Denize baktığım da çoktan kalktığı yere oturmuş dalgın dalgın denizin dalgalarda çıkardığı köpüğü izliyordu.
O köpükleri dalgalandiran rüzgar benim yüzüme çarpınca yüzümün üşmesi ile ağladığımı anladım.
Bu ağlama bir çocuğun babasını kaybetmesi yada bir babanın çocuğunu kaybetmesi gibiydi.
Yani anlayacağınız içim yanıyordu babam beni nezarette gördüğü gibi olduğuma eminim.
Evlat acısı gönül yarası gibi dır.
Evlât acısını anlatmayla hiçbir kelimenin gücü yetmez hiçbir yürek dayanmaz...

"Tamam kardeşim Eslemi her an her saniye koruyoruz.Zaten normal de de koruyoruz ama normalinden daha fazla üstüne düşüp Allaha dua ediyoruz."

Allahım sen küçüğümu benden alma...
Neyi çok sever ve istersen o senin imtahanin olurmuş ey en büyük kudret beni sevdiklerim ile imtahan etme...

"Bak Rüzgar kardeşim şimdi Mina'ya mesaj at ama belli etme ben atarsam şüphelenir."

"Ne akala abi sen ara söyle."

Bana baktı baktı ve baktı

"Rüzgarı kaybettik doktor yokmu."

Bozma sırası bende Deniz bey. :-)

"Sen merak etme dosttum ben kendi doktorum olurum."

Yüzünü ekşidip konuyu farklı yere çekti...

"Neyse at benim güzelliğime mesaj belli etme."

Telefonu Deniz beyden alıp sevdama mesaj attım onun moralli de bozulmuştu benim yüzünden.

İmtiham;

"Bugün biraz havam da değildim sevdam kusura bakma ortada seninle ılgili bir şey yok sakın o güzel yüreğini sıkıntıya düşürme."

Deniz yanıma gelip mesaji okumya çalışınca el çabukluğu ile arkasından.

"Abin yanım da ona göre mesaj at,yada atma."

Gördüğünden emin olmayarakta olsa.
Tekrardan mesaj atacaktım ki Mina beni arıyordu içim yanı vermişti.
Bu arama hiç hayra alamet değildi çünkü Mina beni ölüm kalım bir durum olmadan keskinlikle aramazdı ,

"Rüzgar abi aç şu telefonu."

Demese ben hala elimde ki telefona mal mal bakardım.
Korku ile açtığım telefonda Mina'nin ağlamaktan kısılmış sesi ile karşılaştım.
Sevdam ağlamiştı.
Seni kim ağlatti demeye mecalim kalmamıştı.
Hele Esleme bir şey mi ? Oldu sorusunu sormaya kendimde güç ve derman bulamamış bir şey olma durumu altında ezilmiştı aciz bedenim.

Deniz yanıma gelip telefonu elimden çekip kulağına götürdü ve sevdam ile konuşmaya başladı.

Onu sakınlestirmek istercesine kelimeler sarfediyordu.
Sonra Denizin ağzından Yüksek bir şekl de Ne ! Nidasi yükselince anladım kötü bir şeyler olduğunu,
Hissetmiştı kalbim evladıma bir şey olacağını damarlarımdan bir damar kopmuş ömrümden de yillar eksilmis gibiydi...

Deniz yanıma gelip bana sımsıkı sarılıp , kulağıma fısıldadigi şey ile ağladığımı anladım.
Ağladığımı hissetmeyecek kadar hissizlesmistim çünkü.
Bedenim ayakta dursa da evladım ile kaybolmuştu ruhum.

"Rüzgar kardeşim ağlama bulacağız onu sana yemin ederim onun saçının bir teline bir şey olmadan bulacağız."

Bak demiştım ya onu benimseyen her yanım anlamıştı Küçüğüme bir şey olacağını.
Hiçbir şey soylemeye derman yoktu.
Zatende harfler birleşmeyor kelimeler bir bütün olup cümle kurmayordum.
Aldığım emanete sahip çıkamamak durumu beni yiyip bitiriyor du ya devlet Eslemi bulduktan sonra elimizden alırsa o zaman ne olacak...

"Kalk kardeşim Mina ' nın yanına gidelım kendini yanlız hissetmesin."

Hep onun yüzünden olmuştu bu olayda en büyük suçlu oydu bir çocuğa bile sahip çıkamamıştı.

Tobe tobe saçmaliyordum iyce şeytan benim isyana itmek için elinden geleni yapıyordu da vesvesenin en büyüğü ise sevdami suçlamamdi.

Haraket edince taksiye bindiğimizi anlamıştım.
Kendi mi kaybetmiştım iyice.

Kendimi toparlayıp asıl sormak istediğim soruyu Deniz'e yönelttim ;

"Deniz Eslem' i nasıl kaçırmiş şeref yoksunu adamlıktan nasibini almayan adi köpek."

Gücüm gelmişti de birazdan duyacaklarım ile yüreğimin cayır cayır yanıp her bir millimi Eslem diye sayikladikca bedenim birazda ezilecektı.

Deniz bu zor ve acı dolu soru karşısın da derinden bir nefes alıp tekrar bıraktı.

"Kardeşim bak biraz sakinleş bulacağız onu.Mina ağlamaktan konuşamadi da nasıl olduğunu bilmiyorum."

Benim sevdiğim insana zarar veren insanın yaşamaya hakkı yoktur bu dünyada.
Biri en güzelden gelen en güzel emanet diğeri ise en güzelden gelen 'En güzel imtihan.'

Ve bu iki güzel hazineme , en güzel yazıma , en güzel iki çiçeğime zarar verdiler.

Her ne deliğe girersen gir seni bulacağım salak adam bulduğumda sağlam bir yanın kalmayacak beni burak diye yalvarsanda seni elimden yanlız ölüm alacak ve sen geberip giderken köşeye geçip kahkahayla izleyeceğim.

Benim kızım ve Hatunumu , sevdami üzmek neymiş gösterecegim güzellerime zarar vermemenin bedeli ağır olacak.

Taksi bir çocuk parkın önünde durmuştu.
Küçüğüm eğlencenin ortasında acıya mi ? Sürüklemiştı bu nalet adam.
Herşeyin bir bedeli vardı ve bu olayda bedel ağır ödenecektı.

Herşeyi göze alıp sevdiğime zarar verme'nin bedeni ödeyecekti azraili olacağım ve ölüm hiçbir zaman bu kadar acı olmayacaktı.

Taksiden inip salak salak parka doğru yürüdüm ve tam karşım da ağlamaktan şişmiş ve kızarmış ve hala ağlamakta sessiz bir şekilde bir şeyler mırıldanan Mina ile karşılaştım.

Şu an yanına gidip sıkıca sarılmak ve hiçbir sekikde bırakmamak tüm yükünü omzuma alıp kulağıma güzel sözler mırıldanmak vardı hem gönlüm de hem kalbim de ama o bana dikenli bir kirpigin kirpikleri gibi dikenli bir tel ile etrafı sarılmıştı ve ben yaklaşıktıgim zaman canım yanacak cehennem kapıları biraz açılacaktı.ben uzaklaşsam yüreğim yine yanacak ama bu kez cennette bir bahçe bizi bekleyecektı.
O yüzden uzaktan teselli verecektım uzaktan sevdiğim gibi.

Deniz taksiye parayı ödemiş ve uçarak yanımdan geçip Mina' nın yanına giderek sımsıkı sarılmıştı ve benim yapmak istediğim yapapip kulağına güzel kelimeler fısıldıyordu.

Bende biraz onlara yaklaşıktım anladığıma göre sevdam atak geçiriyordu.
Çünkü aynı kelimeyi tekrar ediyordu .
Ondan yükselen kelimeler benim yüreğimin kor olmasını sağlıyordu ve elinde sımsıkı tuttuğu beyaz bir kağıt parçası vardı.

Son gücüm ile kendimi toplayıp ;

"Susssss ! Mina Allah aşkına sus bak yüreğim senin ağladığıni ve inci taneleri dökmene dayanacak kadar güçlü değil.Sana yalvarıyorum lütfen sus."

Tekrardan güç verdim yıkılmış ve yıpranmış bedenime.

"Senin hiçbir suçun yok Mina.Kendi suçlayıpta beni iyice üzme"

Sesim sonlara doğru brazdaha kısılmış ve bir anda kalbime giren ağrı ile yere çöküp iki büklüm olmam bir olmuştu.

Göz kapaklarım ağırlaşıyordu biliyordum yüreğimin buna dayanamayacagim son kez sevdamin sözleri yankılandı kulaklarımda.

"Rüzgarım özür dilerim hep benim suçum.."

Eğer gözlerimi kapatmasaydim senim suçun değil sevdam derdim ama göz kapaklarım yüreğim gibi dayanamadı bu acıya...
Hangi yürek dayanır ki Evlat acisina...

¤¤¤¤¤

Gecikme için özür dilerim...

Iman dolu kalın...

Değerli insanlar hep mutlu olsunlar inşAllah...

En Güzel İmtihanimsin .Where stories live. Discover now