"Ne hissettigimi bilmiyorum ama o benim sabrım olduğunu biliyorum kardeşim.
O benim ondan uzak durmak için gösterdigim sabrım gözlerine bakmamak için gösterdiğim sabrım.
Ellerini tutmamak için gösterdiğim sabrım.
Harama bulaşmayalim diye çaba gösterdiğim sabrim ve bunlara inat en güzel sabrım kardeşim."

Vuuuuv olay fazla derin.
Kardeşimle benziyorduk Minam'da benim en güzel imtahanımdi Mehir Denizin en güzel sabrıydi.
Artık bizim bir hikayemizi vardı,  Mianin Rüzgarı, Rüzgarın Minasi,Denizin Mehri , Mehirin Denizi...
Biz artık kardeşimle yanliz çıktımız yolda çoğul olarak ilerliyor yeni hayatlara karışıyorduk...
Farklı acılarimiz oluyordu ama tatlı ve güzel acılardi çünkü o acılarin için de canımizdan öte canlar sevdiklerimiz vardı.

"Kardeşim niye susuyorsun konuş kardeşine yardım et.
Kudüs'e gitmem güzel oldu artık  nefsim ile daha fazla savaş vermeyeceğim."

Deniz konuşmasa ben daha susardim dalmıştım çünkü,

"Sen gidince nefsin ile mücadelen biteceğini mi ? sanıyorsun kardeşim."

Saf yürekli yiğit insanım benim asıl o zaman sevda mücadelen başlıyacak haberin yok.
Tam Deniz konuşacağı sırada Eslem ağlayarak bana gelip sarıldı.
Ne olmuştu bu küçüğüme benim.

Kendimden buraz uzaklaştırip ;

"Küçüğüm noldu abicim niçin ağlıyorsun."

Hıçkırıkların arasında kurduğu cümle yüreğimizde ki acıyi daha fazla acıtmis yangına sanki odun atmış gibi artmıştı ;

"Rüzgar abi bir tane kız ile oynuyordum bana annen baban varmı dedi bende yok dedim. O da bana iğrenç sokakta mi kalıyorsun benimle oynama git diye iti düştüm kolum çok acıyor."

Küçüğüm benim gözümün nuru.Kıymam ben sana ölürüm senin için.
Canını yakan büyük biri olsa idi şu an canı yanıyor olurdu ama küçüğüm oda senin kadar küçük daha.

Deniz çok sınırlenip ayağa kalktı ama sakınce yanımıza gelip küçüğümün koluna baktı sonra bana dönüp ;

"Ben bi fırat 'a gösteriyim kardeşim incitmiş ama olsun bi filim falan çeksinler. sende yukarı çık Erdal hemşireyi yolayacagim.Seyfi amcayi odaya alsınlar."

Rabbim sana sonsuz şükürler.

"Tamam kardeşim haber et."

Eslemi kucağına almıştiki Eslem kafasını kaldırıp kurduğu cümle ile iyice gönüllerimizi fethetti,

"Ailem olmasa da siz varsınız iyiki de varsınız.Mina ablama söyleme olur mu ? Rüzgar abi."

Gözümden düşen yaşı hemen silip küçüğüme baktım ve göz kırpıp ,
Elimi anlima koyup asker selami yaparak ;

"Emredersiniz komutanım."

Kıkırdamişti ışte bu gülümseme için canımı vermeye hazırdım.
Gözden kaybolunca onlar bende.

Yoğun bakım ünitesine çıkıp Erdalı beklemeye başladım.
Erdal gelip bana doğru koştu bende ona sarıldım.

"Vay Rüzgar bey unutuldukmu ne arıyorsun ne soruyorsun be kardeşim."

Sarıldıktan sonra ;

"Biliyorsun be kardeşim durumları."

Yoğun bakım ünitesine doğru birlikte ilerdek ;

"Eee hangi rüzgar atti seni buraya yoksa ! Işe geri mi ? Döndün kardeşim."

Anlaşılan Deniz baban olduğunu soylememis bende kolay kolay bahsetmezdim babamdan eskiden aramız mağlum bek iyi değildi.

"Yok kardeşim ne gezer ama dönmeyi düşünüyorum elim iyi oldu.
Bbirazdan çıkaracağın hasta babam kardeşim."

Yüzünün şekilini değiştirip hemen ciddi bir tavır takındı

"Pardon kardeşim bilmiyordum."

Yüzüme Hafif bir tebessüm şeklini aldırıp meslektasima baktım elimi omzuna attıp ;

"Önemli değil kardeşim.Hadi artık çıkar babamı sıkılmıştır."

Oda bana göz kırpıp ;

"Sen burda kal kardeşim."

Kafama saladım,Erdal iş telefonunu çıkarıp bir kaç hemşire daha çağrıdi ve içeriye girdi.
Ardındanda çağırdıği stajyer hemşireler girdi.

Beş on dakika sonra babam sedye ile dışarı çıkartildi.
Erdal yanıma gelip ;

"3.kat 302 numaralı odaya götürüyorlar kardeşim birazdan mesai bitince yanıniza geleceğim küçük bir işim çıktı kusura bakma."

"Tamam kardeşim önemli değil işine bak sen,"

O sıraya telefon çalınca o işine gitti bende kendimi ismine bakmadan açtığım telefonda ki kişiyi dinlemeye.
Bir yandanda yürüyordum.

Telefonda ki kişi kardeşimdi.

"......"

"Tamam kardesim Çok şükür sevindim."

"....."

"3.kat 302 numaralı odaya götürdüler şimdi bende oraya geçiyorum."

"....."

"Tamam oldu sende."

Deyip kapatim ve telefonla konuşur iken ne ara geldiğimi anlam veremediğim odaya girdim.
Girmem ile bizim süper ikili çiftini görmem bir olmuştu onların sevgisine hayran olduğum için böyle söylüyordum.
Mina ve bende yıllar sonra aynı aşk ile birbirimuze bakardık ınşAllah.
Bakardık bakardık gerçek sevgi iki günde geçecek kadar küçük değildir...

Ahmet amca ve hafize teyze gelmişlerdi babamla koyu bir sohbette girmişlerdi bile babamin orda canın sıkılmış olduğunu burdan belliydi.Hararet dolu konuşuyordu
Beni görünce babam el hareketi ile yanına çağırıp karşısına oturmami söyledi ;

"Şöyle geç evladım seninle konuşaacklarim var."

Heyecanlanmali miydim ? Tabiki de  evet 3 büyük karşısinda nefes tutsam yeri vardı.

Babam sabırsızca davranıp direk söze girince kalbime iniyor sandım.
Mutluluk artık saatler kadar yakınlaşmiş miydi ?

Babam beni yoklar gibi tekrardan sordu ;

"Yarın Mina kızımı istemeye gidiyoruz bız büyükler için uygun sizin içinde uygunmudur evlat."

Sesimin titremesini ve heyecanımı yok sayarak sadece ;

"Uygun babam"

Diyebilmiştım.
Demiştim ya kalbim sevdana kavuşacaksın diye atıyordu beynim ise sen onunla aynı hayatta yelken açıyorsun diye çalışıyordu.

Belki aynı şiirde gözlerimiz dolduğunu bilmeden aynı şiiri okumuştuk sonra helalim nerde diye düşünüp gözümüzde ki yaşı geri göndermiştik. Belki de  biz bir şiir mısrası kadar yakındık birimize. ama şimdi o şiiri aynı yerde okuma fırsatımız  olacaktı.
Ne kadar güzel di ayrı yerlerde aynı şiiri okumak.

Koca bir hayat bekliyordu artık bizi  üçümüzü sevdiklerimiz ve ailemiz ile.
Dolu dolu artık mutluluk için akacak göz yaşları...

Mutluluk bize artık bir iki satır arasında ki mesafe kadar yakındı...

Artık Allah yolunda yarım olan kalpler bütün olacaktı...

¤¤¤¤

Gecikme için özür dillerim tatildeydim kusura bakmayın hakinizi helal edin...

Iman dolu kalın ınşAllah...

En Güzel İmtihanimsin .Where stories live. Discover now