~TANITIM~

16.2K 496 257
                                    


*Hikayenin kalbine dokunan bir şarkıdır.

Ve bir teşekkür;    model olarak kullandığım Stefan bohucky 'e bir türlü beğenmemesi sonucu defalarca bıkmadan kapak yapan nalis- e çok ama çok teşekkür ederim.

Veee... (tamam tamam son teşekkür)

Sevgili Stefan'a! Gerçekten güzel kalbi, gösterdiği ilgi ve sırf kitabıma özel çektirdiği güzel resimler için çok teşekkür ederim. modelimizin instagram hesabı; stefan_bohucky ❤️

Ve bu kitap İYİLİĞE, DÜRÜSTLÜĞE ve BARIŞA ithaftır....

Ve TANITIM SİZLERLE...

' Ah ulan aşk!' diye bağırdı adam; terkedilişinin, acılarının şahidi olan Körfez'e doğru.

Koca mahalle bir onun sevdasını barındırmamıştı is kokan sokaklarında. Bir onun yüreğini doyuramamıştı iki oda bir salonunda. Körfez aşkı haram kılmıştı adeta...

Sonra derin bir nefes alıp verdi arkasında bekleyen genç kızdan habersiz.

"Ah ulan Leyla! Bizden ne istedin lan!' diye sordu kalbinin mezarlığında on üç yıldır yatan kadına. En mutlu gününde öyle bir gitmişti ki Leyla'sı, binlerce kez dönse bile kapatamazdı açtığı derin yarayı. Kimse kapatamazdı! Çünkü o yara genişleyip en güzel duyguların çürümüş ruhlarına mahzen olmuştu. Ne bir zamanlar uğruna nefes almaktan vazgeçecek kadar sevdiği Leyla girebilirdi kalp mahzenine, ne de bir başka kadın dokunabilirdi kanayan tenine...

Kimse ilişemezdi artık ona ama Çetin'in bilmediği arkasında acısına Körfez gibi şahitlik eden Gülfem'in o mahzenin kapılarını canla başla zorlayacak olmasıydı. Öyle bir tutkundu ki adama, acısına bile aşıktı...

Çetin can kırıkları ile dolu imtihan yolunda ne yapacaktı?

" Söz, mutluluk çiçekleri toplayacağım senin için! '' diye söz verdiği kadınla mı yürüyecekti ebedi mutsuzluğa?

Yoksa kalbinin sancısı, ömürlük yari... Katili kadının yıllar sonra çok geç gelen yalvarışlarına mı inanacaktı!

Çürümüş ruhunu  aşk, sevda adına ne varsa hapsettiği kalbe kilit tutar mıydı artık?

" Karanlıktan doğan bir ışıktı o... Kısık kahve gözlerinden doğan güneşle ısıttı umutlarımı. Güneşin ışınları ile ona çekilirken dibinin bir mezarlık olduğunu bilmediğim bir kalbin esiri olarak buldum kendimi. O kalp bir mahzen, ben ise esirdim. Fakat ne o mahzen benim içindi.... Ne de benim o kalbe esir olmam onun için bir şey ifade ediyordu... "

Peki ya tenleri yakan tutku ateşi?

Kalbe vurulan kilit, git gide alev alan bedene vurulur muydu?

***

Buraya kadar geldiysen seninde gönlünden tuttuk demektir. Hoş geldin mahallemize. Sende artık bir Körfez sakinisin. Aç kapıyı pencereni, al çekirdeğini çayını... Bir kaç peçeteye de ihtiyaç duyulabilir tabii...

KALP MAHZENİWhere stories live. Discover now