Dış hatlardan çıktığım için beni yabancı sanması çok normaldi. "Merhabalar, hoş buldum."

Şaşkın bakışlarla hafifçe bana doğru döndüğünde onu neyin bu kadar şaşırttığını anlayamamıştım. Kırklı yaşlarında olmalıydı. Dudaklarına küçük ve keyifli bir sırıtış yerleşirken "Kusura bakmayın sizi ecnebi sandım," dediğinde bende güldüm.

İstanbul'u özlediğim kadar yurdumun samimi insanlarını da özlemiştim.

"Hem dış hatlardan geldiniz hem de tüm gün tek bir tane bile Türk müşteri almadığım için şaşırdım."

"Nasıl yani?" diye sordum merakla. Telefonumun ekranını açtığımda saatin akşamüstü dörde yaklaştığını gördüm. Bu saate kadar tek bir Türk bile denk gelmemiş miydi?

"Vallahi Allah seni inandırsın ablacığım sabahtan beri gıy gıy ecnebice konuşup başımı ağrıttılar. Yoğunluktan mola da veremedim. Kaç saattir Türkçe konuşacak bir Allah'ın kulu bulamadım. Kendi dilimi unutacağım diye korktum."

Adamın samimi tavrına karşılık gülmemi bastıramadan kahkaha attığımda başını iki yana salladı ve arabayı çalıştırdı.

"Nereye gideceğiz?"

"Levent'e," dedim ve ardından taksicinin navigasyona yazabilmesi için açık adresi söyledim.

Adam hız kesmeden konuma doğru ilerlediğinde bende işimi sağlama almak adına Arda'nın kliniğinin internet sitesine girdim ve iletişim kısmına koydukları telefon numarasını aradım. Birkaç çalıştan sonra ince bir kadın sesi telefona yanıt verdiğinde bunun asistanı olduğunu biliyordum.

"Buyurun Arda Karsu'nun kliniği. Size nasıl yardımcı olabilirim?"

"Merhabalar. Bugün altıda Arda Bey'le randevum vardı."

"Bir saniye kontrol edeyim," dedi ve birkaç saniye sessizlik oldu. "Rüya Hanım, değil mi?"

"Evet. Arda Bey ofisinde mi?"

"Evet, sizi bekliyor."

"Tamam, birazdan orada olurum. Teşekkür ederim."

"İyi günler."

Telefonu kapattıktan sonra yolculuk beni yorduğu için gidene kadar başımı arkaya yasladım ve artık bana yabancı hissettiren bu şehri seyre daldım. Camı açarak temiz havasını içime çekerken sanki aşinası olduğum nefesle birlikte bir sürü anı da üzerime yığılmıştı.

Ben kaçmıştım ama kaçarken yanıma aldığım hatırlar beni asıl unutmak istediğim şeylerden uzaklaştıramamıştı. Hastalığım, üzüntülerim, acılarım... Hepsi peşimden sürüklenmişti ve o an anlamıştım aslında ne kadar çabalasam da kaçamayacağımı. O gün öğrenmiştim peşimdekilerle yaşamam gerektiğini. Bir zamanlar beni aciz kılan hatıralar şimdilerde beni güçlü yapan yapı taşlarına dönüşmüştü.

Seneler önce bu şehri acısına dayanamayarak terk eden yaralı kızdan çok uzaktım. Saçlarımı uzatmış, yaralarımı sarmıştım ve beni içten içe kemiren depresif ruh halinden sıyrılmıştım. Bir zamanlar olduğum, o hayat dolu kıza yeniden dönme şansı yakalamıştım.

Ben Rüya.

Rüya Sözeri.

On sekiz yaşındayken, bundan tam altı sene öncesinde akciğer kanseri teşhisi konmuştu ve o günden sonra hayatım bir daha asla aynı kalmamıştı. Hiç ummadığım, onca hayalimi gerçekleştirmek üzere üniversiteye bir adım atacağım esnada yakalanmıştım kansere. Hayatıma ansızın girmişti ve bir daha hiç çıkmayacağım dercesine, göğsümün tam ortasına, yaşam kaynaklarımdan birine yerleşmişti.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: 4 days ago ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

DÜŞ RESİTALİ +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin