UĞULDAYAN HİSLER

 "Ronii" diye bana kim bilir kaçıncı kez seslenen Loly'i yine umursamadan üzerimi giyinmeye devam ettim. Altımdaki siyah kot, onun üzerine Sibirya kurdu baskılı bordo t-short ve oduncu gömlek giydim. Son olarak sarıdan çok beyaza benzeyen saçlarımı tarayıp, çok azıcık! dağınık olan odama yan gözle bile bakmadan aşağı indim. Ve inmemle bana çatık kaşlaela bakan bir Loly bulmak, tabiki beklediğim bir şeydi. Elimi ona doğru uzatıp çatık olan kaşlarını düzelttim.

"kaşlarını çok çatıyosun, benden önce yaşlanıcaksın, ah çok şanslıyın sanırım."diye onun dalga geçip günüme güzel bir şekilde başladım.Ve tabi akşam doğum günüm olmasınında buna bir faydası var. 

"of Roni! akşam olan doğum günü benim değil biliyosun değilmi?"derken mutfağa yürüyordu.

"anneee neden önce ben doğmadım ,bunla uğraşmak zorundamıyım ben yaaa."diye yakınırken çoktan mutfağa girmiştim.Gördüğüm ve yıllardan beridir görmeye alıştığım şey ile gözlerimi devirdim ve sandalyeme oturdum.Her gün şunu içmek zorundalar mı yaa. Ellerinde kırmızı ve bizi hep şarap çeşidi diye kandırmaya çalıştıkları şeyden vardı.Ama ben kanarmıyım , tabiki hayır. Onun ne olduğunu öğrenmeliyim.

Kahvaltımı tamamlayıp tabağımı kaldırdım veçıkmadan önce anne, babamın o pürüzsüz ve yumuşacık yanaklarından öperek mutfaktan ayrıldım.Odama çıkıp rutin diş fırçalama vs. işleri halledip ,her zamanki gibi sırt çantama gerekli şeyleri doldurdum.her zaman sırt çantası kullanır ve kol çantasından nefret ederim.tekrar aşağı indiğimde Loly hazırlanmış beni bekliyordu.Converse lerimi giyindiğimde evden çıktık.

Mağazaların olduğu kata sonunda ulaştığımızda Loly i dinlediğim için birkez daha kendime lanet okudum.Hissizleşmiş bacaklarım ile Loly nin gittiği yöne ilerledim ve o an gördüğüm elbiseye resmen yerime çakıldım.Alışveriş yapmayı seven yada dikkatli giyinen biri değilim ama bu elbise tam bir dişi gigi gsterir insanı yani büyüleyici. Ben elbiseye çikolata reklamı izlercesine bakarken önümde sallanan bir çift Loly eli ile düşüncelerimden sıyrılıp ona döndüm.Bana meraklı gözlerle bakarken onu omuzlarından tutup elbisenin üzerinde durduğu mankene çevirdim.Bana doğru geri döndüğünde gözleri hem irileşmiş hemde dolmuştu.Tamam şaşırışını anlarım, bu elbiseye az bile ama o gözler niye doluyo şimdi ki.

"noluyo yaa,ağlıcan nerdeyse az kaldı."deyince bana sarıldı.ben hala dört köşeli jetonum ile uğraşırken sevgili kardeşim beni aydınlatmaya karar vermiş olmalıki ağzını açtı,sonunda.

"senden bunu görmek okadar güzelki ,seninle gurur duyuyorum .tanrım emeklerimin karşılığını istedim fakat bu hiçbişeyden anlamayan varlıktan bukadarını görmek...teşekkür ederim"son keimeleri fısıltı ile söylemişti.Gözlerimi devirdim bu kız gerçekten kafayı sıyırmış.Yalnızca bir anlık gözlerini kapadı,tabi bu sadece bir anlıktı çünkü gözlerini açması ile beni elbisenin olduğu mağazaya çekiştirmesi bir oldu.