with the moon i run

3. Chitty Chitty Fang Fang

Sonra da salak gibi sırıttığını fark edip elleriyle eski ifadesi yerine gelene kadar yüzünü ovdu. Notu cepleyip kruvasanlardan birine uzandı. Kokusu fena değildi fakat hiçbir insan yiyeceği Louis için lezzetli gelmiyordu artık. Bir şeyler yemek günlerce çiğnenmiş, tadı olmayan bir sakızı çiğnemek kadar anlamsızdı.

Ama yine de tatlıyı ağzına götürüp normal boyutta bir ısırık alırken kendini durduramadı. Lokmasını uzunca çiğnedi ve yuttu. Hiçbir tat alamasa bile onu biraz gülümsetmişti. Harry'nin bitmeyen hevesini ve modası geçmiş flört yöntemlerini komik buluyordu.

"Tatlı mı yiyorsun sen?" Liam mutfağın girişinde durmuş kafası karışık bir ifadeyle ona bakıyordu.

Louis elindeki hamurişini kutuya bırakıp kapağını kapadı. Umursamazdan gelip ayağa kalktı. "Beni öldürecek değil ya."

Liam kaşlarını çattı. "Sen tatlıdan nefret edersin. Yemek yemekten de öyle."

Louis omuzlarını silkip merdivenlere doğru yürüdü. "Belki fikrim değişmiştir diye denemek istedim."

"Değişmiş mi bari?" diye sordu Liam onun arkasından. Gülümsediğini neredeyse duyabiliyordu bu yüzden adımlarını hızlandırıp cevap vermeden odasına gitti.

Kesinlikle fikri değişmemişti.

-

Louis sanattan ve vampirlerden nefret ediyordu. Zayn'in onu pratikte sürükleyerek getirdiği bu aptal etkinlikten zerre keyif almadığı gibi bir de Vampir klanıyla iyi geçiniyormuş gibi davranmak zorundaydı. Vampir klanı yaşadıkları bölgenin vampirlerini denetimde tutan götdelikleriyle dolu bir topluluktu ve Louis içlerinden sevdiği bir kişi bile sayabileceğini sanmıyordu. Hiçbiri kırmızı gözleriyle etrafa nezaketle gizlenmiş öldürücü bakışlar atmaktan ve statüleri için dönüştükleri canavardan gurur duymaktan başka bir şey bilmezdi.

Bu geceki etkinlik bir galeri içerisinde düzenleniyordu. Vampirler ve insanlar karışık olduğundan çoğu sanatçı en kaliteli lenslerini takmış, kırmızı gözlerini saklayarak içtikleri şampanyadan keyif alıyormuş numarası yapmaktaydı.

Louis Zayn'in birkaç tablosunun sergilendiği kısımda duruyor, Liam ve Zayn ikilisinin klandan başkanlarla gülerek sohbet edişini izliyordu. Ne konuştukları umrunda değildi fakat içlerinden biri geçen gece evlerine giren insanla ilgili bir yorum yaptığında Louis'nin neredeyse kulakları dikildi.

Zayn'in gerildiğini ve Liam'ın yüzündeki nazik gülümsemenin biraz silindiğini görebiliyordu Louis, bu yüzden boğazını temizleyerek konuşmaya dahil olmak zorunda kaldı. "İnsanları misafir etmemizin yasak olduğunu bilmiyordum." diye konuştu sivri bir tavırla.

Vampir, Louis'nin küstahlığıyla ilgili yapmak istediği belli olan yorumu yuttuktan sonra gözlerini biraz kısarak, "Artık öğrenmiş oldun." dedi. "Grimshaw duyduğunda hiç de mutlu değildi."

Louis bunun üzerine kaşlarını çatarak ismini bilmediği vampiri süzdü. Klanın başını çeken Nick Grimshaw'ın sadık adamlarından biri olduğu haricinde hakkında pek bir şey bilmiyordu.

"Bu resmi bir kural mı yoksa Grimshaw artık onun kafasından geçen her saçmalığa uymamızı mı bekliyor?"

Zayn uyarır gibi boğazını temizledi.

Vampir sakince gülümsedi sadece. "Nick bu şehri olabilecek en doğru şekilde yönetiyor. Bunu takdir etmiyor musun, Louis?"

Louis küçümser bir ses çıkarıp içeceğini kafasına dikti. "Bir daha insan misafirimiz olmayacak. Başka haberdar olmadığımız kural varsa söylemek için güzel bir zaman."