2. Deney

2.4K 226 66
                                    

'Benim için endişelenme.'

Doktora güveniyordu. O gitmesini istiyorsa o zaman gitmeliydi.

Hemen bir kağıt kalem çıkarıp not yazdı. 'Her şey için teşekkürler Doktor... Bu arada sürekli kahkaha atan doktordan nefret ediyorum.' Bunu hep söylemek istemişti. Söyleyemese de yazarak dile getirmiş olmaktan memnundu. Kağıdı görünecek bir şekilde masaya koyup uçmaması için üstüne kalemi koydu.

Pencereyi açıp derin bir nefes aldı. Pencerenin kenarına oturup ayaklarını sarkıttı. O kadar eğitim, işte şimdi işe yarayacaktı.

Son bir kez gökyüzüne baktı bu pencereden. Burada hapis hayatı yaşarken yıldızların parlaklığı kimsenin umrunda değildi. Ama Ally her gece bakardı. Kısa süre de olsa buradan uzaklaşıyormuş gibi hissederdi.

Acaba gideceği yerde de yıldızlar bu kadar güzel parlar mıydı?

Etrafa bakındı ve hiç tereddüt etmeden kendini boşluğa bıraktı. Yere değdiği anda takla atarak düşüşünü yumuşatmıştı. Hep denemek istediği şeyi yapmış, bir katı neredeyse iki kata bedel olan bu iri binanın üçüncü katından atlamıştı.

Şimdi ise arkasına bakmadan koşma zamanıydı!

****

Yaklaşık iki saattir durmaksızın koşuyordu. Bir kere bile arkasına dönüp bakmamıştı. İki saat koşmak ona bile fazla gelmişti. Durup bir ağaca yaslandı.

Devasa bir laboratuvar ormanın bu kadar derinliklerine nasıl yapılmıştı? Dört bir yanı orman olan kocaman bir yapıydı. Yapımı seneler sürmüş olmalıydı.

Geldiği yola dönüp baktı. Sanki hiç sonu olmayan bir yol gibiydi. Ne kadar uzaklaştığını merak ettiği için ağaca tırmanıp mesafeye baktı. Olabildiğince hızlı koşmuş ve tahmininden daha çok uzaklaşmıştı. O kocaman yerin ışıkları sanki karşıdan birisi el feneri tutuyormuş gibiydi. Büyük ihtimal dakikasında herkes onun kaçtığını öğrenmişti.

Gideceği yöne baktı. Işıkların yakın olduğunu fark edince heyecanla ağaçtan indi. Bir süre daha burada dinlenmeyi düşündü. Fakat karanlık ormanda tek başına kalmak korkutmuştu onu. Ne kadar güçlü olursa olsun dış dünyayı unutmuştu.

Şu an bir yaşındaki bebekten ne farkı vardı?

Daha fazla beklemeden tekrar koşmaya başladı. Hızla ilerlerken önüne çıkan gölgeyle ayağını öne atıp eğilerek elini yere koydu. Bu durmasını kolaylaştırsa da sürüklenmesini engelleyememişti. Durduğu zaman eline baktı. Sürüklendiği için birkaç çizik vardı.

Karşısındaki gölgeye baktı. Sallanarak ve yavaş adımlarla yaklaşıyordu. "587... Beni hemen unutmamışsındır umarım." Kahkaha atınca kim olduğunu anlamıştı. İyice yaklaştığında ay ışığında suratındaki sırıtışı gördü. Artık kim olduğuna emindi.

Yüzünü inceledi. Şakağından çenesine doğru belli bir çizgiyi takip eden kanı görünce kaşları çatıldı. "Baban mı yaptı onu?" Sesinde hiçbir duygu yoktu. Duyguları unutalı çok olmuştu. "Belki kızına özel olarak bizzat kendisi kesmek istemiştir cezasını."

Kız yine elini saçlarına daldırıp çekiştirmeye başladı. Bunu huy edinmiş olmalıydı. "Çeneni kapatacağım küçük fare!" diyerek Ally'nin üzerine hızla koştu. Yumruk atacakken Ally yana çekilince kız dengesini kaybetmişti.

Yere kapaklanıyordu ki Ally kızın bileğinden yakalayıp düşmesini engelledi. "Sen mi kaçtın, yoksa onlar mı bıraktılar?" Kız bileğini hızlıca çekti. Etrafında dönüp tekme savurdu. Ally tekmesini yakalayıp kafasını sağa sola salladı. "Fazla hırçınsın. Sakin olmayı öğrenmelisin."

587Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang