Elini yavaşça saçlarına uzatıp aşağı doğru hareket ettirdi.Dikkatlice yüzünü izliyor,vereceği tepkiyi ölçmeye çalışıyordu.Ama Asmin tepki vermemiş,gözlerini bile açmamıştı.Aslında bu daha çok yaralamıştı genç adamı.Hiç değilse bağırıp çağırsın istiyordu.Yaptığı iğrenç hatadan dolayı kendisini dövüp,küfürler etmesine bile razıydı.Böyle susup hiç konuşmaması her şekilde daha çok acıtıyordu."Asmin.Özür dilerim.Gerçekten çok pişmanım.İtler,köpekler gibi.Yemin ederim.N'olur şu sesini çıkar artık.Özledim lütfen çok özledim delalamın(güzelim)."dedi.Resmen yalvarıyordu.Asmin ise kocasının alışkın olmadığı bu tavırlarına sadece yutkunmakla yetindi.

Berzan karısından cevap beklemeyi kesmiş,yavaşça gözlerini kapatmıştı.Vücudu çok çok fazla sızlıyordu.Yüzündeki yaralar konuşmasını,gülmesini,hareket etmesini engelliyordu.En paramparça olan şey ise kalbiydi.Kardeşinin sözleri her an kafasının içinde yankılanıyor,bir türlü çıkmıyordu.Sıkıntıyla nefesini verdi.Tüm her şeyin biteceği anın hızlı bir şekilde gelmesini diledi.Biliyordu.Bitecekti.

Berzan uykuya daldığında Asmin de biraz daha onu doğru yaklaştı.Yüzüne bir örtü gibi gelen kocasının sıcak nefesiyle gülümsedi.Parmak uçlarıyla yavaşça yüzündeki yaraları okşayıp,okşadığı yerleri de bir bir öptü.Canı Berzan'ınkinden çok daha fazla yanıyordu.Ama bunu ona söylemeye gerek yoktu.Nede olsa kendisinin canımı yakmıştı.O anlar tekrar gözlerinin önüne geldiğinde sıkıntıyla nefesini verdi.Unutmak istiyordu ama bir türlü beceremiyordu.

Aradan geçen yarım saatin sonunda Asmin de uyuyakalmış,kocasının sıcaklığını hissettiğinde ona iyice yaklaşmıştı.Üzerlerindeki yorgan onların ısınmasını sağlamazken birbirlerine sarılmaları gerekiyordu.Berzan gözlerini açıp dibindeki karısına baktığında gülümsedi.Belinden tutup kendine çektiğinde genç kadın da ellerini göğsüne yaslamıştı.Soğumuş elleri Berzan'ı tedirgin ederken hızla büyük elleriyle karısının ellerini kavradı.Yüzüne yayılan gülümseme bu kadının sayesindeydi.

Asmin biraz sonra uyandığında dibindeki bedene bakıp hızla geri çekildi.Berzan ise bu hareketi sonrasında gözlerini sakince kapatıp açmış,sesli bir şekilde nefesini üflemişti."Asmin bak lütfen.Yalvarıyorum.Şu halimi görmüyor musun?Sen gittin diye bu haldeyim.Seni göremeyince içime yayılan o korku yüzünden bu haldeyim.Biliyorum yaptığım iğrenç bir şeydi.Ama gerçekten çok pişmanım.Kaç kere kurdum bu cümleleri bilmiyorum ama,"Uzunca nefesini verdi."Çok pişmanım kadın.Çok."

Gözlerini yavaşça yeniden kapatıp arkasını döndü.Çünkü karısı yine cevap vermeyecekti,biliyordu.Bacaklarını kendine doğru çekip soğuyan ellerini bacaklarının arasına koydu.Üzerinde hissettiği yorganla gözlerini açtığında karısının banyoya doğru ilerlediğini gördü.Hem affetmiyor hem de üzerini örtüyordu.Yeniden gözlerini kapatıp,zar zor uykuya daldı.

Asmin üzerini giyinip aşağı indiğinde Mahmut Ağa ve Halise Hanım'ın hala gelmediklerini gördü.Mahmut Ağa'nın şehir dışındaki kardeşine ziyarete gitmişlerdi ve iki gün olmasına rağmen hala gelmemişlerdi.Mutfağa girip dolaptaki malzemeleri çıkarıp tezgaha dizdi.Fazlasıyla kabak vardı ve bunlarla ne yapacağını düşünüyordu.Kimsenin sevmediği gibi Berzan ve diğerleri de kabak yemeğini sevmiyordu.Ama şimdi pişirmese de yakın zamanda çürüyecekti.En iyisi patatesle beraber kızartmaktı.Kalkıp hepsini teker teker yıkadı ve kabuklarını soydu.Patateslere de aynı şeyleri yaptıktan sonra hepsini derin bir kabın içerisinde biriktirdi.Dolaptan sivri biberleri de çıkarıp içlerini açarak temizledi ve kabın içerisine döktü.Saat altıya gelirken ocağa yağ dolu tencereyi koyup ısınmasını bekledi.Isındıktan sonra ise doğradıklarını yavaş yavaş attı.Bir yandan da onlar için uygun tabak bulup tezgahın üstüne koydu.Yemek yapmayı çok seviyordu.Ona her şeyi unutturuyor,sıkıntılarının biraz da olsa dinmesini sağlıyordu.

Sofrayı hazırlayıp kahvaltılıkları da dizdiğinde herkes çoktan eve gelmişti. Fırında ısıttığı tandır ekmeklerini koyup,çayları da doldurduğunda sofra tamamen hazırdı.Miran,Botan,Baran,Dilşan,Şükran ve Ceylan oturduğunda sofraa bir tek Berzan eksikti.Asmin onlara başlamasını söyleyip merdivenlere yönelmişti.Onlar ise başlamamış,Berzan'ın gelmesini bekliyorlardı.

Asmin odaya girdiğinde kocasının bıraktığı pozisyonda uyurken gördü.Yavaşça yanına yaklaştığında gördüğü yüzüyle gülümsedi.Yanına oturup çok yavaşça saçlarını geriye doğru okşadı.Eğilip yanağına minik öpücüğünü kondurdu ve ardından hızlıca çekildi.Ne de olsa kendisi onu öperken uyanmasını istemiyordu.Kolunu dürtüp uzaklaştı.Ve soğukça "Berzan,"dedi.O ise uyanmamış,yorgana daha çok sarılmıştı.Şu an yorgana öyle bir sarılıyordu ki;Asmin yorgan olmak istedi.

Yeniden "Berzann,"dediğinde kocası bu sefer gözlerini yavaşça aralamıştı.Yüzünü buruşturmasıyla bir yerinin ağrıdığını anladı ve yavaşça kalktı."Bir yerin mi ağrıyor?"dedi dikkatle bakarak.Yanlışlıkla dizine ve ya ayağına oturmuş olabilirdi."Evet,"dedi Berzan zorla.Hala yüzü aynıydı ve canı çok yanıyor gibiydi.Endişelenmişti.Birden bire ne olmuştu ki?"Neren ağrıyor,"dedi telaşla.Ardından hemen boğazını temizlemiş,sesindeki endişe kırıntılarınu yok etmeye çalışmıştı.Ama Berzan hissettmişti bile."Boynum,"dedi sessizce.

Asmin hemen yorganı kaldırmış,kocasının boynuna doğru eğilmişti.Kafasını diğer tarafa çevirip iyice açılan boynuna dikkatle bakıyor,ne olduğunu anlamaya çalışıyordu.Berzan sırıtıp karısının kolundan tutarak yavaşça üstüne düşürdü.Karnı biraz ağrımıştı ama önemli değildi.Belinden sıkıca tutup kendine iyice bastırdı.Kalkma ya da çekilme olasılığı kalmamıştı.

Yüzünü saçlarının arasına gömüp kokusunu içine iyice çekti."Hadi delalamın(güzelim).Affet artık bu aptal adamı,"dedi sessizce.Sessiz ve çaresizce.Asmin söylediği şeye onun görmeyeceğini bilerek gülümsemiş,geri hemen ciddileşmişti."Yemek hazır.Herkes seni bekliyor,"dedi sadece.Nefesini verip yavaşça kollarını gevşetti.Asmin ne kadar kalkmak istemese de hemen doğrulup eşarbını düzeltti.Berzan ise yavaşça kalkıp banyoya ilerledi ve elini yüzünü yıkadı.Çıktığında Asmin odada yoktu.Üzerini değiştirip yavaşça odadan çıktı.Merdivenleri her zamankinin aksine yavaş bir şekilde iniyor,hala ağrıyan vücudunun daha fazla ağrımasını istemiyordu.

Salona girdiğinde tüm yüzler kendisine çevrilmiş,bir tek Miran bakmıyordu.Zaten ona da bakıldığında yüzündeki pişmanlık okunuyordu.İlerleyip babasının yerine oturdu ve karısının uzattığı çayı aldı.Kimseye bakmadan yemeğini yemeye başladı.Botan ve Baran da Dilşandan olayı öğrenmiş,seslerini çıkarmıyorlardı.Miran nefesini verip çatalını yavaşça tabağının kenarına bıraktı.

"Ağabey özür dilerim."

Selam!Biliyoruz bölüm yine geç geldi ama gerçekten elimizin geldiği kadarıyla hızlı yazmaya çalışıyoruz.Yoğun bir dönem geçiriyoruz ve bunu anlayacağınızı biliyoruz.Bu arada yorumlar ve oylar gerçekten fazlasıyla düştü ve bu çok üzücü.Lütfen desteklerinizi esirgemeyin.Sizleri çok seviyoruz.Keyifli okumalar..

BÖLÜMLER BELİRLİ BİR GÜN OLMADAN FAKAT HER HAFTA BİR TANE OLARAK GELECEKTİR.

Sude T.&Ayşe T.

KUMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin