TRACIA #Giriş

3.2K 274 124
                                    

Herkese merhaba! Öncelikle bu bölümü WattyKitten kankama ithaf ediyorum<3 sjhc. Playlist'taki müziği dinlemenizi tavsiye ediyorum. Kulaklığınızı takın, sesi sona getirin ve bölümü okumaya başlayın. Ne kadar çok ürperti, o kadar çok heyecan. Hepinizi öpüyorum, iyi okumalar~

*-*-*

22/09/1997

Benjamin ve Summer, küçük kızlarının yine kendi kendine güldüğünü gördüler. "Neye gülüyorsun bakalım?" dedi Benjamin, kızının yanına çömerken. "Gölgeler, babacığım. Gölgeler ile oynuyorum!" Benjamin gülüp kızının başını okşadı ve ayağa kalktı. Benjamin ve Summer küçük kızlarının kendi kendine eğlenmesine izin verdiler ve oradan uzaklaştılar. "Tracia," diye fısıldadı bir ses küçük kıza. "Hayır, anne. Bunu sana söyledim; benim adım Tracy."

"Ben senin annen değilim Tracia. Ben, senim. Senin içindeyim." Tracy öfkeyle yerden kalktı ve sanki karşısında biri varmışçasına bağırdı. "Ben Tracia değilim!" Gölgeler, yavaşça kaybolurken Tracy oturma odasına koştu. Anne ve babasının oturduğu yere gitti. "Anne!" diye bağırdı. "Neden bana Tracia diyip duruyorsun? Adımın Tracy olduğunu bilmiyor musun?!" Summer kızını kucağına aldı, "Neden bahdediyorsun Tracy? Ben sana seslenmedim ki. Hem geç oldu, uyu bakayım sen." Tracy istemeyerek de olsa bir şey demedi. Gerçekten annesinin ona neden Tracia demesini anlamıyordu.

Summer, Tracy'yi yatağına yatırırken anlından öptü kızını. "İyi uykular Tracy." Tracy bir şey demeden gözlerini yumdu. Summer kapıyı kapatarak odadan çıktı ve odada tek bir ışık bile kalmamıştı. "Uyu benim güzel Tracia'm. Uyu ki beni tanıyabilesin..." Küçük kız gözlerini açtı, korkuyla etrafına baktı. "Kimsin sen, ne istiyorsun?"

"Uyu benim minik Tracia'm. Şeytanlar getirsin seni, benim yanıma... Ruhun bedeninden çıktığında, tamamen sen olacağım Tracia..."

19/07/2016

"Hey Tracy, bugün ne yapıyorsun?" dedi Julien, kolunu omzuma koyarken. "Kütüphanede birkaç işim var, daha sonra size uğrarım," dedim ve yanından hızla uzaklaştım.

"Tracia..."

Adımın seslenilişiyle olduğum yerde durdum. Gelmişti işte. O gelmişti. Adımlarımı daha da hızlandırarak iki sokak ötedeki Paranormallik Kütüphanesi'ne girdim.

"Seni çok özledim minik Tracia'm..."

Girişteki kütüphane görevlisine selam verdikten sonra 6G bölümüne girdim. Elimi birkaç kitabın üzerinde gezdirirken kitapların başlıklarını okuyordum.

"Cevap ver."

Kes sesini!

Kızmaya başlıyorum.

İşte! İhtiyacım olan kitabı bulmuştum: İçimdeki Sesler. Kitabı açıp birkaç sayfasına baktım.

Başlık: İkinci Ben

Merhaba bunu okuyan kişi. Eğer senin de içinde bir kişi, sana emrediyor ise bil ki sana kafayı takmış durumda. O, sana isminle değil de başka bir isimle hitap ediyorsa, bil ki sana özel bir isimle hitap edecek kadar değer veriyordur.

Okuma.

Okumaya devam ederken ses, sürekli okumamam gerektiğini söylüyordu. Bu gerçekten sinir bozucuydu. Yaklaşık on defa beni uyarmıştı ve sonunda, yine o şeyi yaptı. Başım; karşı konulamaz bir şekilde ağrıyordu.

Sana okumamanı söyledim! Bunun cezasını çekeceksin Tracia!

Daha fazla dayanamayarak kitabı kapattım. Kapattığım an başımdaki ağrı kesildi. Kitabı ait olduğu rafa geri koyup hızlı hareketlerle kütüphaneyi terk ettim. Karşıdaki yoldan bir sürü araba geçiyorken o, kahkaha atmaya başladı.

"Cezanı merak ediyor musun Tracia?"

Hayır, lütfen. Lütfen bana bunu yaptırma.

Bir şey demeden gülmesine devam etti. Ayaklarım yavaşça hareket etmeye başladı.

Sana yalvarıyorum, lütfen!

Adımlarım hızlanarak yavaş yavaş koşturmaya başladım. Arabaların hızla geçtiği yola daha çok yaklaştım. Artık son sürat koşuyordum ve kendimi durduramıyordum. Bunu o yapıyordu, beni acıyla cezalandırıyordu. Yol ile aramızda bir metreden az bir uzunluk kalırken gözlerimi kapattım. Ayağım boşluğa gelince belimdeki keskin acıyla bilincimi kaybettim.

TRACIA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin