"Demek vampirleri biliyorsun." dedi Tyler.

Bir cevap vermeyince John devam etti:

"Merak etme biz de vampiriz. Ama kokuna bakılırsa sen kesinlikle bir insansın." dedi. Tanrım bu çok garip hissettiriyordu. Tek insan olmak..

"Her neyse. Oyunda vampir özellikleri kullanmak yok." dedim.

"Tamam." dedi John. Ardından devam etti:

"Vay be.. Çok güzel kokuyorsun." Hiçbir şey demedim.

"Tamam tamam. Kokun güzel olabilir ama oyunda hile yapmayacağız." dedi göz kırparak.

"Biz kalksak ki?" diye sordu Monica.

"Hemen nereye sevgilim?" dedi John. Hepimiz şaşırmıştık. John ve Monica?

"Siz.. Sevgili misiniz?" diye sordu Nina şaşkınlıkla.

"Evet." diye cevap verdi Monica.

David ve ben aynı anda birbirimize baktık. Çünkü David'e Monica'nın onu sevdiğini söylemiştim. Ama hâlâ Monica'nın David'i sevdiğini düşünüyordum. Yaptıklarının başka açıklaması olamazdı.

"Bence de kalkalım artık. Hem daha malzemeleri felan hazırlarız. Saat 6'da görüşürüz." dedi Tyler.

"Görüşürüz.."

---


Ormanın içindeydik. Koyu yeşil renkteki Paintball kıyafetlerimizi giymiştik. Kalbim çok hızlı atıyordu.

Çünkü yalnızdım.

Herkes birbirinden ayrılmıştı. Hava kararmıştı. Diğer gruptan birini bulup vurmak için geziniyordum. Ağaçların sık olduğu bir alandaydım. Bir ses duymuş gibi oldum. Biri koşuyor gibiydi.

Ve.. Tanrım!

Birisi üzerime düşmüştü. Sırt üstü yere kapaklanmıştım. Canım çok az acımıştı. Üzerimdeki kişi bir erkekti. Ağırlığını üstüme vermiyordu. Etraf çok karanlıktı. Kim olduğunu göremiyordum. Ve.. Çok güzel kokuyordu.

Yüzümde ılık bir nefes hissettim. Ürpermiştim. Çok yakındı.

"Özür dilerim.." dedi.

Bu ses..

David'di.

Gülümsedim.

"Önemli değil." dedim. Üzerimden kalktı ve beni de elimden tutarak kaldırdı. Çok güçlüydü. Hâlâ çok yakındık. Ondan biraz uzaklaştım. Yüzümün kızardığını hissedebiliyordum. Tanrım! Niye kızarıyordu ki?

Gizemli KasabaWhere stories live. Discover now