Eskiler' in Hikayesi (Tanrılar ve Titanlar)

509 10 0
                                    

Terden alnıma yapışmış saçlarımı kulağımın arkasına çektim. Nefes alış verişim kulağıma bir şarkı gibi geliyordu.

Dikkatli olmalıydım. Karşımdaki rakibime gözlerimi diktim. Her bir hareketini, her bir kas seğirişini göz önünde bulundurmam gerekiyordu.

Üzerime atıldı ve tanrı lara has bir hızla yumruklarını dört bir yandan savurmaya başladı. Elimden geldiğince karşılık vermeye başladım ama lanet olsunki yetersizdim. Daha güçlerim bile yoktu, ki şu ana kadar gelmiş olması gerekirdi. Genelde tanrı lar en fazla 16 yaşına gelince adrenalin en hızlı şekilde salgılanmaya başlanır ve güçler kendilerini göstermeye başlardı. Bense 17 yaşındayım ama hala tık yok, anlaşılan ben bir istisnaydım. Sadece tanrı ların hareket edebileceği kadar hızlı veya sadece onlar kadar güçlü olmasaydım kesinlikle kendimi sorgulardım. Ama yine de kendimi diğer tanrı lar gibi görmüyordum. Zaten tanrı olduğumu sanmıyorum. Kesinlikle onlar kadar hızlı değilim. Belki de küçük tanrı yımdır. Hangi soydan geldiğimi de bilmiyordum. Belki de küçük tanrı Morpheus' un soyundan geliyorumdur. Kendisi uykunun (küçük) tanrı sıdır. Yani ayıptır söylemesi fazla uykucuyumdur da.

Pek bir dışlanırım bizim okulda(!). Neden diye sormayacaksınız herhelde! Yine de ben cevap vereyim. Ben diğerlerinin aksine yetimim. Diğerlerinin evebeynleri yaşamıyorlar (adrenalini herkes kaldıramaz ve ölürler. Ölüm oranı oldukça fazladır.) ama yine de hangi soydan geldiklerini biliyorlar en azından. Ben onu da bilmiyorum. Anlayacağınız ben yetimim. Ayrıca diğerleri kadar hızlı ya da güçlü de değilim. Daha güçlerim de yok- gerçi gelirmi onu da bilmiyorum.-. Bence bu özelliklerim dışlanmam için gayet yeterli...

Karnıma gelen bir tekmeyle gerçek hayata dönüp acıyla yüzümü buruşturdum. Ben de ayağımı yerde ayağımı kaydırarak onu yere düşürmeye çalıştım ama ters bir parenda atıp süzülürcesine yere indi. Biliyor musunuz? Daha deminki laflarımın hepsini geri alıyorum. Belki insanlara göre hızlı olabilirim ama asla tanrı larla boy ölçüşemezdim.

Çalan zil beni rakibimden kurtardı. Gözlerimi hapis olduğumuz gökyüzüne çevirdim. Hapis diyorum çunkü bizden haberdar olan insanlar kaçmamızı önleyebilmek için Büyük bir zembil inşa etmişler ve bu şekilde farlı 9 tane daha var. Hepsi de dünyanın ayrı yerlerinde. Belki de toplam yüz kadar tanrı, yarı tanrı, küçük tanrı vardır ama hiçbiri kaçamamıştır. Zembil öyle bir yapılmışki tanrı güçleri bile duvarlara etki etmiyor.

Bu düşüncelerden sıyrılıp yanıma doğru yaklaşan dövüş sanatları hocamı gördüm ve yüzündeki şevkat ifadesi gözlerimi devirmeme neden oluyordu. Aslında hoş biriydi. Yakışıklı, genç ve iyi. Sadece şu acıma ifadesini yüzünden kaldırırsa daha iyi olacaktı.

"Alice, seni suçlamıyorum tamam mı?"

Her dövüşten sonra hep bunu söylerdi.

"Daha güçlerin kendini göstermedi ve gösterince herkesten iyi olacağına inanıyorum. Senden tek istediğim kendine güven. Kendine güvenirsen göreceksinki herşey değişecek."

Herzamanki gibi sadece kafamı sallayıp dövüş aletlerinin olduğu salonu terk ettim. Yerlerde, zembilin her yerinde olduğu gibi beyaz karolar vardı ve boş koridorda sadece benim ayak seslerim duyuluyordu.

Soyunma odasına gidip duşun içine girdim. Sıcak su vücudumdaki kiri temizleyerek aşağı süzülüyordu. Gerçekten çok rahatlatıcı. Kafamı kaldırıp suyun saçlarımı aşağı çekip ağırlık yapmasına izin verdim. Gözlerimi kapattım.

Adrenalin [ASKIDA]Where stories live. Discover now