-1 -

4.7K 402 174
                                    

DİKKAT
Lütfen önce okuyun.
Hikayenin anlaşılması ve belirli olayların yerine oturması için Ali ve Selin seneler sonra karşılaşmadan önce olan, yazılması önemli olayları ilk bölümde yazdım. Asıl hikaye, yani AlSel arasında olacaklar sonraki bölüm itibari ile tam anlamıyla başlayacak. Bu bölümün önemi Yıllar öncesi ve Sonrasındaki olayları ele almak.
Bölüm yeterince uzun ancak bu her bölüm için geçerli olmayabilir.
Umarım yeni hikayemi beğenir ve desteklerinizi esirgemezsiniz :)
Öptüm. 😘

4 sene önce.
-Selin-

Eleanor masanın üzerine çıkıp ne ara bulduğunu bilmediğim geniş uçlu tarağı ağzına yaklaştırdı. Herkes aniden susup onun bu ultra komik halini seyrederken, elimdeki içkinin dökülmemesine özen göstererek usulca Ali'nin kucağına oturdum. Konuşmasını beklediğim Eleanor art arda iki kez hıçkırdı. Onun bu haline herkes gibi bende kayıtsız kalamadım ve kahkaha atmaya başladım. Elimde tuttuğum alkollü kokteylin çok az bir kısmı kahkahamın etkisi ile üzerime döküldü. Ali anında bardağı çekip elimden aldı. Yanında oturduğumuz masanın üzerine koyduktan sonra, sol omzuma attığım saçlarımı çekiştirdi. İçim gıdıklanmaya başladı. Eleanor "Sayın konuklar" diyerek aksanlı Türkçesi ile doğum günü konuşmasını yapmaya başlarken Ali dudaklarını köprücük kemiğime bastırdı.

"Yapma" diyerek, inledim. Alkolün etkisi ile yanmaya başlayan bedenimde ona karşı, karşı konulmaz bir arzu meydana gelmeye başladı. Yalan söylemeyeceğim, bu sadece alkollüyken olan bir şey değildi.
Uyarımı dinlemedi. Zaten sesim uyarı yapan birinin sesi gibi de çıkmamıştı. Bas baya inlemiştim. Art arda birkaç kere köprücük kemiğimi öptü.
Elimi uzatıp başını kavradım. Sonra onu kendime doğru çekerek öpmeye başladım.

Bu an Eleanor konuşmasının bir kısmını bana adaması mecburmuş gibi ismimi bağırdı.

"Benim için bu doğum günü partisini organize eden, taaa oralardan buralara gelmemi sağlayan canıııım arkadaşım Selin! Selin?"

İsmimi duymam biraz geç oldu. Çoktan herkesin gözü üzerime sabitlenmişti. Yapacak bir şey olmadığından bozuntuya vermedim. Alinin dudaklarından ayrılıp kalabalığa döndüm. Herkesin yüzünde sevimli bir gülüş vardı. Zaten bize bakan herkes Ali ile uzun süreye dayanan aşkımızı bilen, bunu destansı ilan eden ve beraber eve çıkıp onları bunaltıcı detaylarla dolu aşk hayatımıza boğacağımız partiler yapacağımız günleri sabırsızlıkla bekleyen insanlardı.

Eleanor işaret parmağını bana uzatıp komik bir surat ifadesine bürünmüştü. Alinin kucağından inmeden elimi havaya kaldırdım ve "Ne demek arkadaşım" dedim, gülümseyerek "Her zaman yanındayız"
Ali alaycı bir şekilde kulağıma doğru nefesini üfledi. Düştüğümüz durum onu eğlendirmişti.
Kısa sürede herkes önüne döndü. Onlar için Ali ve beni sarmaş dolaş görmek yeni bir şey de değildi. Eleanor başka kişilerden bahsetmeye başlayarak insanların dikkatini üzerimizden çekti. Bu
an Ali çoktan söylemesi gereken cümleyi söyleyip "Kaçalım mı?" diye kulağıma fısıldadı. Onu onaylamak için ayağa kalkıp ellerini tuttum. Beraber salonu terkettik.

Salondan çıktığımızda, Ali öne geçti ve beni yukarı çekiştirdi. Heyecanlandım. Zira bu davranışı aklında bir fikri olduğunu gösteriyordu. Ancak heyecanım kısa sürdü. Çünkü merdivene doğru bir adım atmak isterken, giriş kapısının oradan salona doğru Nur'un adımladığını gördüm. Nur. Evet, her hikayenin kötü kız kontenjanında bulunan karaktersiz, sinsi ve yapmacık olanlardan. Bizim payımıza da bu düşmüştü.
Sinirlendim. Sinirimi derin bir nefes alarak dışa vurdum. Onu bu doğum günü partisine çağırmadığıma emindim. Eleanor'u şahsen kutlamak isteyecek kadar yakınlıkları yoktu. Arkadaşlarımın hepsi onu evimde görmek istemeyeceğimi gayet iyi biliyordu. Buraya davetsiz misafir olarak gelmişti. Üstelik Ali için. Sinir bozma girişimini bu şekilde hayata geçiriyordu. Yani varlığı; Aliyi görmek için oradan oraya fütursuzca savrulan bedeni, herkese sanki bir şeyler ima etmek ister gibi attığı bakışları, demode saç rengi ve takıları, üzerine yakışmayan -yakışsın diye yapay popo kullandığını biliyorum- pahalı olsa da ucuz görünen giysileri ve kalın ses tonu bir şey yapmasına gerek duymadan sinir bozuyordu.

Köprücük KemiğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin