1 "Meeting With the Prince"

6.5K 224 18
                                    

1.BÖLÜM

“Kapat şu şarkıyı Julia!” diye bağırdım sinirle. Yarın önemli bir sınavım vardı ve ders çalışıyordum ama kız kardeşimin yüksek sesle müzik dinlemesinin pekte yardımı dokunmuyordu. Julia ayakların yere vurarak masamın önüne kadar geldi. Einde ki kumandayı sıkıca kavramıştı. Gözlerimi yüzüne çevirdim ve ah, tanrım! Sanırım bu ifade az sonra seni öldüreceğim demekti. Neyse ki kolay kolay pes eden birisi değildim.

“Seninle aynı evde yaşamaktan nefret ediyorum Clarie!” diye çıkıştı. Kalemimin ucunu masaya vurmaya başladım. “Bir de bana sor.” Birkaç saniye bekledikten sonra devam ettim. “Lütfen cep telefonun için bir kulaklık edin. Çünkü birinin bu evde sorumluluk sahibi evlat rolünü üslenmesi gerekiyor. Eğer bu ben olacaksam en azından desteğine ihtiyacım olacak.”

3 yıl önce annemi kaybettiğimizden beri babam bize onun yokluğunu hissettirmemek için elinden geleni yapmıştı. Biz de kendimizce ona destek olmaya çalışıyorduk ama yine de her şeye rağmen babamın annemi deli gibi özlediğini ve bir an olsun gerçekten mutlu olamadığını biliyordum. Fazla kendini beğenmiş görünebilirim ama Julia’nın aksine ben onu anlıyordum. Fasulye beyinli bir ikiz kardeşiniz olduğu zaman onun üstüne düşen görevi yapmakta size kalıyordu. Bu yüzden evi idare eden kadın rolü bana aitti. Bununla bir sorunum olduğu için söylemiyorum. Sadece bazen kız kardeşimin daha olgun olmasını yani en azından beyin yaşının gerçek yaşına biraz daha yaklaşmasını dilemiyor değildim. 

“Müzik zevkime karışmadığın sürece istediğini yaparım.” Dedi Julia ve barış ister gibi ellerini kaldırdı. Gözlerimi devirdim. “Müzik zevkinle bir sorunum yok. Sadece bu evde tek başına yaşamadığının farkına var ve müzik sesini ona göre ayarla.” Diye meydan okudum. Omuz silkti. “Kıskançsın Clarie. Harry’le aramda olanları çekemediğin için böyle davranıyorsun.” 

İstemsizce dudaklarımın arasından küçük bir kıkırtı kaçtı. Başımı hafifçe yana yatırdım. “Daha dün Zayn için ölüyordun.” Julia gözlerini kıstı ve ellerini kalçalarına koyup öne doğru eğildi. “Bugünde Harry diyorum. Yarın Liam diyeceğim… Ertesi günde…” elimi hızlıca kaldırp lafını kestim. “Tanrı aşkına anladım. Biliyor musun? İyi değilsin sen. Onları tanımıyorsun bile. Ayrıca hepsi sıradan insanlar işte. Doğaüstü varlıklar değiller yani. Biraz büyü artık kardeşim.” Üstünlük taslar bir bakış attım ama Julia söylediklerimi umursamışa benzemiyordu. Hiçbir zaman umursamazdı. Aslında psikopatlık derecesinde hayran olduğu o grupla ilgili olmayan hiçbir şeyi umursamazdı.

Julia gülümsedi. “Okulda seni bu yüzden tanımazlıktan geliyorum. Çünkü çoğu kişi lezbiyen olduğunu düşünüyor. One Direction Grubundakilerin birine dahi bile en ufak bir sembati beslemiyor olman… Ah, hadi onu da geçtim. Şimdiye kadar kaç kişiyle çıktın? Ben söyleyeyim. Sıfır. Futbol maçlarına gidiyorsun. Araba yarışı izliyorsun. Etek giymiyorsun ve dışarı çıkarken bir kez bile saçını açmadın. Büyümesi gereken ben miyim?” 

Sözlerine anlam veremediğim bir şekilde alınmıştım. Neden yaptığım şeyler insanların gözüne bu kadar batıyordu ki? Her kız gibi olmak zorunda değildim. Karşıma hoşlanabileceğim bir erkek çıkmadığı için sevgilim yoktu ve olmamıştı. Makyaj yapmayı sevmiyordum ve açık saç beni rahatsız ediyordu. Bunlar bu kadar büyük bir sorun muydu ya da beni kötü biri mi yapıyordu? Derin bir nefes aldım ve önümde ki kitabıma odaklanırken “Ben lezbiyen değilim.” Diye mırıldandım ama başımı yeniden kaldırdığımda kız kardeşim ortalarda görünmüyordu. Pekala, kabul. Normal bir genç kız değildim. Ama bunun hakkında yorum yapma hakkı kimseye düşmezdi. Ben halimden memnundum. Önemli olan da buydu. Nokta.

Bir süre daha orada oturup ders çalıştım ve şükürler olsun ki Julia bir saatin sonunda kulaklıklarını takmayı akıl edebilmişti. Hava kararmaya başladığında pes ederek kitabımın kapağını sert bir şekilde kapatıp yerimde doğruldum. Gözlerim duvarda asılı olan saate takıldı.

The Cheeky Prince (Harry Styles Fanfiction)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin