"Tamam ablacigim ! Sustuk yeter ki sen sınırlenme."

Dedikten sonra Eslem gülmekle ağlamak arasın da kahkaha atıyordu.Bu hiçte normal değildi ha !
Bu kız niye böyle olmuştu.Allah Allah.

Mina bu efsunlu havayı dağıtmak istemiş olacak ki,getirdiği saklama kabını bana uzatı,uzatırkende gözlerı bileğim de ki izde tatlı kaldı.
Ben bile o izin ne olduğunu bilmiyordum ki onun sorduğu soruya cevap vermeyim;

"Kolunuzuda ki iz?"

Diye sormuştu ama cidden oraya ne olduğu hakkında küçük bir bilgi yada anı yoktu aklımda ama sanki bir harf yada bir sayı gibi bir şeyler yazıyordu.Babama sorduğum zaman o bana doğum lekesi olmadığını sonradan ortaya çıktığını söylemiştı.
Ama ben kendimi bildim bileli o iz orda benimleydi;

"Ha o mu? Hep benleydi ama ne olduğunu hatırlamiyorum."

Anlayamadığım bir şekilde Mina''nin rengi atmış ve yüzü solmaya başlamıştı,uzaktan görmem rağmen titriyordu.
Ne olmuştu bu kıza ya hu!

Mina yine gözlerime bakmadan , sanki yüreğimin kanayan ve kabuk bağlayan yaramı katmış gibi acı veren bir sesle;

"Ben bi hava almaya çıkabilirim.Nefes almayorum gibi oldum."

Endişelenmiştım onu sevmeye alışık olan kalbim ona bir şey olma korkusu ile yanıp tutuşuyordu sadece yanan yüreğimden şu kelimeler dökülmüştü;

"Mina !? Iyimisin ?"

"Iyim merak etmeyin yanlızca biraz hava almam gerek."

Sonra oturduğu sandalyeden kalkıp gardiyana biraz hava almam gerekiyor demiştı bizim biricik gardiyan anlayışlı çıkıp izin vermiştı.

Ne olmuştu da olan morali bozulmuştu,ölseydimde Mina'min öyle olduğunu görmeseydim,vay ! Be dilim daha ona alışıktı gönlümün alışık olduğu gibi...

Şimdi anlamıştım ilk başta ondan bir anda nasıl hoşlandığımı her hücrem onu adı gibi tanıdığı ve ezbere bildiği için zorlanmamiş çünkü yüreğimi onu o kadar sevmiştı ki unutamamisti...
Ama beynin onu hatırlıyamadi çünkü ben onu yüreğim de sevmişim...

Omzum da yatan Küçüğüme baktığımda yüzünde kuruyan inci taneleri ile tatlı bir uykuya dalmıştı anlaşılan yerini çok sevmiştı bizim küçük,hangi rüyanın içinde ise küçücük yüzünde minicik bir tebessüm vardı.

Sonra küçüğümü yanda duran koltuğun üzerine yatırıp orda duran küçük battaniyeyı üzerine örtüp pamuk kadar yumuşak olan anlına öpücük kondurdum.ve yerime oturdum.

Mina'nın yaptığı malzemelera bakip ıslık çaldım,bizim hatun marifetlıymiş.

Dediğim kelime için kendi kendime sırıttım.
O sırada içeriye Bizim hatun girdi :-)

"Neye gülüyorsun Gereksiz ! "

"Gülesim geldi güldüm küçük hanım ! Rahatsızmı oldun."

"Yok canım ne rahatsız olacağım yanlız deli olan insanlar böyle yaparda."

Kesinlıkle benim hatun cadiydi cadi nasıl insan bozulur bilen cadi.
Hiç bozuntuya vermeden;

"Iyi oldunmu küçük hanım ! "

"Gereksiz ! Ay minik kuşum ya uyumus ama iyi olmuş sizle konuşacaklarim vardı."

"Buyrun küçük hanım sizi dinliyorum."

Daha yenı oturduğu sandalyeye oturup;

"Tam tamına üç gün sonra minik kuşumun doğum günü bende şey düşündüm,günah ama mum yakmadan parti düzenleyim dedim okul arkadaşlarinida bulup ve aileleriyle tek tek konusup hani geçen gittiğimiz neşe kafeye kapatırmayi düşünüyorum biraz birikmiş param da var sizce nasıl olur."

"Mina ! "

Şaşırmiştı çünkü ona adı ile seslenişimin ikincisi idi.. şaşırması da gayet normaldı;

"Buyrun Rüzgar bey."

Bey at be hatun Rüzgar benim adım niye fazlalık yapıyorsun kendine;

"Sen harika bir insansın,Iyi ki karşıma çıktın senin gibi bir insan zor bulunur."

Utanmış,hatta utancından yüzü kipkırmızı olmuştu,Benim hatunum kızarınca daha da güzel oluyordu.

"Teşekkür ederim.Yapalım o zaman belki o zaman sizde çıkarsınız."

Yaw ! Mina sen adamı kanser yaparsın ha ! Siz değil sen diyeceksın sen.Dememek için kendimi zor tutum ha !

"InşAllah."

Gardiyan gelip ayrılma vakitı diyince arkamı dönüp masum ve melek gibi uyuyan küçüğümü uyandırdim,ayrılık vaktinin geldiğini anlamışcasına;

"Ayrılık vakti mi? "

Bense sesimi bulamadığım için kafamı salladım.
Kanepeye kalkıp boyunuma sarıp yine geleceğim Rüzgar abim dedi ben de ;

"Belki sen gelmeden ben gelirim bellimi olur küçüğüm."

Tekrardan sarılıp ağlamaya başladı,küçüğüm ya sonra gardıyan gelip beni küçüğümden ayırdı arkamda bağıra bağıra ağlayan küçüğümü ve gözü dolu bir adet hatunumu bırakıp demir parmaklıklara doğru yol aldım gidereken Minaya;

"Allaha emanet ol Mina ! Küçüğüm sana emanet."

Ve ikiside inci taneleri akıtıyor,yanan yüreğimi kora çeviriyorlardi...

Mina'dan

Götürmüşlerdi yüreğime sevgisini gömdüğüm kişiyi,
Helalim olacak kişiyi bir zamanlar delice atan kalbimin sahibi,belki şimdide olacak tek kişiyi.

Esleme baktığımda ağlamaktan gözleri kızarmış,sesi gitmişti.

Rüzgarı götürür götürmez bizde kocaman demir kapıdan çıkıp taksi bekliyorduk,yanan yüreğimiz ile ruhumuz Rüzgar ile kalmış bedenimiz eve gidiyordu.

Rüzgar bey artık benim sert ve delice esen Rüzgarım olmuştu çünkü o eskiden benim deli fişeğim idi...

Ona Rüzgar bey diyordum, sen yerine siz kullanıyordum ama çünkü beim deli fişeğimin sınır olduğunu görmek ve aklımın bir köşesınde duran intikam için iyi oluyordu.

Ben bunları düşünüp gülmekle ağlamak arasında gözümü bir noktaya dikmiş öyle mal mal.bakarken taksi gelip önümüz de durdu.
Binip tam adresi söyledik yola çıktıkkı. Benjm telefonum çaldı ve ekranda gördüğüm kişi ile nutkum tutuldu yoksa kaza yapan adama bir şey mi? Olmuştu ellerime can vermedim açmaya güç bulmadım birazdan duyacak kelimeler yüreğimi paramparça edecek diye korkuyordum ama açmak zorundayım daha fazla bekletip ayıp olmasın diye açtım ve kulağıma götürdüm;

"Efendi Deniz bey."

"Mina hanım kan grubunuz ne."

"Neden ki ? "

"Kaza yapan adama acil kan lazım ve bu kan nadir bulunan bir kan."

"Kan grubum 0Rh negatif."

"Mina hanım neredeyseniz ne iş yapıyorsanuz burakip çabuk hastaneye gelin kan grubunuz hastayıla uyusuyor."

"Tamam Deniz bey ben yolladıyım ama yanımda Eslem var."

"Eve bırakmakla uğraşmayin burda doktor çocuklarina bakan yer var oraya bırakırız."

"Tamam."

Derdemez telefonu kapatıp taksiciye döndüm hastanenin adresini verdim insAllah iyi şeyler olurdu...
Ve deli fişek yanımızda olur yada beni hatırlardı...
Iyi şeyler olmak zorunda değildı ama olması gerekti hepimiz çok yorulmuştuk hem de çok...
Hayatın zorlukları ile küçük yaşta savaş vermiştık.
Güçlüyduk ama yıkılmaz değildık...
Bir yerde yıkılmaz duvarlarimiz yoktu ama güçlü iman dolu kalplerimiz vardı...
¤¤¤¤¤

En Güzel İmtihanimsin .Where stories live. Discover now