''öpüşüyoruz ve ilk sorduğun şey eşofmanımı ne zaman istediğim mi?'' kıkırdayarak arkasındaki duvara yaslanıp gözündeki yaşları sildi. ''gerçekten sıradan bir kız değilsin, tessa anderson.'' Durumu bu kadr komik bulması beni mutlu etse de oldukça şaşkındım ancak yinede gülümsemeden edemedim. ''oh teşekkür ederim? Sanırım?'' boğzımı temizleyip bakışlarımı çekerken dyan hala küçük çocuklar gibi kıkırdıyordu. Kendimi toparlayıp asıl konuyu konuşmak için toparlanacakken diğer koridordan gelen ve oldukça tanıdık olan birkaç gencin kahkahasını işittim. Hemen duruşumu düzeltip dyan ile aramdaki mesafeyi açmak için birkaç adım yana attım. Ve birkaç saniye sonra aralarında steve den dahil tanıdık grup köşeyi döndü.

Kafam dyan ile aramızda olanları ve kalbimin atışını kimsenin fark etmemesini umut etmekte ile dolu olsa bile yine de dikkatimi steven ve ciara grubun önünde şakalaşırken arkasındaki kas yığının onu gözleri ile oyduğunu çekmişti. Kasti bir hareket dahi olmasa da marco her an öne atılıp ciara oradan çekip alacakmış gibi duruyordu. Bunu unutmamalıydım belki daha sonra işe yarardı. Kıskançlık erkekleri neden bu kadar etkiliyordu ki?

''ee aşkböcekleri konuşmanız bitti mi?'' diye bağırdı ben gülerek. Aslında söylediği alay etmek amacıyla olsa da sırtımdan geçen ürperti ile buz mavisi gözlerinde hiçbir şey kaçmadığını fark ettim. Ancak o an bu yeteneğine hayranlık mı duysam korksam mı karar veremedim. Şaşkınca bakışlarımı ben'e doğru çevirdim o da bakışıma gözünü kırpmadan karşılık verdi. ''tabi, dediğim gibi tessa eşofmanı istediğin kadar saklayabilirsin.'' Dedi dyan ve yaslandığı duvardan kendini çekti. Yanımdan geçerken bana göz kırpıp grubun yanına doğru ilerledi. Ne yaptığını fark ettiğimde bende harekete geçtim ancak içimdeki sinir kaynamaya başlamıştı bile. O aptal göz kırpma hareketi de ne demekti şimdi?! Seni sadece gıcık etmek için öptüm göz kırpması mıydı yoksa bu bizim küçük sırrımız göz kırpması mı?

Otomatiğe bağlamış gibi steven'in diğer tarafına geçtim ancak söylediklerinden hiçbir şey bana ulaşmıyordu. Bende kendimi sakinleştirmek için çaba sarf etmeye başladım. Eğer ikincisini kast ediyorsa bunu zaten kimseye anlatmayacaktım ve öpücüğe fazla anlam da yüklemeyecektim. Sonuçta dyan'ın öpücüğü ile alnında bir hey ben kolay elde edilebilirm! Yazısı ile gezmek eş değer olabilridi. Aniden kolumun yana doğru çekilmesiyle düşüncelerimden sıyrıldım. Az sonra steven beni çekmeseydi duvara çarpacağımı fark ettim.tabi ki herkes durmuş bana şaşkınca bakmaya başladı . bu aralar nedense doğru dürüst cümle kuramaz olduğum için ağzımdan bir tek 'ups' çıktı.

Birkaç saniyelik sessizlikten sonra steven inanamazcasına kafasını sallayıp cık cıklamaya başladı. ''bilemiyorum tessa ama içimden bir ses severek duvarlara falan çarptığını söylüyor. Önce kafeteryanın kapısı şimdi de bu. Seni tekrar sırtıma almamı ister misin?'' rezil davranışımı örten yorumu için boynuna sarılmak istesem de alınmış gibi surat astım. ''ne yani tek başıma koridorda yürüyemediğimi mi söylemek istiyorsun?'' sırıtarak ellerini kaldırdı. ''hey bunu asla iddia etmedim. Ama sen öyle diyorsan...''

Yalandan alınmış gibi koluna vurdum. ''bu kadar yeter! Bütün gün beni taşıyabilirsin kendin kaşındın.'' Yalandan sinirle homurdandı. ''taşıyabilirmişim '' diye mırıldandı. Alaycı ses tonunu fark edip gülmemek için kendimi zor tutsam da yandan onu itekledim. ''evet ! TAŞIYABİLİRSİN! İstersen bir de kodlayayım! Yanımda durmak büyük bir gururdur bir kere !'' siyah saçlarını karıştırırken ağırlığım altında biraz sallandı ve gülmeye devam etti. Bende gülümsedim .steven henüz bir gündür okuldaydı ancak şimdiden onsuz bir okul hayal edemiyordum. Ufak kavgamız zil sesi ve öğrencilerin koridora doluşması ile bölündü.

''hey sizi iki şakacı artık yürüseniz mi. Dersimiz sanat tessa ve bayan larickson'un geç kaldığımızda ne kadar mızızlandığını biliyorsun.'' Diye mızmızlandı ciara arkamızdan bizi iteklerken. Çocuklarda yürümeye başladı ancak onlar okulun başka binasına yol alırken sağa döndü. Steven ile hala birbirimizi gıdıklarken bir dahaki hareketini izlemek ile o kadar meşguldüm ki az sonra yanımda aniden birinin geçtiğini dahi fark etmedim.aşkınca yukarı doğru baktığımda dyan bana tuhaf bir bakış atıp son anda bana sırtını döndüğünü fark ettim. bunu bilerek mi yapmıştı?

Dikkatimi dağıldığı için steven'in bir sonraki hareketini fark etmedim ve o da tam on ikiden vurdu. Bende onu gıdıklamak için arkadaşıma dönerken az önce olanları boş vermeye karar verdim nasıl olsa bunu dyan ile bir şekilde konuşacaktık. Arkadaşların ile saçmalarken okulun aslında ne kadar eğlenceli olabileceğini hiç tahmin etmezdim ancak iki ders peşpeşe sanat dersinde steven ve ciara ile o kadar eğlenmiştik ki neredeyse dersten atılıyorduk. Son iki saat tarihte yalnız olsam da sonunda kurtulmuştum. Park yerinde yine tanıdık grup bebeğimin etrafında toplanmış ve r8'in sahibi de arabasına yaslanmıştı. Gülümseyerek gruba doğru yürüdüm.bir hafta öncesine kadar düşmanım dediğim çocuklar şimdi birden arkadaşım olmuşlardı?!

Bu kelimenin büyüklüğünden birden nefesim kesildi. Gerçekten arkadaş olduğumuzu söyleyebilir miydim? Sonuçtan ben,seth,marco ya da cole hakkında hiçbir şey bilmiyordum. dan hakkında bildiklerim bile eskide kalmıştı ve aramızdaki bağ da sadece dyan ve ciara dan dolayı oluşuyordu. Bu okulda daha önce arkadaşım olmamıştı ve şimdide sevimili bir sürü aptaldan oluşan bir arkadaş grubum vardı. Dyan etrafında oluşan yarım dairede ciara'nın yanına durdum. İçindeki hiç biri aralarında durmamın ne kadar tuhafıma gittiğini bilmiyordu. Ama bir şekilde buraya uyuyordum. Önceden hep arada bilerek mesafe bırakırdım.

''hey tessa! seni sonra dinnertime da ziyaret edeceğiz. Kenara büyük bir porsyon patates kızartması koy.'' Dedi öbür tarafımda duran seth ve gülerek beni hafifçe itekledi. ''çok sevindim.'' Dedim göz devirerek ancak hemen peşine alay ettiğimi belirtmek için göz kırptım. En iyisi kenara birkaç pizza falanda koymaktı bu kadar doyumsuzdu bu çocuklar. ''evet bende geleceğim. Oldukça sevinebilirsin.'' Dedi cole'un yanında duran steven. Cole her zamanki gibi kolunun altına bir kız almıştı ve yanında da sürtük tayfasndan birkaç kız duruyordu. Maalesef aralarında stefanie de vardı. ''ağabeyim üniversiteyi bitirdiğini ve uzun zamandır görüşmediğimiz için de dinnertime'a gelmemi söyledi. Bir de sanırım beni biri ile tanıştıracakmış.'' Dedi alnını kırıştırıp. Genişçe sırıtmadan edemedim. Tam bir şey söyleyecekken araya stefanie girdi.

''bu harika. Sanırım bende sonra uğrarım. Belki birlikte bir şeyler yeriz ne dersin Stev? Sana stev diye seslenebilirim değil mi?'' gözlerini büyütüp steven'ın koluna yapıştı. Steven dan beklemesem de gözüne sokulan dekoltenin hatırına onaylamasını bekliyordum. Ancak benim şaşkınlığıma ona doğru dönüp parmaklarını tek tek kolundan kurtarıp sert bir ses tonu ile. ''hayır bana sadece arkadaşlarım lakap takar.'' Dedi. Tutuşundan kurutulur kurtulmaz ona sırtını döndü. Aslında şaşkın ifadesini görememesi üzücüydü. İfadesine içten içe gülerken stefanie'nin koca göğüsleri arkasındaki uyuz kızı tek görenin ben olmadığım için seviniyordum. Ancak sevincimi sonuna kadar yaşayamadan aklıma bunun için zamanım olmadığı geldi.

''siktir!'' diye bağırdım birden. Neden burada oyalanıyordum ki mesaim bir buçuk saat sonra başlayacaktı ancak kathrin'İn işlerinden de kurtuluşum yoktu. Acele ile çantamda araba anahtarlarımı ararken arabama doğru adımlamaya başladım. ''gelip ceplerimi bahşiş ile dolduracak her ziyaretçiye sevinirim,sen hariç stefanie. Kusura bakma ama tüm gün senin çeneni çekemeyeceğim. Ben gittim ,görüşürüz!''

Konuşmaya dalmamış olanlar bana veda sözcükleri bağırırken en seslisi stefanie den geldi. ''seni kaltak!'' sırıtmadan edemedim bende aynı şekilde karşılık verdim.

----------

hello peeps !! nasılsınız bakalım? bütlerin de bitmesi şerefine bölüm !! biraz geç kaldı biliyorum kusura bakmayın... karneler nasıl bakalım çocuklarım :D neyse yazın tadını çıkarın bakalım:) bu arada im goin away to be alone,im coming  back with answers ahahaaaaaaaaa, dont try to call my telephone its disconnected aaaa aaaaaa :D neyse tamam gittim ben 

behind the screen (türkçe çeviri)Where stories live. Discover now