“Bana uyuşturucu lazım.”

***

“İkiniz de beni anlamıyorsunuz!” diye bağırdı Başak. Şu an sinirden elleri titriyordu. Gerçek anlamda titriyordu.

“Bak Başak kuruntu yapıyorsun.”

“Şuşu haklı. O hala aynı.”

“Kapayın çenenizi! Değişti diyorum size. Onun hiç evde içki içtiğini görmüş müydünüz? Ya da bu kadar uykusuzluk çektiğini? BU KADAR FAZLA YEDİĞİNİ?!”

“Başak. Yeter artık. Berk hala aynı Berk. Ona biraz daha düzgün davranmayı deneyebilirsin belki?!”

Burak gerçekten sinirli gözüküyordu. Titreyen gözlerini Şule’ye çevirince onun da Burak’ı desteklediğini fark etti. İyi de o zaten Berk’e yeterince ilgi gösteriyordu zaten.

“Kusra bakma ama doğruları söylüyorum. Üzgünüm. Sen benim çocukluk arkadaşımsın ama o sahip olduğum en iyi erkek dost. Üzgünüm Başak. Kendini düzelt. Gerginsin. Fazlasıyla.” Dedikten sonra masadan kalktı ve kapıyı çarparak çıktı Burak. Başak kapının sesinden sonra biriktirdiği göz yaşlarını serbest bıraktı.

Sevgilisini kaybedecek bir durumdayken şimdi de en yakın erkek arkadaşını kaybetmişti. Ne güzel.

***

Başak, Berk’in yatağında kıvrılmış yatıyordu. Onun kokusunu içine çeke çeke, gözyaşlarını durdurmaya çalışırcasına… Saat sabahın dördüydü ama Berk hala yoktu. Bütün bir gece boyunca onu beklemişti.  Berk neredeydi? Hangi cehenneme gitmişti? Onu aldatıyor olabilir miydi? Ama Burak da gelmemişti. Belki onunladır diye düşünüyordu.

Beyninde iki taraf savaş veriyordu. Biri Berk’in onu aldattığını diğeri ise Burak’la birlikte olduğunu ve güvende olduğunu söylüyordu. Başak ikinci seçeneğin doğru olmasını umuyordu.

Tam uykuya dalacağı sırada dış kapının açılma sesini duydu. Hemen eliyle gözlerini silip ayağa kalktı. Kararlı görünmeyi umuyordu. Odanın kapı kolu da yavaşça aşağı inince Başak kafasını dikleştirdi iyice. Berk içeri girmiş ama onu görmemişti. Kapıyı kapatıp arkasını dönünce Başak’la karşı karşıya geldiler.

“Ba-Başak?” dedi soru sorar bir şekilde. Başak dikkatle onu inceliyordu. Gözlerinin altı çökmüş, saçları dağılmıştı. Üzeri tamamen siyahtı. Alışık olduğu bir Berk değildi bu. Farklıydı. Gözleri bile farklı bakıyordu. Kahverengi derin gözleri.

“Neredeydin sen?!” diye sordu Başak. Kararlı, etkileyici ve tok bir sesle.

“Burak’laydım.” Sesi bile bir garip çıkıyordu.

“Bana doğruyu söyle Berk.”

“Sana doğruyu söylüyorum Başak!” diyerek sesini yükseltti Berk. Başak bunu ummuyordu fakat o sesini yükselttiyse altta kalamazdı.

“Bu saate kadar seni bekledim farkında mısın?!”

“Sana annem gibi beni beklemeni söyleyen olmadı!”

Artık ikisi de bağırıyordu.

“Haklısın hata bende ki sana değer verip bekledim!”

“Haklısın belki de hata sendedir. Her şeyin hatası sendedir belki de!”

“Neyin suçlusu benmişim acaba?!”

“Bilemiyorum. Beni soktuğun şu hallere bak!”

“Sana bir şey yapmadım gerizekalı!”

“Bana gerizekalı deme!”

“Sen tam bir gerizekalısın Berk!”

“Kapa çeneni ve bana bağırma!”

Aşk Yıldızlara BenzerWhere stories live. Discover now