-24- "Evinin önünde."

En başından başla
                                    

Omuz silktim. "Sana gitme demezdim. Ben de seninle gelirdim." dedim umursamazca.

"Seni buraya kadar sürüklememin ne kadar saçma olacağını fark etmiyor musun ? En fazla 2 hafta ayrı kalacaktık."

"Şuan yanında mıyım ?" diye sordum  Sonra da kendi sorumu kendim cevaplayarak "Evet. Yanındayım." dedim. "Bana giderken haber verseydin yine gelecek miydim ? Evet. 2 gün geç veya 2 gün erken olmuş olması sorun değil. Sonuçta yine geldim."

"Gerçekten böyle bir salaklık yapacağını tahmin etmemiştim," deyip gözlerini kaçırdı.

Güldüm. "Tamam, sana olan sinirim biraz geçti ama Doruk konusunda hala sinirim tam gaz devam ediyor, haberin olsun." Konuşmamın sonlarına doğru gülümsemem kaybolmuştu.

"Seni anlayamıyorum." deyip başını onaylamaz bir ifadeyle iki yana doğru salladı. Tam bir şeyler daha söyleyecekti ki "Ben de seni anlayamıyorum zaten." diye mırıldandım. Gamzelerim kendini belli ederken bu olayın ne kadar saçma olduğunu düşünüyordum. İlk önce hararetli bir şekilde öpüşüp sonra da biraz tartışmıştık. Ve şimdi de onu bizim grupla tanışmaya götürürken yaptığımız diyaloğu yaşadık. Sadece yerlerimiz değişmişti, o kadar.

"O benim repliğimdi !" dedi gülerek. Ben de karşılık olarak "Sen de benim repliğimi çaldın." deyip sırıttım.

Hazal "Üşüdüm," deyip kollarını sıvazlarken ancak fark edebilmiştim giydiklerini. Ramones tişörtümü giymişti ve... "E yok artık !" dedim, altına giydiği pijamaya bakarak. "Pijamalarımı da mı aldın ?"

Sevimlice sırıttı. "Dolabımda yer ayırdığım senin kıyafetlerine özel alanı görmelisin bebeğim." Sonra da elimden çekiştirip beni içeri soktu ve kapıyı yavaşça kapattı. Hafifçe gelen tık sesinden başka hiçbir ses çıkmamıştı. "Yavaş adımlarla çık yukarı." dedi fısıldayarak, merdivenleri gösterirken. Tam merdivenlere doğru hafif bir adım atmıştım ki dik bakışlarını ilk önce converse'ime sonra da bana çevirerek "Ve benim aptal sevgilim, o ayakkabılarını çıkart şurada. Bizim eve ayakkabıyla giremezsin." diyerek uyardı beni.

İç çektim ve "Baban ayakkabılarımı orada görüp, beni odana aldığını fark edince ne yapmayı planlıyorsun ?" deyip arsız bir şekilde sırıttım. "Güzel bahaneler bulabilirim ama senin açından pek uygun olacağını sanmıyorum."

"Of , pisliksin. Ayakkabılarını eline al ve parmak uçlarında ilerle." Uyarıcı bir tavırla işaret parmağını ilerle anlamında oynatmıştı.

Dediğini yapıp ayakkabılarımı çıkartıp elime aldım ve fazlasıyla sessiz bir şekilde çıktım merdivenlerden. O da peşimden ilerliyordu. Normalde bu tür evlerde ayakkabı ile gezilirdi ama nedense Hazallarda öyle değildi.  Ona doğru dönüp elimi trabzanlara koydum ve "Neden ayakkabı ile gezmiyorsunuz evin içinde ?" diye bir soru yönelttim Hazal'a, aynı şekilde fısıldayarak.

Hafifçe omuz silkti. "Annem temizlik düşkünü bir kadındı. Ayakkabı ile sokmazdı bizi içeriye. Şimdi onun yokluğunda da onun geleneklerini sürdürüyoruz işte."

Önüme döndüm ve yürümeye devam ettim. Anne konusu gecenin bu saatinde pek üstünde durulacak bir konu değildi ve Hazal'ın bu konuda ne kadar hassas olduğunu iyi biliyordum. Annesinin vefat ettiği zamanda bile Mustafa amca ile yani Hazal'ın babasıyla bile konuşmuştum ama Hazalla konuşmaya cesaret edememiştim. Üzgündü, depresyondaydı ve konuşup onu daha da yıpratmak istemiyordum.

Eskileri düşünmeyi bırakmam Hazal'ın "Şu kenardaki oda," demesiyle olmuştu. Adımlarımı sağ tarafa yönelttim ve ilk kapıyı açtım. Dediğim gibi perdesi maviydi. Ve tüm oda mavi-beyaz tonlarındaydı. Kenardaki duvarlar beyaz, tavan ise gökyüzü mavisiyle boyanmıştı. Odadaki beyaz renkli eşyalar sadece yatağın kenarları ve giysi dolabıydı. Diğer tüm her şey maviydi ve bu insana sanki maviliğin etrafı kuşattığı bir diyarda olduğu hissini veriyordu. Gözümü odadan çektiğimde bakışlarımı Hazal'a çevirdim. Yatağın üstüne uzanmıştı ve bakışlarını bana dikmişti. "Sorgu zamanı," dedi gülümseyerek. Sonra da yatağın diğer tarafını işaret etti. Ayakkabılarımı kenara gelişigüzel fırlattım ve yatağa doğru ilerledim. Yatağın sol tarafına uzanıp sağ kolumu başımın altına koydum ve Hazal'ın sorularını dinlemeye başladım.

Sen Gitmeden Önce.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin