Her Pazar

1.3K 128 95
                                    

Regulus Black, Avery'nin onu dürtmesi ile, yerinden zıpladı. Ders başlamış olmalıydı.

Regulus bakındığında, iki aya gelen yeni profesör Mr. Low'un, James Potter'ın saçma sorularına cevap verdiğini gördü.

Ders sıkıcıydı.

Belli ki Çapulcular da öyle düşünüyordu. Regulus neden James'in bu kadar saçma sorular sorduğunu, Sirius'u şefaf bir iksiri, dikkati dağılmış profesör Low'un bardağına dökerken gördüğünde anladı.

Sirius yavaşca yerine dönerken profesör tam o anda arkasını dönmeye yeltendi.

"Profesör! Size bir sorum olacak..."

İrina Martin, Mr. Low'un dikkatini dağıtarak Sirius'un yakalanmasını engelledi.

Fakat Sirius'un haraket etmiyordu. Yüz ifadesi donuk fakat gözleri çıldırmış bir şekilde birşey anlatırcasına Remus ve James'e bakıyordu.

Ne Remus ne de James olayı kavrayamamış gibiydi. Sirius'u anlamaya çalışmak yerine el hareketleri ile gel diyorlardı.

O an arkalarında oturan sarışın kız ikisnin arasından kafasını çıkardı ve asasını Siriusa doğrultarak salladı.

Sirius üstünde ki büyünün kalktığını hissettiğinde, sesizce koşarak yerine geçti. 

"Peki ya neden Lov değil de Low?"

Sirius'un hayatı Regulussuz da eğlenceli ve güzel gözüküyordu. Eh, kendisinin ki ise berbattı.

Ders zilli çaldığında Regulus hızla yerinden kalktı ve koridora çıktı ve duraksadı. Dersin ne olduğu hakkında hiç bir fikri yoktu. O sırada ince bir ses duydu.

"Black?"

Regulus arkasını döndü ve demin ki sarışın kızla karşılaştı. 

"Sirius'un kardeşisin değil mi?"

Regulus derin bir nefes aldı ve onaylar gibi bir ses çıkardı. Bilinen bir şeydi.

"Onun ile neden konuşmuyorsun? Seni sevdiği ortada...ama çekiniyor. Bu arada! Bunları Sirius'a söyleme beni lanetler."

"Sirius'un arkadaşı mısın?"

"Evet. Çok yakın değil.  Bana seni özlediğini söyleyecek kadar! Tabi biraz uykuluydu o an."

Regulus sırıtırken Sirius'un o hali canlandı gözünün önünde. Sonra ise aklına ailesi geldi.

" Bunun seni ilgilendirdiğini de düşünmüyorum."

Kız ona bakmaya devam ederken konuştu.

"Ben mutsuz insanları sevmem Black. Hele de etrafımda dolananları. Onlar tüm bu çiçeklerin arasında solmuş olanlardır. Mutsuzluğun bir süresi vardır. Onu aşarsan, sonzuza kadar mutsuz olursun."

Regulus bir an afalladı. Böyle filosofik konuşmalara, en çokta kendi yaşıtı çocukların bu konuşmaları komiğine gidiyordu.

"Mutluluk diye birşey yoktur...ismin herneyse. Mutluluk tatmin olmaktır. Geçen zamandan sonra onun senin için mutluluk değil sıradan bir günlük aktivite olduğuna karar kılırsın. Ve ben Sirius'un çok ta mutsuz gözüktüğünü söyleyemem."

Fakat kendisi de filozofik sözler söylemekte gayet yetenekiydi.

"İsmim Aveline Presscot. Ve mutsuz olan Sirius değil, sensin."

Regulus önünde duran kızın bunu fark etmesini beklemiyordu. Şimdiye kadar kimse anlamamıştı.

"Ve süren dolmak üzere."

Papatya [Regulus Black One-Shot AU]Where stories live. Discover now