1.Bölüm

489 25 23
                                    

KATARA

100 yıl öncesine kadar günlerimiz barış ve refah içinde geçiyordu. Dört Ulus: Hava, Su, Ateş ve Toprak insanları uyumlu bir şekilde yaşıyorlardı. Kendi ülkesine ait doğal elementi bükebilenler ise büyük saygı görüyorlardı. Bu dört ülkenin sahip olduğu tüm elementleri bükme yeteneğine sahip olan kişiye Avatar denirdi. O ruhlarla iletişim kuran tek kişi ve ruhların yardımıyla Avatar dünyanın dengesini kuruyordu.

Ancak bundan 100 yıl önce Avatar ortadan kayboldu ve her şey onun kayboluşundan sonra kötü gitmeye başladı.

Günümüz...

Ellerimde küçük su topunu havaya kaldırmış ve havada bir süre evirip çevirmeye başlamıştım. Bunu sorunsuz bir şekilde yapabildiğim için aşırı mutluydum. Geçen her dakika su topunu düşürmediğim için seviniyor ve heyecanlanıyordum. En sonunda heyecanıma yenik düştüm ve su topunu ağabeyimin başından aşağı düşürdüm.

Sokka sinirle yerinden kalkıp üzerime gelirken ondan defalarca özür diledim. En sonunda pes ederek karşımda durdu ve "Şu işi benden uzakta yap. Senin yüzünden sürekli ıslanıyorum," dedi.

Ona anlayışla baktıktan sonra, "Yiyecek bir şeyler avlasak iyi olur," dedim karşımdaki donmuş denizi işaret ederek.

Ailemle birlikte Güney Su Kabilesi'nde yaşıyordum. Savaşın zorlu şartları yüzünden yiyecek sıkıntısı çekiyorduk ve Sokka ile sık sık avlanmaya çıkıyorduk. Fakat ağabeyim çok iyi bir avcı sayılmazdı. Yinede ailemiz için elinden geleni yapıyor ve çabalıyordu.

Ağabeyimle bir süre karların üzerinde yürüdükten sonra gördüğümüz izleri takip etmeye başladık. En sonunda donmuş suyun üzerinde Sokka bir anda durdu. "Her şeyi yaptım ama hala bir şey yakalayamadık," dedi.

Çaresizce etrafıma bakınırken ayaklarımın altında bir şeyin hareket ettiğini fark ettim. Buzun altında kalan suyun içerisinde bir şeyler parlıyordu. "Sokka buraya bak!" diye bağırdım, yeri işaret ederek.

Sokka da benim gibi bir süre merakla aşağıya baktı. Daha sonra dizlerinin üzerine çöktü ve elindeki bumerangı ile buzu kırmaya başladı. Bir süre sert bir şekilde vurduktan sonra buz kırıldı ve hızla çatlamaya başladı. Sokka ile korkuyla geriye doğru çekildik. Suyun içerisinden büyük yuvarlak bir su kütlesi çıktı.

Sokka endişeyle, "Buradan uzaklaşsak iyi olur," dedi. Fakat onu dinlemeye niyetim yoktu. Sokka arkasına döndüğü sıradan elinden bumerangı aldım ve küreye doğru koştum. Hızla küreye birkaç kere vurduktan sonra küre çatladı ve içinden çıkan hava beni geriye doğru savurdu. Ağabeyimle çarpışıp yere düştükten sonra kürenin yavaş yavaş çatlamasını izledik. En sonunda kürenin yukarısından büyük bir ışık havaya doğru süzüldü ve küre bir anda tuzla buz oluverdi.

Sokka kafamı aşağı doğru eğmiş ve beni buz parçalarından korumuştu. Ortam sessizleşince ikimizde eğildiğimiz yerden doğrulduk. Buz küresine doğru ilerlemek için oturduğumuz yerden kalktık. Buzullarında ortasında yatan cılız bedenli çocuğu görmemizle ikimizde şaşkınlıkla önce birbirimize daha sonra çocuğa baktık.

Ona doğru eğilirken Sokka kolumu tutarak, "Yaklaşma istersen," dedi. Fakat yine onu dinlemedim ve yerden yatan cılız çocuğa doğru değildim.

"Kimsin sen?" diye sordum merakla.

Çocuk kıpırdanır gibi oldu ancak bir cevap vermedi. Bakışlarımı tepemde dikilen Sokka'ya çevirerek, "İyi görünmüyor. Onu götürsek iyi olacak," dedim.

Sokka endişeli bir şekilde bana bakarken, "Ölmesini mi istiyorsun, Sokka! Onu taşımamız lazım," diye bağırdım.

Sokka pes ederek beni onayladığında oturduğum yerden kalktım ve birkaç saniye için derin bir nefes aldım. Bu çocukta garip bir şeyler vardı ve onun gelişi bütün hayatımı değiştirecekti. Bunu hissediyordum.

-İlk bölüm için biraz kısa oldu ama kısa ve öz bir giriş olsun istedim. İlk birkaç bölüm aslına uygun olacak, ancak daha sonra Zuko ve Katara sahneleri tamamen benim hayal gücüme emanet olacak. Sizi uzun bir süre beklettiğim için ayrıca özür dilerim.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Sep 22, 2018 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

SU VE ATEŞ | AVATARWhere stories live. Discover now