Bölüm 2

27 5 0
                                    

Bütün umutlarının tükendiği an bir ışık parlıyor. Evet diyosun,bu sefer mutlu olacağım,ama bir türlü olamıyorsun. Tutunacak bir dal arıyorsun,ama bir bakıyorsun ki uçurumun kenarındasın ve atlamaktan başka bir çaren yok. Evet sevgilim,benim tek hatam seni sebebi olmadan sevmemdi. Seni kendimden çok sevmemdi. Sana herkesten çok değer verip her defasında kalbimde yaralar açmamdı. Ne demişler kime aşık olacağını bilemiyorsun. Zaten bilsen adı aşk olur mu azizim size soruyorum? Mantık devreye girince aşk diye bir şey kalmıyor. Ne demişler aşk bir insanı koşulsuz sevmekmiş. Sahi sen hiç sevdin mi azizim?

Mükemmel bir çift olarak geziyorduk. Ömrümün en güzel günlerini yaşıyordum. Çok aşıktım. Hâlâ adını koymamıştık ama olsundu. Mutluydum. Onunlaydım,bana değer veriyordu her dakika birlikteydik. Beni okuldan eve bırakıyordu. Olamaz üvey babam karışımdaydı! Meriç ile beni görmüştü. Hayatım boyunca üvey babamın zoruyla herşeyi yaptım. Artık sıkılmıştım. Öz babam beni bırakıp gitmeseydi bunların hiç birisi olmayacaktı. Artık sıkılmıştım. 1 ay sonra reşit oluyordum acaba bunların hepsini yapabilecek miydi bundan sonra? Üvey babam yani Emre;
"Buğlem çabuk içeri gir!"
Diye bağırmıştı kolumu sıkıyordu. Meriç dayanamadı bir tane vurdu çok iyi olmuştu haketmişti bunu. Meriç bağırmaya başladı;
"Lan sen kim oluyosunda Buğlem'in canını acıtıyorsun?!"

Meriç bir tane daha yumruk geçirdi. İçten içe kahkahalara boğuluyordum.çok iyi oluyordu. Ama umarım bunun sonu kötü bitmezdi.
Emrenin yani üvey babamın sinirlendiğini görebiliyordum hemen araya girdim.

"Yeter bu kadar yeter artık çektirdiğin!"

Deyip ağlayarak eve gittim. Geceye kadar hiç bir şey yememiştim. Ipod'umdan müzik dinliyordum. O kadar çok ağlamıştım ki gözlerimi hissetmiyordum. Artık kulaklığı çıkardım ve yüzümü yıkadım. Geldiğimde Meriç yatağımdaydı. Olamaz buraya nasıl girmişti?

"Sen,sen nasıl buraya gelebildin?"

Meriç söze başladı;
"Unutma,ben sevdiğim kız için her şeyi göze alırım ve onun ağlamasına izin vermem."

Ne diyeceğimi bilmiyordum ama ağzımdan şu kelimeler döküldü.

"Ben,ben seni seviyorum. Sen iyiki varsın."

Ağlıyordum. Güçsüz görünüyordum. Bana kocaman sarıldı.

"Ben senin yanındayım Buğlemim. Artık ağlamak yok." dedi

Olamaz Buğlemim mi dedi birinci tekil şahıs Buğlemim. İçimden bu çocuğa çok aşığım diye bağırmak geçiyordu.

Beni bırakmadı. Gittim odamın kapısı kilitledim. O gece ona sarılarak uyudum. Benim Meriç'ime. Sabah uyandığımda üstüm başım Meriç kokuyordu. Vanilya kokusu gibiydi. Evet o vanilya kokuyordu. İçtiği sigaralardan dolayı kokusu belli olmuyordu ama şuan belliydi. Gözümü açtığımda Meriç yoktu. Yanımda bir tane not kağıdı ve bir tane kırmızı gül vardı. Not kağıdında;

"Günaydın sevgilim,çıkmak zorunda kaldım okulda görüşürüz."

Yazıyordu. İnanmıyorum bana sevgilim demişti! Herşey o kadar güzeldi ki tekrar kötü olmasından çok korkuyordum.

Hafta sonuydu görüşmemiştik hiç. Aramamıştı beni sadece o notu bırakmıştı o kadar merak etmiştim ne olduğunu. Ama ulaşamıyordum arıyordum fakat açmıyordu. Ne yapacağımı bilmiyordum en sonunda Demir'e mesaj attım.

"Demir Meriç nerede?"
Aradan 2 saat geçmişti ki Demir mesaj attı.

"Buğlem sana bir şey diyeceğim ama panik yapma."

Kötü birşey olduğunu anlamıştım hemen Demir'i aradım. Demir Meriç'in kaza yaptığını söyledi. Kalbimi,kalbimi hissetmiyordum. Ağlıyordum içimde fırtınalar kopuyordu,ama kimseye bişey diyemiyorum. Hemen Meriç'in yattığı hastaneye gittim.

TRUE LOVEWhere stories live. Discover now