çakarken karanlık ormanda gördüğüm ve odaklandığım tek şey Sasha'ydı. Yavaş yavaş hislerimi kaybediyor gibi hissediyordum. Zor nefes alıyormuş gibi..

Sasha biraz duraksamadan sonra devam etti.

"Ben de bir kereliğine gitmeyi kabul ettim. Yalnızca vampirlerin gerçek olup olmadığını öğrenmek için. Her ne kadar gerçekliğini inkar etsem de bir parçam bunun gerçek olduğuna inanıyordu. Emin olmam gerekiyordu."

Hâla hiçbir şey söylemeden onu dinliyordum. Merak ettiğim çok şey vardı.

"Ben de kabul edince hep birlikte kasabaya gittik. Gittiğimizde hava kararmıştı. Etrafa bakınmaya başladık. Alex ne olur ne olmaz diye yanına kazık bile almıştı. Saatlerce dışarda gezindik. Ama hiçbir vampire rastlamadık. Onu görene kadar.. Önce birinin çığlık attığını duyduk. Çığlık sesinin olduğu yere geldik. Gizlice baktığımızda, bir vampir çığlık atan kızın kanını emiyordu. Bir süre sonra kızın çığlığı kesildi. Büyük ihtimalle ölmüş ya da bayılmıştı. Koşarak arabamıza binerek bu kasabadan uzaklaşmaya başladık."

Tanrım..

"O günden sonra senin de vampir olup olmadığını merak etmeye başladım. Eğer vampirsen seni öldürmek, çok daha zevkli olacaktı."

"Derdin ne senin?!" diye sordum sinirle. Cidden bu kız bütün bunları neden yapıyordu?

Sasha beni duymamış gibi yaparak anlatmaya devam etti.

Gizemli KasabaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin