Geri dön

184K 8.1K 569
                                    

1.Bölüm

Geri dön...

Ne yorgunluktan bitap düşmüş bedenim ne de kopacakmışçasına ağrıyan bacağıma yenilmeden nihayet beş aydır yaşadığım tek katlı taş ev gözüktü. Zorlukla çıktığım basamakların ardından omzumda taşıdığım kıza dikkat ederek büyük ahşap kapıyı açtım. Çamur olan botlarımla uğraşmaya zamanım yoktu.

Taş ev; tek yatak odası, geniş bir salon ve mutfaktan oluşuşan bir evdi. Elimden geldikçe hızlı olmaya çalışarak kızı salondaki tek büyük koltuğun üzerine yatırdım. Bir süre ne yapacağını bilmez halde baktım, kahve rengi ıslak saçlarla kapanmış yüze. Öylece dururken üzerimdeki kıyafetlerin verdiği üşüme hissi beni kendime getirdi. Vakit kaybetmemem gerekiyordu. Hemen sönmek üzere olan şömineye önce ince odun yerleştirip yelpazeyle yelledim. Ardından bir kaç kalın odunuda ilave ettiğimde ilk koyduklarım yanmaya başlamıştı.

Salonun içerisinden geçtiğim yatak odasına gelerek kalın, ince ne kadar çarşaf ve battaniye varsa alarak tekrar salona geldim. Koltuğun üzerine baygın halde yatan kızın üzerine örtüp örtmemek arasında kalmıştım çünkü içerisi de onun ısınması için yeterli ısıda değildi. Çıtırtı seslerinin geldiği şömineye baktığımda ona yakın olmanın daha iyi düşünerek elimdeki battaniyeleri yerdeki bir çift koyun postunun üzerine ikişer kat sererek yer yatağı yaptığımda nihayet kalın odunlarda tutuşup yanmaya başlamıştı.
Yeniden koltuğa geldim ve kıza göl kenarında giydirdiğim paltoyu çıkardım. Beyaz ve uzun, ipek elbiseyle kalmıştı. Tenine yapışmış gelinliği andıran elbiseyide oyalanmadan çıkartmam gerekiyordu. Üzerinde ıslak ne varsa çıkartıp attığımda çıplak kalan kızı son bir hamleyle kucağıma aldım ve şöminenin önüne battaniyelerden yaptığım döşeğe yatırdım. Kahretsin teni tıpkı bir ölü gibi morarmaya başlamıştı. Korkuyla yeniden kalbini dinlediğimde; varla yok arası olsada şükürler olsun atıyordu.

Elimden daha fazlası gelmediği için çaresizlik içinde soyundum ve ölü gibi yatan kadının üzerine uzandım. Mermerden bir heykele hayat verme çabasıydı benim yaptığım. Bedenime yayılan soğuğa inat Azrail ile savaşmaya başladım.Bana gelen bu mucizeyi ona vermeyecektim.
Saatler ilerledikçe ilk başta buz gibi soğuk olan ten benimle birlikte ısınmaya başlasada şömineye odun atmak için yanından ayrıldığımda zayıf bedeni tekrar buz gibi soğuyordu.

Gün çoktan bitmiş nerdeyse gece yarısı olmuştu. Onca zaman çok mecbur olmadıkça çıkmadım yataktan. Ellerimi dolaştırdığım mucizenin ipeksi teni normal rengine ve ısısına gelmişti. Evet ismini bilmediğim bu güzelliğe 'mucize' adını verdim. Yinede hiç tepki vermiyor oluşu beni çok korkutuyordu. Şimdiye kadar çoktan uyanmış olmalıydı.
Kollarımın arasında hâlâ uyuyan güzeli izlerken bir kadınla uyumayalı ne kadar uzun zaman geçtiği geldi aklıma. Bir kadının sıcaklığına mahrumiyetim belkide bir seneyi geçmişti. Gerçi hiçbir kadınla gün boyunca yataktan çıkmadan... ve sevişmeden hiç uyumamıştım. Bu benim için bir ilk olmuştu ve kadınlardan sonsuza kadar uzak duracağıma inandırdığım kendime küçük bir ihanet.

Mucizemin güzel kahverengi saçları okşayıp alnından öptükten sonra artık yanından kalkmam gerektiğini düşünürken sonunda hareket ederek bana doğru döndü ve "çok üşüyorum."diyerek koynuma iyice sokuldu. Bu hareketine boğazım yırtılırcasına haykırmak sevinçten kahkaha atmak istesemde, korkmasından korktuğum için sadece ona sıkıca sarıldım. Şükürler olsun uyuyan güzel nihayet uyanmaya karar vermişti. Birkaç saat sonra gün doğdu hava aydınlanmaya başladı. Ona biraz daha sarılıp öylece kalma fikri gözlerini açtığında tepkisinin ne olacağını bilmediğim için değişti ve yavaşça çıktım yanından. Sonuçta üzerimizde iç çamaşırları olsada ikimizde çıplaktık. Yatak odasındaki küçük banyoya gitmeden önce şömineye bir kaç odun daha attım. Hazır odunlar tükenmek üzereydi acilen odun kırmak gerekiyordu.

Mucize tamamen uyanmadan duş alıp mutfağa geçtim. Dünden beri doğru düzgün yemek geçmemişti boğazımdan. Kesinlikle mucizemin de karnı açıkmıştı. Kurutulmuş tarhanayı biraz suda beklettikten sonra güzelce pencereden yağan karı izlerken pişirdim. Lapa lapa yağan kar muhtemelen gece başlamıştı. "Mucizemin şansı." Dedim içimden eğer dün yağıyor olsaydı. Evden dışarı çıkamaz onu bulamazdım. Evet ya onu bulamamış olsaydım. Bu gencecik beden çoktan ölmüştü. Gözümün önüne gelen korkunç senaryoyu başımı sallayarak dağıttım şükürler olsun rabbim onun yaşamasını istemişti.

Etrafa yayılan enfes koku sanki beni daha çok acıktırdı. Pişer pişmez çorbadan bir kase kendime koydum, buharı tüte tüte içerken aklım mucizedeydi. 'Acaba seslenip uyandırsa mıydım. O da çok aç olmalıydı.' Düşünceleri duyduğum sesle dağıldı.
Soğukta kalmış küçük bir kedi gibi mırıldıyordu. Ne söylediğini tam duymak için iyice yaklaşıp dinlediğimde "üşüyorum"diye sayıklıyordu. Panikle elimi alnına koyup ısısını kontrol ettim. Fakat beklediğimin aksine sıcaktı, fazlasıyla sıcak!

Onu acilen hastaneye götürmem gerekiyordu hemen  battaniyeye sarıp sarmalayıp omzuma aldım. Kahretsin! Daha kapıyı açtığımda yüzüme doğru esen fırtına ve karla birlikte kapıya yığıldık. Diz boyu kar vardı etrafta. Arabanın çalışmasına imkan yoktu. Ana yola yürümekte saatleri alırdı ama bu sakat dizimle bu zaten imkansızdı. Allahım! Bu nasıl bir sınavdı böyle vede kimin sınavı. Bu kızın mı yoksa benim mi?

Mecburen içeri geçtim, yeniden aldığım yere dikkatlice yatırdıktan sonra sıkıca az önce sarıp sarmaladığım battaniyeyi açtığımda tüm güzelliği bir kez daha gözlerim önüdeydi. Onu bu şekilde kaybedersem yaşayacağım yeni bir travma kolay atlatılır olmayacaktı benim için. İnce bir çarşafı "üşüyorum." Diye sayıklayan kızın üzerine örtüp mutfağa geçtim aradığımın neye benzediği hakkında hiç bir fikrim yoktu. Tüm dolapları açıp açıp kaptıyordum.
"Tamam tamam sakin ol!"diye bağırdım kendime. Sinirlerim yıpranmış bedenim titriyordu. Sonunda geniş bir leğene biraz soğuk su doldurdum birde küçük havlu alıp çıktım.
Soğuk suyla ıslattığım havluyu beyaz tende gezdirirken adeta su buhar olup uçuyordu. Dün ısıtmak için uğraştım kızı bugün soğutmaya çabalıyordum. Neyse ki yaptığım işe yaramıştı. Vücut ısısı normale dönünce sayıklamayı keserek derin uykusuna geri döndü.

MUCİZEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin