Gizemli Yabancı 1

Start from the beginning
                                    

'' Merhaba küçük hanım her gün buraya gelip kitap alıyorum ama sizinle tanışmadık. Ben Sinan. ''

'' Memnun oldum. Bende Zehra. '' dedim.

'' Bana önerebileceğiniz güzel edebi bir kitap var mı? '' diye soran Sinan amcayı çok beğenmiştim. Çok nazik ve kibardı. Bir o kadar da bilgili ve saygılı duruyordu. Benden kitap önerisi istemesi de çok hoşuma gitmişti. Dediği gibi her gün buraya gelip bir kitap alıp giderdi ama daha önce hiç öneri istememişti. En azından benden istememişti.

'' Ben Sunay Akın'ı çok beğenirim bütün kitapların da bilgi verir ama bunu edebi bir dille yapar ve insanı sıkmaz. Hatta okudukça daha çok okumak istersiniz. Tabi bu benim düşüncem size uyar mı bilmiyorum. Zevkler farklıdır. '' dedim.

Gerçekten de öyleydi. Belkide ben onun büyük bir hayranı olduğum için bana öyle geliyordu. Ama beğenmemesine olanak vermiyordum.

'' Olabilir, peki hangi kitabını önerirsiniz? ''

'' Kesinlikle Ay Hırsızı. Tabi bütün kitapları güzeldir ama ben en çok bu kitabı severim. ''

'' Peki küçük hanım bu kitabı okuyup kendi fikirlerimi size söyleyeceğim. '' dediğinde çok mutlu oldum.

Bu zaman da kitap okuyan insan gerçekten azaldı ve artık kitapların değeri bilinmiyor. Böyle düzenli kitap alıp okuyan birisiyle kitaplar hakkında konuşmak benim için iyi olacak.

'' Çok memnun olurum. '' dedim.

Kitabı verip kasaya yönlendirdim ve işime kaldığım yerden devam ettim.

Tarih bölümünü düzenleyip diğer rafların da tozunu aldıktan sonra bezi ve suyu alt kata götürüp bıraktım. Elimi yüzümü yıkayıp kendime çeki düzen verdikten sonra üst kata çıkıp Nur teyzenin yanına gittim.

'' Size Türk kahvesi yapayım mı? '' diye sordum.

'' Tabi hayatım. Hatta kendine de yap güzelce içelim. '' dedi.

Gülümseyip alt kata indim. Alt kat tamamen bize aitti. Burada küçük bir mutfak, tuvalet ve küçük bir oda vardı. Küçük oda da benim içindi. Nur teyze benim için oraya tek kişilik yatak ve komidin koymuştu. Ayrıca çalışma masam ve küçücük de giysi dolabım vardı. Üniversiteye geçtiğimden itibaren devlet yurdunda kalmayı bırakmıştım ve özel yurtta kalıyordum o yüzden de yazları yurt kapalı olduğu için geçen yaz burada kalmıştım. Ara da bir de Aslı kalmaya geliyordu.

Aslı benim yurttan arkadaşım, aynı zamanda da kardeşim. Çocukluğumuzdan beri beraberiz, hep aynı okul ve sınıfta eğitim aldık. Taki üniversitede ben Yalova'yı o da Kütahya'yı kazanana kadar. İkimizin de hayali İzmir'di ama olsun sonuçta geleceğe dair hayal kurma şansımız vardı. Bizim gibi olup bir de üniversiteyi kazanamadığın zaman hayal kurma şansını da alırlardı elinden.

Aslı hala devlet yurdun da olduğu için çalışmadan sadece aldığı burslarla idare edebiliyordu. Ama devlet yurdunun giriş çıkış saatleri bazen onu daraltıyordu. Yurda bildirmeden bir yere gittiğinde sorun oluyordu. Ve dışarıda çok fazla zaman geçirdiği için giderleri de çok oluyor nihayetinde ayın sonunu rahat getiremiyor. Gerçi bende özel yurttayım ama veli izniyle geç kaldığım zaman sorun olmuyor. Ya da fazla sıkıldığım zaman izin alıp kitabevinin alt katında ki küçücük ve huzur dolu odam da kalabiliyordum. 

Kahveler olduğunda fincanlara döküp yanlarına küçük çikolatalardan koydum ve suları da tepsiye koyduktan sonra üst kata çıktım. Nur hanım cam tarafına koyduğumuz mor tekli koltuklara oturmuş ve uyuklama aşamasına geçmişti. Kahveleri masaya koyup yavaşça Nur hanımın yanağını öptüm. Aslında ona istediğim gibi hitap edebilirdim ama kimsesizliğin öğrettiği bir ders olarak kimseye güvenmiyorum daha doğrusu bağlanmak istemiyorum. Ve kazık yemeye de hiç niyetim yok.

GİZEMLİ YABANCIWhere stories live. Discover now