Oda bana sımsıkı sarılıp sonra ayrıldı ve Elermi tutu ;

"Sen herşeyin en iyisine layıksın bir tanem ve bugününde güzel olmasını istedim."

Tekrardan ellerini ellerimden çekip tekrar sarildim sonra pişirmeye koyduğum kahvenin çıkardığı ses ile birbirimizden ayrıldık,

Birlikte el çabukluğu ile yaptığımız kahveyi fincanlara koyduk ve günüm en heyecanlı sahnes geldik NaCl katmaya nami deger tuz yani kod adı:tuz hahhahay tuzu içine basıp.Mehir arkadan ben önden içeriye girdik.

Önce Seyfi babama sonra babama sonra imam beye sonra abime ve en büyük yere geldi elim ayağım titriyor ay sakın ol Mina sakın ol yavrum hadi güzelim tamam be sakınım ben.
Sakınım demi ben dostlarım Evet sakınim hemde hiç olmadığım kadar ve işte o an gözlerini gözleme değdirmden uzatim kahveyi ve abimin yanında ki sandalyeye oturdum Ve seyfi amca kahvesinde bir yudum alıp söze başladı.
Rüzgara baktığımda bir severde tepesine dikip içti hayretler içerisinde kalmış bir şekilde söze başlayan Seyfi babami dinlemeye verdim kendimi.

"Ziyaret sebebimiz malum kızımız ve oğlumuzu bir ömür mutlu yaşiyacaklari hayatın zeminini atmak.Ve bu zemini atmakta biz büyüklere düşer.O yüzden de lafi fazla uzatmadan Allahin emri Peygamberin kavmi ile Bu dünyalar güzeli yürekli kızınızı bizim saf yürekli oğlana istiyoruz."

Ay ne güzel istemiştı Evet Rüzgar saf yürekti ve o yürek bana ait idi saf yüreğim benim ve derin bir sessizlikten sonra babam ;

"Güzel yürekli kızım ile saf yürekli oğlunuz birbirilerini görmüş beğenmişler bizde bu sevince bu birliktelige bu sevgiye ortak ve şahit olmak düşer.Güzel yürekli kıymetlimi , oğlunuza verdim gitti sakın onu soldurmayin o benim.hiç solmayacak gülüm çünkü."

Işte şu an gözleri dolmuş iki çift güzel gözlere bakinca ağlayasim gelsede kendimi tutmak zorundaydim bu mutlu günümde ağlamam gerekti sonra.
Sonra Rüzgar ile herkesin elini öpüp yüzükleri takmak için Mehir tepsiyi getirdi ve seyfi babama uzatıyordu ki Ahmet daha iyidir diyerek pası ona yollamıştı herkes ayakta bize bakıyordu.

Ahmet babsm yüzüklerimizi takip eline kırmızı beyaz taşla süslenmiş makası alıp ;

"Evet bugün burda iki güzel yüreğin mutluluğuna ortak ve yeni hayatlarına zemin atmak için toplanmış bulunmaktayiz bu iki genç ve iyi yüreklere küçük şeyler fısıldamak istiyorum tabii izin verir iseniz."

Herkes bir ağızdan tabii dedi babam ise tum hüznü ile devam etti;

"Evet evlatlarım bugün burda bu kurdelenin kesmem ile yeni hayattın kapısı size biraz daha açılacak ve bu yeni hayatta sizi bekleyen  mutluluk dolu günler olduğu  kadar hüzün dolu günler olduğunu biliyorsunuz herzaman birlikte beraber olun.
Herşeyi Allah için yapın birinizi severkende Allah için sevin.Yolunuz Resulullah yolu olsun davanız hak din davası olsun sözününüz de gönlünüz de hep Allah sevgisi olsun ve bir ömür mutlu olun."

Derdimez kurdeleyi kesti ne de güzel konuşmuştu öyle  inşAllah böyle olurduk babam.Artık biz sevdam ile yeni bir hayata açılmiştık.

Bit kurdele kesilmiş bizim sevgimiz kördüğüm gibi bağlanmıştı.

Sonra tekrardan herkesin elini öptük.
Ve imam ile şahit eşliğinde bir odaya geçtik artık birbirimize helal olmaya az kalmıştı.

Imam nikahımiz kıyılmıştı artık o benim ben onun olmuştuk biz birbirimize helaldik hoca oda da bizi yanlız bırakmıştı ilk defa gözlerine bakacaktım ve işte o an iki tane siyah renge yakın göz rengi tam siyah değildi çünkü yanlızca siyah göz peygamber efendimiz (S.A,V) sahiptı.

En Güzel İmtihanimsin .Where stories live. Discover now