2.Bölüm: Büyük Salonda Açılış

633 123 5
                                    


Odessa'nın ücra tepelerine kurulmuş gizli bir büyücü okulu olan Mechinov Akademisinin korumacı kurt adamlarıyla örülü büyük salonunda 600'den fazla akademinin üniformalarını giyen genç, yalnızca kendilerine ait yerlerinde oturmuş, okulun altmışlarının başında dinç müdürü Velton Wermort'un ağzından çıkacak olan kelimeleri bekliyordu.

Velton kürsüdeki mumu yakıp dramatik bir şekilde,

''Bayanlar ve baylar... Bu sene, 2017, Mechinov Akedemisi'nin mevcudiyetinin dörtyüzaltmışaltıncı senesi. 466 yıl önce 4 genç öğrenci bu bulunduğunuz odada , tanrıçamız Morana'ya yemin verip Mechinov Akademisini bu günlere kadar getirilmesinin ilk adımlarını attılar. Şimdi hep birlikte Tanrıça Morana'ya verdiğimiz yemini tazeleyip, Mechinov Akademisinin daha iyi yıllar görmesi için dualar edelim.. ''

Beyaz işlemeli kürsünün arkasından, ellerini yumruk haline getirip, yumruğunu kalbinin üstüne yerleştirdi. Resmi bir tavırla ,

'' Tanriça Morana'ya bağlı kalıp, akademiyi daha güvenli bir hale getirip, büyücü ırkını mütemadiyen koruyacağıma yemin ederim.''

Ondan sonra 1.sınıflar hariç tüm öğrenciler, ezberlemiş gibi, bu sözleri hep bir ağızdan tekrarlayıp, Velton'un hareketlerini taklit ettiler.

Sonra Velton kürsüden ayrıldı ve öğretmenlerin olduğu uzun masanın ortasındaki yerini aldı. Kendisini hiçbir şey bundan daha çok mutlu edemezmiş gibi, kollarını iki yana açıp öğrencilere gülümsedi.

"Hoş geldiniz!" dedi. "Mechinov'da yeni bir yıla hoş geldiniz! ''

Elva böyle garip, böyle görkemli bir yeri hayal bile etmemişti. Öteki öğrencilerin oturduğu dört uzun masanın üstünde havada uçuşan binlerce, binlerce mum aydınlatıyordu ortalığı. Masalara pırıl pırıl altın tabaklar, kupalar konulmuştu. Salonun ucunda öğretmenlerin oturduğu bir başka uzun masa vardı. Bu büyük salon diğer odaların aksine şatafatlı,beyaz işlemeli duvarlardan oluşuyordu. Her şey tüm eşyalar altından yapılmış gibiydi. Başını kaldırdığında tavanda önceki binlerce öğrencinin gifleri (hareketli resimler) slayt gibi geçiyordu. Matilda'nin,

"Bu okuldan mezun olan eski öğrencilerin resimleri. Velton tarafından büyülenmiş. Mechinov'un tarihinde okumuştum," diye fısıldadığını duydu.

Tavana bir kez daha bakıp, anne ve babasının hiç görmediği resimlerine bakma ihtimalini düşündü, matematiği daha iyi olsaydı hesaplayabilirdi de.

Rafael ve Matildayla birlikte üzerinde İnstorom yazan tabelalı masaya doğru ilerlediler. Tüm İnstrom grubuyla tek tek tokalaştıktan sonra, gözleri bir an uzun masaya daldı. Masadaki tabaklar yiyeceklerle doluydu. Sofrada fırında et, kızarmış tavuk, pirzola, ızgara çipura, brokoli, haşlanmış ve kızarmış patates, üç çeşit makarna, salatalar, bezelye, havuç ve Elva'nın bilmediği yörelere ait olan ev yemekleri...

Ceviz ağacından yapılmış sandalyelerin arkasında o gruba ait olan her öğrencinin ismi yazıyordu. Kendi isminin yazılı olduğu sandalyeye geldiğinde gruptaki herkesle hemen hemen tokalaşmıştı. Sağında Rafael ve karşısındaki sandalyede Matilda oturuyordu. Onlarla aynı grupta olduğuna bir kez daha şükreden Elva, bezelye dışında, her şeyden biraz biraz aldı, hemen yemeye başladı. En son dün sabah yolculuğa çıkmadan önce yetimhanedeki Maria teyzesinin ona hazırladığı poğaçaları yemişti. Elva'nın vücudu onları çoktan sindirmişti. Kendini kurt gibi hissetse de, olabildiğince narin bir şekilde yemeğe çaba gösteriyordu. Hepsi çok lezzetliydi. Onlar yemeklerine devam ederken pembe kanatlı,beyaz elbiseli uçuşan minik perilerde salonun ortasında şarkılar söylüyorlardı. Başını kaldırıp baktığında dökümlü elbise giyen kel cücenin koro şefliğini yaptığını fark etti.

Elva onlar şarkı söylerken ağızlarından çıkıp havada uçuşan, görünür notaları hayranlıkla izliyordu. Küçükken çizgi filmlerinde gördüğü bu notaların gerçek de var olabileceğini hiç hayal etmemişti. Periler şarkı söylerken 6.sınıf (büyü akademisinin son eğitim dönemi) öğrenciler yemeklerini bırakıp, birbirleriyle dans ediyordu. Sonlara doğru okul müdürü Velton kendisine hakim olamayıp perilerle şarkı söylemeye başlamıştı. Yaşlı ama ince sesi şarkılara eşlik ederken, Elva ağzından perilerin ki gibi nota çıkmadığını fark etti. O akşam büyü akademisin de her şey yolunda ve eğlenceliydi. Birinci sınıflar uymaları gereken kuralları öğrenmeyi yarına bırakıp, kolayca kaynaşmış. Şarkı ve danslar bittiğinde, okul müdürü Velton ön cebinden beyaz üzerine gri spiral işlemeleri olan mendilini çıkararak gözlerinden akmaya çalışan bir iki damla yaşı sildi. 

"Ah, müzik!" dedi. "Burada yaptıklarımızın ötesinde bir büyü! Hadi artık, yatma vakti. Geçen seneki kurallar halen daha geçerli, saat 10'dan sonra odalarınızdan çıkmanız yasak"

Birinci sınıf İnstrom öğrencileri, uğultulu kalabalık arasından geçerek kendi binalarına doğru titiz bir sırayla yola koyuldular. Büyük Salondan çıkıp mermer merdivene yöneldiler. Esneyerek, ayaklarını sürüyerek yürüyerek başka bir merdivenlerden daha çıktılar. Rafael başını Elva'nın omzuna yaslayıp, uykulu bir sesle,

''Daha ne kadar gitmemiz gerekecek, ben bacaklarımı hissetmiyorum.'' Dedi. Elva ise onu onaylarcasına başını salladı ve Matilda'nın koluna sokuldu.

Uzun bir koridorun sonunda İnstrom grubunun bayrağını –mavi sarı- (evet yazarınız fenerbahçe taraftarı :) ) tutan sevecen şişman bir kurt adam duruyordu. Kendisini bodur gösteren yumuşak bakışlarının arasından,

"Parola?" dedi.

"Fibia Aktonis," dedi 6.sınıflardan Jones.

Kurt adam sanki resmi bir işmiş gibi , bayrağının ucunu kapıya dokundurup, onu öne doğru açtı. Kendilerini İnstrom salonunda, yumuşacık renkli koltuklarla dolu, sevimli, yuvarlak bir odada buldular. Daha sonra Jones erkeklerin sağ taraftaki merdivenden çıkıp yatakhanelere gitmesi için talimat verdiğinde, Rafael sanki uzun süredir Elva ve Matilda'yla birlikteymiş gibi hafif üzüntülü bir şekilde onlara teker teker sarılıp,

''iyi geceler,'' dedi.

Elva ve Matilda da aynı tavırla ona cevap verip, sol taraftaki merdivenleri kullanarak yataklarını buldular. Koyu kırmızı kadifeden perdeler asılı odada 4 ranza duruyordu. Odadakilerin hepsi 1.sınıftı ve hepsinin eşyaları çoktan getirilmiş ve hatta yataklarının baş uçlarına konulmuştu bile. Her ranzanın yanında bir ayna ve dolap duruyordu.

Büyü okulu Matilda ve Elvanın yakın olabileceklerini tahmin etmiştiler ki, pencere kenarındaki ranzada ikisinin ismi yazıyordu. Birbirlerine aynı anda -uykudan, kısılmış gözlerini yok sayarak- heyecanla baktılar ve ranzaya doğru ilerlediler.. Odalar 6 kişilikti, odayı 4 kızla paylaşacaktılar. Neyse ki bu 4 kişi en az Elva ve Matilda kadar masumdu.  

Konuşamayacak kadar yorgun olan Elva ve oda arkadaşları, hemen yastıklarının üzerinde duran pijamalarını ellerine aldılar. Herkese aynı pijama verilmişti, hatta aynı terlikler. Dikey mavi çizgili, sol tarafında okulun arması bulunan beyaz pijamalarını giyip yataklarına yattılar.

Yazar Notu: Biraz kısa bir bölümdü. Hikayede rahatsız olduğunuz kısımlar varsa benimle paylaşabilirsiniz. Bundan sonraki bölümleri Elva'nın ağzından anlatmayı düşünüyorum. Hikayemin henüz başındasınız ama beğendiyseniz oy (vote) vermeyi unutmayın lütfen :) 

Mechinov AkademisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin