Deux - Premier baiser.

2.3K 151 94
                                    

Marinette

Adrien beni öptükten sonra o şekilde bırakıp gitmişti. Ve bende orada duramamıştım. Sınıfa giremezdim. Hiçbir şey olmamış gibi gidip onun arka sırasına oturup yüzüne gülemezdim.

Eve gelmiş, saatlerdir ağlıyordum. Gözlerimin altında ağlamaktan torbalanmış morluklar vardı, gözlerim şiş burnum kırmızıydı. Alya birkaç kez mesaj atmış, ve hala mesajlarını sürdürüyordu. Gerçekten ne hissetmem gerektiğini bilmiyordum. Uğruna öleceğim çocuk önce beni öpmüş, ardından bunun bir hata olduğunu yüzüme vurmuştu. İlk öpücüğümü aldıktan sonra öylece gitmişti.

Kucağımdaki yastığı yüzüme bastırarak kısa bir çığlık attım, sessizce. Fakat bu sadece dışa vurduğumdu, içimde yaşanan küçük çaplı kıyamet ise gerçekten anlatılamazdı. İçim yanıyor adeta kavruluyordu. Vücudum bir yaprak gibi titrerken ileri geri sallanıyordum. Sanırım delirmeye başlamıştım.

Tikki üzgünce sandalyemin üzerine oturmuş bana bakıyordu.

"Marinette, üzülme lütfen. Bu küçük bir olay, eğer bunu gözünde büyütürsen gerçekten Paris ve kara kedi için olaylar hiçte iyi olmaz."

Yastığa daha sıkı sarılarak sordum,

"Ne demek istiyorsun?" Tikki bakmaya devam etti bir yandan üzülürken diğer yandan sinirli gibiydi.

"Ne demek istediğimi çok iyi anladığını biliyorum Marinette. Saf bir kız değilsin. Hawk Moth'un neler yapabileceğini biliyorsun. Bu yüzden olan oldu, abartmaya gerek yok."

Gözlerimi büyülttüm ve yastığı sinirle yatağımın üstüne atarken, ellerimi sinirle saçlarımın arasına daldırdım ve çekiştirdim.

"Abartmak mı? ABARTMAK MI? SENCE ORADAN ABARTIYOR GİBİ Mİ GÖZÜKÜYORUM? UĞRUNA ÖLDÜĞÜM ÇOCUK HİÇBİR SEBEP YOKKEN BENİ ÖPÜYOR VE HİÇBİR SEBEP YOKKEN BUNUN BİR HATA OLDUĞUNU SÖYLÜYOR! YETER ARTIK TİKKİ! BEN HAWK MOTH YÜZÜNDEN BÜTÜN DUYGULARIMI İÇİMDE YAŞADIM, HİÇBİR ŞEYİ DIŞARIYA VURMADAN; ENDİŞELİYKEN, SİNİRLİYKEN HER ZAMAN MUTLULUK MASKEMİ TAKINMAKTAN BIKTIM! SENCE ORADAN ABARTIYOR GİBİ Mİ GÖZÜKÜYORUM?"

Tanrısal bakış

Sandalyesini tekmeleyerek bitirdiği cümlesiyle, pencereden bir ses yükseldi.

"Kiminle konuşuyorsun?"

Marinette normalde olsa telaşla kekeler durumu batırır, ardından çok saçma bir bahaneyle cümlesini bitirirdi. Ancak bu sefer pekte öyle olmadı. Ayaklarını sinirle yere basarken elleri iki yanında yumruk olmuş bir şekilde penceresine ilerledi ve penceresine oturmuş kediyi iterek bağırdı.

"Sanane!" Kedi aşağıya düşerken ona bir şey olmayacağını biliyordu, kediler dört ayak üstüne düşerler 9 canlıdırlar falan filan. Pencereyi de sinirle kapattığında Chat Noir de sinirlenmiş elindeki sopasıyla tekrar pencereye çıkıyordu. Pencerenin kapalı olduğunu gördüğünde kenarlara tutunmuş içeride tepinen kızın onu fark etmesi için pencereyi tıklatmıştı. Marinette tekrar pencereye yönelirken uçlarından tutup yukarıya kaldırmış ve kedinin yakasından tuttuğu gibi onu kendisine çekmişti. "Bak kedicik. Seninle uğraşamam, tamam mı? Çok sinirli ve üzgünüm. Yani, kendine yumak edecek başka birini bul."

Chat Noir onun bu tepkisini doğru bulmamıştı ama ona hak veriyordu bu sabah yaptıklarından dolayı. Ama o Chat Noir kılığındayken nazik, kibar ve ağırbaşlı Adrien değil, sapık, sinsi, centilmen ve bir o kadarda uyuz bir kedi oluveriyordu. Yüzünün hemen dibinde ki surata gülümseyerek karşılık verdi ve o da Marinette'in yakasından tutup kendisine doğru çekti ve miyavladı.

"Demek asi ve zor kızı oynamak istiyorsun Marinette." Açık pencereye oturup kuyruğunu eline aldı ve bir iki tur çevirdi.

"Ama bugün Adrien'ın bana anlattığına göre, hiçte zor değilmişsin." Kelimeler ağzından çıktı ve ne dediğini fark ettiğinde sinsiliği bırakıp gözlerini büyülttü ve gözleri şiş olan kızın gözlerinde ki yaşları gördü.

"Gerçekten böyle mi söyledi?" Dedi Chat Noir'dan uzaklaşıp yatağına doğru giderken. Oturdu ve bacaklarını kendine çekerken, bacaklarının arasına gömdü başını. "Gerçekten hakkımda böyle mi düşünüyormuş?" Sesi boğuk çıkıyordu.

Kekeledi Chat Noir, üzüldüğünü hissediyordu.

"Marinette, ben-"

"Gerçekten onu delice sevdiğimin farkında değilmiymiş? Gerçekten ona kolay yem olacağımı bilmiyormuymuş?"

"Hayır, Marinette-"

Marinette bir anda ayağa kalktı ve Chat Noir'in üstüne yürüyerek bağırmaya başladı.

"Onu benim mi öptüğümü sanıyorsun ha? Onu ben öpmedim, ve o sıra onun o güzel dudakları aklımda bile değildi! Sonra bir anda olan oldu ve, ve-" Hıçkırığı sözünü keserken defalarca yaptığı gibi ellerini saçlarına daldırıp çekiştirdi. "Tanrı aşkına söylesene, sürekli hayalini kurduğun bir an, öylece ayağına gelse sen geri çevirirmiydin! Ona karşılık vermemek mümkün değildi, bana verdiği tepkiyi ona karşı sergilemek mümkün değildi! Onu üzemezdim. Ama anlaşılan o beni üzebiliyormuş." -anlamayan için burada çekip gitmesinden söz ediyor.-

"Beni- şey yani Adrien'ı gerçekten seviyorsun."

Arkası dönük olan Marinette başını yana doğru çevirerek Chat Noir'a döndü ve öylece baktı. Sonra umursamadan yatağına girdi ve yorganı boğazına kadar çekerek arkasını döndü ve yattı.

"Çıkarken ışığı söndür." Chat Noir içeri tamamen girdi ve ışığı söndürdükten sonra camı kapattı. Ve bir süre kızın sessiz hıçkırıklarını dinledi, o hıçkırıkların iç çekişlere dönmesini ve ardından tamamen dinmesini. Sonunda uyduğunda Chat Noir sinirle gözlerini ovaladı ve uzun tırnaklarını bacağına batırdı. Kendine kızmıştı.

Ayağa kalktı, ses yapmadan Marinette'in yanına gitti ve başına ufak bir öpücük kondurdu.

"Özür dilerim Marinette." Ve ardından çekip gitti, uyuduğunu sandığı kızın aklında soru işaretleri bırakarak.

Gençler biliyorum bir önceki bölüm çok fazlaydı. Ama bana güvenin ben ilk bölümde öpüştürüp 5. Bölümde çocuk doğurtturmayacağım djjdwokd bu tür şeyler gerçekten bana da saçma geliyor ama hikaye bunun üzerinden devam edecek sanırım. Diğer bölümde görüşmek üzere ¤♡¤

Debris | Miraculous |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin