1.Bölüm: Zorunda Olmak

6.7K 209 45
                                    

Defne'den
Anneannemi öpüp çıktım evden. Abimin minik oğlu Aras beni görünce annesinin elini bırakıp bana koştu. Kollarımı açıp onu kucağıma aldım.

"Nasılmış halasının bitanesi?" sordum. Sorduğum soru karşısında yüzü düştü somurttu o arada annesi yanımıza geldiğinde onu göstererek konuşmaya başladı.

"Annem bana istediğim çikolatayı almıyor hala" diye bana derdini açıklandığında gülümsedim ve onu yere bıraktım. "Annen haklı Aras onlar senin için fazla tükettiğinde zararlı olur ama akşam ben sana küçük bir sürpriz getirebilirim." dediğimde gözleri parladı. Ve sevinerek anneannemin yanına gitti.

Nihan'a bakıp gülümsedim. "Hadi ben gittim. Şirkete geç kalıyorum sonra hadi bay bay."
"Hadi görüşürüz Defne" diyip el salladı.

Bende arabama yöneldim. Kilidini açıp arabaya bindim. Ben Cherie de tasarımcıydım. Aile şirketi olduğu için abimle beraber yönetiyorduk. Ama şu sıralar şirketimiz gerçekten düşüşte bu şekilde giderse iflas etmekten korkuyorum. Ben kendimi bu düşüncelere vermişken şirkete gelmiştim. Şirkette bir kalabalık vardı. Hemen abimin odasına gittim. İçeride Passionisin sahipleri Ömer Bey, amcası Necmi Bey vardı.

"Neler oluyor abi?" Dediğimde Ömer bana baktı. "Haberin yok mu?" Diyip göz devirdi bu da ne demek şimdi. Abim önündeki kağıda bakıyor ve birsey demiyordu. Yanına gidip kâğıtlara baktım.

Anlaşma maddeleri:
1- İki ailenin üyelerinden biri evlenmek zorundadır.
2- Bu evlilik hiçbir şekilde son bulamaz, evlenen kişiler ölene dek evli kalmak zorundadır.
3- Borç verilir ancak borç verildikten sonra en geç 3 ay sonra evlenilmek zorundalardır.
4- Bu çiftin evliliğinin gerçekliğinin avukatlar tarafından kabul edilmesi için en geç 4 ay içinde hamile kalınması zorunludur. Yoksa anlaşma iptal olur ve iki şirketinde iflasına adım atılmış olur.

"Bunlar da ne abi neyin anlaşması bu!" diye bağırdığımda Necmi Bey söze girdi.
" Sizin dedeniz ile benim babam şirketler ilk kurulduğunda böyle bir anlaşma yapmışlar biliyorsun ki biz birlik içinde olan iki şirketiz ve bir gün bir şirketten diğeri zarara uğramasın diye böyle bir yol bulmuşlar" diyip bana ve Ömer'e baktı." İki ailenin tek bekar üyeleri sizsiniz kusura bakmayın gençler ama bu iki kişi sizsiniz" dediğinde bir şok yaşadım.

"Hayır!" Diye bağırdım. Bu olamazdı. Olmamalıydı, ben onu tanımıyorum bile. Abim gözlerimin içine baktı ve "Olmak zorunda Defne aile şirketi bu bütün emeklerimiz boşa mı gitsin lütfen kabul et" dediğinde odadan bir hızla çıkıp kendi odama gittim.

Tam kapıyı kapatıyordum ki Ömer de içeri girdi. "Bak Defne bu sadece sizin şirketinizin sorunu değil bu durum bizim şirketimizi de etkileyecek bir olay kabul etmekten başka çaremiz yok" dediğinde düşündüm. Ailemin emeklerini atamazdım. "Seninle ben.. Birbirimizi tanımıyoruz bile bu.. oldukça zor bir karar düşünmem lazım" dediğimde içeri abim ve Necmi Bey girdi. Onlara bakıp "Düşünmeye karar verdim" dedim. Abimin rahatladığını hissettim. Necmi Bey gülümseyerek "Bu da bir şey tabii. Hadi Ömer biz gidelim de Defne iyice düşünüp doğru kararı versin" dedi. Doğru karar derken, doğru karar evlenmem mi?

Ömer, abime ve bana selam verip Necmi Beyin ardından odadan çıktı. "Abi bu anlaşmayı kabul etmezsek ne olur?" Dediğimde bana baktı. "Öncelikle bu şirkette çalışan herkes işsiz kalır. Aynı şekilde bir süre sonra bu durumdan Passioniste etkilenir. Tranba onu yalnız bulduğu an saldırır ve onların da çalışanları işsiz kalır. Elimizdeki bütün mal varlığı kaybederiz ki onlarda kaybedebilir. Defne bu evlilik her iki ailenin de kurtuluşu iyi düşün kardeşim. Lütfen" dedi ve çıktı. Bu evlilik mi kurtuluşumuz. Oturup bunu düşünmeye başladım.

Ömer'den
Bu evliliğe mecburdum, mecburduk. Defne.. güzel kızdı. Baya güzel. Önceden de ondan etkileniyordum zaten. Ama şimdi evlilik. Evlilik zor geliyor şimdi. Ya istemezse diye düşünmeden edemiyorum. Onların iflasa yaklaştıklarının haberini alınca amcam onlara gitmeden bir kaç gün önce anlaşmayı bana göstermişti. Ve ben kabul etmiştim. Defne hoş, güzel ve zeki bir kızdı. Ömer İplikçi'ye yakışırdı, diye düşünüp dün bu teklifi kabul etmiştim. Şimdi ise Defne kabul etmeyecek diye düşünüyordum.
Birde evliliğin gerçek olduğunu ispatlamak için hamile kalması gerekiyordu. Ya o zamana kadar sevemezsek birbirimizi. Düşünmekten çıldırıcam. Kabul etmezse diye düşünmek istemiyorum ama öyle bir ihtimal var sonuçta of. Ben neden bu kadar düşünüyorum ki. Şirket için canım şirket o sırada telefonum çaldı.
Serdar TOPAL Arıyor...
"Efendim Serdar"
"Akşama amcanlarla bize gelin Defne kararını akşam söyleyeceğini söyledi"
"Peki geliriz akşam görüşürüz"
"Görüşürüz" deyip kapattı. Demek akşam söyleyeceksin Defne Hanım, peki öyle olsun.

*Akşam*

Defnelerin evinin önünde arabamı park ettim amcam ve yengem arabadan inip zili çaldı. Kapıyı yardımcıları açtı.
"Hoşgeldiniz efendim. Türkan Hanımlar yukarıda sizi bekliyor. " dedikten sonra bize yolu gösterdi. O sırada Serdar aşağı indi. Kucağında oğlu yanında eşi. Gerçekten çok yakışıyorlar. Bizde Defne ile böyle olur muyduk acaba?

Selamlaşma olayından sonra yukarı çıktık. O sırada Defne -odası olduğunu tahmin ettiğim- odadan çıktı. Üzerinde beyaz dizlerinin bir karış üzerinde bir elbise vardı. Bu elbise niye bu kadar kısa. Bu kadar kısa bir elbiseyi niye alırsın ki zaten. Biz bir evlencek olalım bunlara veda etmen gerekecek Küçük Hanım.

Yemeklerimizi yerken masada gergin bir sessizlik vardı. Bu sessizliği de gerginliği de bozan yengem oldu. "Nihancım istersen sen Aras Beyimizi götür büyüklerde asıl konuyu konuşmaya başlasın" dediğinde Nihan " Haklısınız, hadi Aras odana geçelim" diyip Arası götürdü. Onlar gidince Defne'nin anneannesi söze girdi.

"Benim için Defnemin mutluluğu önemlidir. O mutlu olamam diyorsa benim için anlaşmanın bir geçerliliği yoktur" diyip topu Defne ye attı. O sırada amcam "Tabi ki çocukların mutlulukları önemli ama bu alacakları karar her iki ailenin de şirketini etkileyecek bir karar bu yüzden Defne'nin de, Ömer'in de doğru kararı vermesi gerekir" dediğinde amcama baktım. Haklıydı. Bu her iki sirket için önemli bir karardı. Yengem elini elime koyarak konuşmaya başladı " Defne eğer ki bu anlaşmaya evet der ise Ömer onu asla üzmez öncelikle bunu söylemek istiyorum. Ve ben eşime katılıyorum bu karar iki ailenin de yaşantısını etkileyebilecek bir karardır. " dediğinde Defneye baktım masaya odaklanmıştı. Belki de son kez bu söylenenleri kafasında tartıyordu. Söze girme ihtiyacı hissettim ve bende diyeceklerimi kafamda tartıp konuşmaya girdim." Bu karar ailem için önemli bir karar bu yüzden ben anlaşmayı.." dediğimde Defne kafasını kaldırıp bana baktı."..Kabul ediyorum sirketlerimiz ve ailelerimiz için kabul ediyorum." Dediğimde gözlerime baktı. Ve belli belirsiz bir gülümse yerleşti o güzel yüzüne. Abisi, " Defne'nin kararı benim için her şeyden öncedir o benim tek kardeşim, her şeylerimden biri. Onu üzmek istemem o ne derse benim için kabuldur" dediğinde anladım ki bütün aile kararı Defneye bırakmıştı.

Defne herkesin gözlerinin içine bakarak son kez düşündü galiba.
"Ben çok düşündüm... Ailemin mutluluğunu, geleceğini.. ben.." derken gözlerini bana çevirdi ve tam gözlerimin içine baktı.
"Ben bu anlaşmayı... kabul ediyorum."

**
Nasıl buldunuz? ^Yorumlarınızı belirtin^

10 vote ve 5 yorum gelmeden yeni bölüm paylasmayacagim sınır sevmem ama diğer türlü hiç yazasim gelmiyor. Lütfen beni yanlız bırakmayın.

KARIM OLMAK ZORUNDASINKde žijí příběhy. Začni objevovat