Giriş

8.5K 210 44
                                    

Yeni okuluma uzun uzun baktıktan sonra büyük demir kapıdan girmek için adım attım. Yaklaşık 10 dakikadır okulumu seyrediyordum. Hazır değilim yeni arkadaşlara yeni öğretmenlere ve yeni nefret edeceğim insanlara. Ah bu arada ben Çağla. 15 yaşındayım. 10.sınıfa gidiyorum. Diğer okulumdan kavga ettiğim için atıldım ve nasip bu okulaymiş. Ve daha ilk dönem bitmedi. Nasıl alışacağım hakkında en ufak bi fikrimi de yok.
"Müdürün odası nerde acaba?" nöbetçi beni süzdükten sonra cevap verdi.
"2.katta en sonda" kafami teşekkür eder gibi salladıktan sonra merdivenlerden çıkmaya başladım. Okulun baya büyük olduğunu düşünüyordum. Üst kata çıktığımda kahkaha sesleri geliyordu. O sıra koluma çarpan kişiye bakmak için arkamı döndüğümde uzun boylu yakışıklı bi erkekle göz göze geldim. Umursamadan önüme döneceğim sırada konuşması beni durdurdu.
"Burda yeni olmalısın...." bi iki adım atıp mesafemizi azalttiginda heycanlanmıştım.
"Ve güzel. Şimdilik özür dilerim." gözlerini gözlerimden ayirmiyordu. Bişey demeden oradan uzaklaştım.
"Görüşürüz." koridorda yankilanan sesi kulaklarıma doldu. Müdürün kapısının önünde bir müddet durduktan sonra kapıyı tiklattim.
"Demek yeni kızımız sensin. Hoşgeldin yeni okuluna" ben hiç hoş gelmedim ama. Kafami sallayip gülümsediğimde müdür konuşmasına devam etti.
"Seni hemen sınıfına götüreyim. Takip et beni." odadan çıktığında bende peşinden gittim. Hiç konuşmadan merdivenlerden yukarıya çıktık. Müdür merdivenlerin tam karşısındaki sınıfın önünde durup kapıyı çaldı. Geçmem için işaret edince hemen sınıfa girdim. Bütün gözler üstümdeydi. Hatta aralarında fısıldaşanlar bile vardı. Pek umursamadan müdürün konuşmasını dinledim.
"Yeni sınıf arkadaşınız. Iyi geçineceğinizi umuyorum. Değil mi Çağla?" yüzüme taktığım yalandan gülümsemeyle cevap verdim.
"Tabiki hocam" müdürün kapıdan çıkışını izledim. Sonra gözüm sınıfa kaydığında 2 3 tane boş yer olduğunu gördüm.
"İstediğin yere oturabilirsin." hocanın sesiyle en arkadaki esmer kızın yanına doğru yürümeye başladım. Ona yaklaştığımı fark edince bana yer açtı. Çantamı sıraya koyup oturdum.
"Selam ben Ela." gülümsemesi çok hoştu. Bana uzattığı elini sıkıp bende yüzüme bi gülümseme koydum.
"Bende Çağla. Memnun oldum"
"Bende memnun oldum" sıktığım elini bırakıp tahtaya döndüğümde dersin matematik oldugunu yeni anlamıştım.
Zil çaldığında bi kac kişinin yanıma gelmesiyle başımı sıradan kaldırdım.
"Merhaba ben Ali. Tanıştığımda memnun oldum yeni kız" uzattığı elini sıkıp
"Bende Çağla" diyip sıktığım elini bıraktım. Ali gidince yanıma uzun sarı saçları olan manken gibi bi kız geldi.
"Seni Ali'nin yanında görmicem anladin mı yeni?" son kelimeyi bastırarark söylemişti.
"Yaklaşan yok zaten" alaylı şekilde gülüp
"Görürsem hiç iyi olmaz" ışte buna sinirlenmistim. Sakin ol Çağla daha ilk gün ve kavga etmiceksin. Hayır sakin.
"Aferin hep böyle uslu bi kız ol" diyip kahkaha atinca sinirden ellerim titremeye başlamıştı. Aniden sırayı ittirip ayağa kalktım.
"Bana bak burda yeni olabilir ama sen benle böyle konusamazsin. Konuşmaya devam edersen bu işin sonu iyi olmaz." kız afallamış gibi duruyordu. Benden böyle bişey beklemediği kesindi. Herkes bize şaşkın şaşkın bakıyordu. Ne yani sirf yeniyim diye bisey diyemicemi falan mi düşündüler. Kız baya sinirlenmis görünüyordu. Aniden sınıftan çıkıp gitmisti. Sınıfın gözü hala bendeydi. Sirama oturduğumda Ela'nin sesiyle ona döndüm.
"Hata yaptın. Yağmur'a bugüne kadar kimse karşı çıkmadı hatta çıkamadı. Komik bi şekilde herkes ondan korkar bende tabi. Bunlari sana ödeteceğine eminim." Ne birinden korkmak mi? Tam bi saçmalık. Ne yaparsa yapsın altında kalmicam. Telefonumun zil sesiyle irkildim. Ekrana bakrigimda Bayan Egoist yazisini gördüğümde yüzümde sacma bi gulumseme oldu.
"Günaydın kanka napiyon?" Yasemin'in sesiyle biraz rahatlamıştim. Biraz havadan sudan konusruktan sonra hocanin gelmesiyle telefonu kapatip sessize aldım.

Ela'yla kantine inerken bana sevdigi bi kaç şeyden bahsediyordu. Sınıfın çalışkanı olduğu için fazla arkadaşı yokmuş. Tek takıldığından bahsetti. Ortak noktamiz fazla yoktu ama sevmiştim. Kantine geldigimizde fazla kalabalık olmadığını gördüm.
"Bi şeyler ister misin? Ben bi kahve alicam."
"Teşekkür ederim ama ben bişey istemiyorum. Ben arkadaki masaya geçiyorum. Sende gelirsin." başımı sallayip siraya girdim. 2 kişi de çıktığında siparişimi vermek için cbimden parayi çıkardım.
"Bi tane ka-"
"2 tost 2 çay" arkamı döndüğümde sabah gördüğüm çocukla karşılaştım.
"Kör müsün sen? Sıradayım ben" gözlerini hic ayirmadan bakmaya devam etti.
"Sırada olduğunu görüyorum yeni kız. Ama bu beni ilgilendirmiyo." tam cevap vereceğim sırada kantincinin tostlari ve çayları uzatıp o uyuz çocuğa verdiği sıra dondum kaldım.
"Sıra sende" göz kırpıp gittiği an yenilgimi kabul ettim. Kahve almadan sıradan çıkıp Ela'nin yanina gidip oturdum.
"Şu çocuk çok uyuz birine benziyo. Adi ne bunun? " gözümle işaret ettiğim tarafa bakıp güldü.
"Adı Gökhan. Ve gerçekten çok uyuz bi insandır. Uyuzluktan çok havalı. Bütün kızlar hayran gibi bişey. Sözünün dinlenmedigi zaman baya sinirli olur. Aslında sana şu zamaan kadar kötü konusmamasina şaşırmak lazim" baya şaşırdım ama fazla belli etmeden kafami salladim.
"Ha bu arada söylemedim ama bizim sınıfta ama derslere arada sırada girer" ciddi misin derecesinde baktimda kafasini yukaru aşağı salladi. Kahretsin.

Sınıfın kapısının tıklanmasıyla herkes kapıya bakti. Giren kişinin Gökhan olduğunu görünce göz devirmekle yetindim.
"Ela kalk" ses tanıdık geliyordu. Kafami kaldırıp baktığımda Gökhan'ı görünce baya şaşırdım. Ela kalkıp boş bi sıraya otururken onu izledim. O ara herkesin bize baktığını fark edince sirayi kafama geçirmek istemiştim. Gökhan'a bakmamaya çalışıyordum. Ama o beni seyrediyordu.
"Ahh bakmamak için bu kadar kasma kendini" diyip alayci şekilde gülen sese baktim.
"Bakılacak bişey göremiyorum" evvvvettt. Yüzündeki alaycı gülümseme silindiginde biraz korkmuş olabilirim ama çok az. Yavaş yavaş yaklaştığında kalbim deli gibi atıyordu.
"Belki de doğru yere bakmiyorsundur" diyip göz kipti. Neydi şimdi bu? Iyy pislik. İğrenç ya.
"Yeni gelen kız bu okula sohpet etmeye mi geldin? Dinlee" sanki kendi kendime konusuyom. Ulan bu hocalardan nefret ediyorum bee. Susup dersi dinlemek yerine kulaklik takip kafami siraya koydum. Dersten kaçış bu yaa buuu.

Zil çaldığında çantamı alıp hizla sıradan kalktim. Siniftan cikacagim zaman arkamdaki ses resmen beni oraya civiledi.
"Bundan sonra kendine dikkat et Çağla. Çekeceğin var" umursamadan koridorda yuruken arkamdaki kahkaha sesleri daha kötü olmami sağlıyordu.

Merhaba arkadaşlar umarim begenirsiniz. Oy vermeyi unutmayin lütfen:))))

LİSELİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin