Severken öldürmek

29.3K 1K 32
                                    

Evet ,kızın canını yakmıştı hemde fena halde.........
. Tugaydaki bütün yüzbaşılar Uğur,
Yavuz,Vardar filan uzun bir zaman dalgalarını geçtiler,inanmamışlardı Mehmet'in kalbini kaptırdığına.Çünkü timin korkusuz ,gözüpek reisi ,etek giyen herşeyin tadına bakmayı seven,komutan kızlarından koleksiyon yapmış hergelenin öndegideniydi.....
"Sallama len yüzbaşım ,bizi mi kerizliyosun pezevenk".
"Neyinizi kerizliycem sizin denyo biraderler,tanıdık kızı gelmiş diye iltimas mı geçecez yani prensese ? ."
Yavuz diretmişti,
"Ben öyle duymadım ama yiğidim ,canına okuyomuşun derste."
"Katır cilvesi yapacam diye severken öldüreyim deme de......."Uğur gevrek gevrek gülmüştü.
Anırırken kendini yerlere atan Vardar a çaktı bitane.
" Ne vuruyorsun oğlum ,yalan mı söyledik..."kaçışırken hala söyleniyordu.
" Allah'tan kız dayanıklı çıktı da....."
Arkalarından seslendi...
"Sırıtmayın itoğluitler! Sokacam gülmenize...Madalyalı yüzücü yazıyo dosyasında ,uydurmadılarsa....."
"Yavrum yalnız havuzda takıyolar omadalyayı ,Şile ağlayankayalar da degil.bilmem anlatabildimmi?"
Ayıramayız kimseyi ,herkese eşit muamele..."
Yavuzgözünü devirdi.
"Anladık o kadarını da...şimdi bu fındıkkurdu hazır yeni düştü buraya,daha gözü açılmadı.Sen bunu kimseler farketmeden ne yapıyosan yap,yoksa fazla bekar bırakmazlar bunu burda ,sana diyim".
Çok direnmişti ,kalbi küt küt atmış ,bütün bedeniyle ona çekilmiş,azaları kız için çığlık atmış,Mehmet salak gibi mücadele etmişti.sonraki aylarda yavaş yavaş kendini ona bakıcılık yaparken bulmuştu.kızı derste fena zorluyor,hırpalıyor, gerekirse yaralıyor,sonrasında revire bizzat götürüyor yahut duyup yetişiyordu.Serumu bağlanırken,dikişi atılırken filan orada olup elini tutuyor,kızı sakinleştiriyor.
O dönemi herhangi bir dişiyle ilgilenmeden tamamen kıza odaklanmış geçirmişti.Kendi timi,komutanları, neredeyse bütün bir alay şaşkınlık içerisindeydi.
İkinci yılın son döneminde tamamen teslim oldu.
Böylelikle elinden bir uçanla kaçan kurtulan küçük Alemdar ,Pusat paşanın yakışıklı veliahtı genç askerinin önünde yelkenlerini suya indırdi,aşık oldu,tamamen teslim oldu......
Şimdi ne yapmalı?
Nasıl yapmalı da kız ürkmesin,sevdası karşılığını bulsun.... ,Hasılıkelam küçücük çıtıpıtı kız koskoca Mehmet Alemdar'ı dizleri üzerine çöktürmüştü.
....................
Haluk Bıçakçı nın elini kızın sırtında gördüğü zaman sinirden elinde tuttuğu yemek bıçağını hırsla iki parçaya bölüverdi.Emre metal parçalarını yakalayıp aldı avucundan.kaş göz yaptı oğlana(sakin ol!)
..........................................
2014 Eylül .Manisa Kırkağaç 6.Komando eğitim Alayı
.............
Uzanmakta olduğu muayene yatağından doğrulan Ayşe,Emine hemşireyle gözgöze geldi.
"Bastır şunu koluna bakiim teğmenim." Kanla dolu şırıngayı takibeden kız kolunu dirseğinden kırıp pamukla tampon yaptı.Kadının kanıyla yaptıklarına bakıyordu,sessizlik uzadı.
"Akşama nasılsa duyacak,çok yüksekten düştün bi süre de ayılamadın".
"Tembihlerim herkesi ben.Zaten göreve gittiler sabaha karşı anca dönerler.."
Kadın başını bir an kaldırdı işinden, sevkatle baktı kıza.
"Ayşe....Bilmeye hakkı var tatlım."
"Nasılsa istemeyecek abla." Gözlerini kaçırdı.
"Başa gelen çekilir ,önceden ahkam kesmesi kolaydır öyle.Ben Mehmet yüzbaşımı tanırım,askerini yarıyolda bıraktığını hiç görmedim....herkesin arkasını kollar,Mert adamdır".
Kalbinin üstünde koca bir öküz oturmuştu.kaşları çatıksonucu bekledi,,,,
"Belki boşuna konuşuyoruz."
"Bekle...Bak ilk gördüğüm gebe sen degilsin.belirtiler şaşmaz,bir an önce söyle de kurtul."
"Ayşe ellerini yanaklarına bastırdı,yüzü beyazlamıştı.
"Hah ,gel kendin bak bakalım.
.............................
Hamileliği tesçillenen genç kadının gözyaşları pıtır pıtır dökülmeye başladı.
"Iki günlük rapor veriyorum,sırstü yatıp dinleneceksin,kanaman olursa derhal geleceksin.İzmir e sevkedeceğiz."
Usul usul kalktı yerinden.bütün gemileri kayalıklara vurmuştu. .....Ne olacak şimdi?

.....................
Kapının dışındatelaşla ileri geri gezinmekte olan iki onbaşısı ve Yavuz yüzbaşı kapı açılınca toplaştılar telaşla.Yavuz dikti gözlerini.
"Eeee.?"
Gözlerini kaçırdı,kamuflajını düzeltirken konuştu.
"Bişeyim yokmuş..."
Derin nefes aldı adam
"Şükür ....şükür teğmenim."
Nefesini koyverdi,yanına yanaşıpbir hamlede kucaklayıverdi hop diye.
"Kusura bakma küçük kuş,Mehmet gelene kadar bana emanetsin." Hızla kızın Mehmet in dairesineyollandı...
Kızı verandada yere bastırdı,sezlonga doğru ittirdi oturttu.Yüzünü kızın yüzüne yaklaştırıp dikkatli dikkatli süzdü.
"Iyisin...eminmisin teğmenim?"
"Eminim Yavuz,teşekkür ederim .Zahmet oldu sana da."
Adam çenesini tutup sevdi.
"Sana bişey olsaydı Mehmet benim kafamı kırardı.sen uzan dinlen.Kötü yaralanabilirdin ,zaten elin mi kaydı anlamadım teğmenim,sana hiç olmaz."
Eli kaymamıştı,gözleri kararmıştı.Çok kötü yaralana bilirdi ,şimdi anlıyordu.
.............................
Mehmet o sabaha karşı sürüne sürüne odaya girmiş acele bir duş alıp,kendini yatağa atmışve derin uyuyan miniğine sırtından yanaşıp sımsıkıkucaklamıştı.Bir dakika içinde gözleri kapandı ......
Ertesi sabah izinliydi.Sabah ictimasına Yavuz girecekti.saat 11:00civari ayıldı,duşunu alıp kantine yollandı.Yavuz la Vefa oradaydılar.
"Çay verin yüzbaşınıza!"Yavuz bağırdı.Masaya ilerlerken çaycı hemen masaya bir bardak tavşan kanı çay yetiştirdi, bir tabak ta kahvaltılık.
Mehmet e göz kıratı Yavuz.
"Eee. Ayırdık heralde...."
"Sağolasın. Yavuz um."
Kahvaltısını atıştırırken cayın yenisini getirip bıraktı çaycı Veli.
"Yüzbaşımın ağzı demirdendir bilirim."
"Sağol Veli."
Yavuz ayağıyla dürttü aşağıdan.
"Yengemin sağlığı nasıl,yaniAyşe teğmenimin?"
Sessizcebaktı Mehmet Yavuz a,lokması ağzında ağırlaştı.Genç adam nefesini tuttu.
"Söylemedi...söylemedi mi?"
Mehmet dikildi yerinde.
"Kötü düştü dün öğlen ,halatların orda." Adam bakakalmıştı.
"Ayşe düşmez Yavuz,kedi gibidir.düşmez."
"Dört metreden sırt üstü indi,biz bayağı korktuk oğlum,bi süre ayılmayınca......"
Mehmet sandalyesini devirerek yerinden fırladı.
"Şimdi mi söylüyosun ,gerizekalı!"
"Revire attık hemen ,Emine hemşire bişey yok diyince ben de........."
kapıdan aceleyle çıkan adamın peşine bağırdı.
"Sabah poligondaydı,iyiydi Mehmet!"çöktü yerine....Vefa ya baktı.
"Of. ..Allahım sen soktun,sen çıkar...."
............................
Ayşe yi bulduğunda kiz bir grup askere çamurda şınav çektirmekteydi.
"Yat!başla!.....bir. Kii.....üç...Onbaşı say...."
"Dört ....beş...."
Kız da çamur içinde kalmıştı.Sabah koşusuna bizzat katıldıği belliydi.koşup koluna yapıştı,ürkütmüştü.kız askerlerine bakındı yan gözle.
"Yüzbaşım!"
"Teğmenim!"çeke çeke götürülürken şükür ki hepsinin yüzleri yere bakmaktaydı.
"Yüzbaşım ne..."
Hızla balçık çamurun içinde yürütüldü.,adam etrafdan görülmeyecekleri yere kadar kontrolünü korumuştu.Alayı boydan boya yürütüp çimenlik geride kalınca kızı ensesinden yakaladı neyse ki çoğunluğun görev saatleriydi.Yaklaşmakta olan bir askeri araçtaki yüksek rütbeli komutan önlerinden geçerken şüpheli bakışlarla süzdü ikisini.
Genç adam dişleri sıkılı sessizlik içinde yürüttü kızı dairesine kadar.kapıyı örttü Ayşe'yi kocaman parmaklarıyla yakaladı.kız çok tedirgin olmuştu.
"Mehmet."
erkek cevap vermeden ellerini uzatıp hızla giyisisini çözmeye başladı.kollarından ,sonra bacaklarından kurtardı hızla ayak bileklerine indirdi.eğitimli gözleri hızla taradı kızı.sonra omuzlarından kavrayış hızla sırtını çevirdi. İçini çekti .
Ayse gerginlikle titreyerek başını çevirip konuştu.
"Iyiyim ben.iyiyim bişey olmadı....."
Kocaman eller sırtı ve beline doğru uzanan büyük morluğunüstünde gezindi.Uzanıp kızın kilodunu indirdi hırsla.kalçasına kadar kan oturmuştu.bembeyaz teninde simsiyah lekeler.
"Mehmet diyorum,bişeyim yok."
Önüne döndürülürken kılodu çekti alelacele.Önünde yere diz çöken adam dizinin yan tarafındaki morartıyı inceledi, kemiğe bastırıp kızı inletti.Şişmiş bölgenin üstüne sıkıca dudaklarını bastırdı.Ayşe hala nefes nefese iyi olduğunu tekrarediyordu ki çekip kızı yanına indirdi.kucağına çekti. Yüzünü avuçlarına aldı.kendine çekip alnını kızın alnına dayadı.gözleri kapandı.Bu şekilde ne kadar kaldıklarını bilmiyordu ancak kocaman elinin sıcacık baskısınısırtında ve ensesinde duyumsadı kımıldamadı.o kolların arasına girmek için yaratılmıştı. Dudakları dudaklarına sürtündü.
"Neden düştüğünü söyleyeceksin ."
Ayşe kıvranarak konuşmaya davrandı.
"Doğruyu söyleyeceksin."
"Meh....."
"Neden bayıldığnı .."
Adamın gerçeği bekleyen gözlerine baktı.zaten kandırmasına imkan yoktu.omuzları .çöktü.derin iki nefes aldı.ne kadar sert olabileceğini biliyordu,çok incıtebilecegini.
Yelkenleri suya indirdi mücadeleyi bırakıpMehmet in büyük avucunu yakaladı.titreyen elleriyle sıkıca tuttu,karnına bastırdı.
"Bu yüzden!".
Adamın nefesi sıkışırken yüzü değişince,Ayşe nin kalbi tekledi.Mehmet allakbullak yüzüyle ona bakakalmıştı .
.................................
Anlaması gerekirdi.Evladı doğmadan ölmüş birinin korkularını bilmesi gerekir.
Öyle şiddetli bir kavga filan etmiş değiller.
Sadece kızla birlikte olduğu her sefer öyle özenle korunuyordu ki asla atlamadan.
Ayşe sesAyşe alaya çabucak yayılan bir çeşit virüs kaptığında ağır ateşle günlerce kıvranmıştı .Mehmet sevdiğinin başında sabahlarken çokça dinlemişti sayıklamalarını..kız bebek özlemiyle yanıyor .....
Anlamıştı ,onu ne kadar baskıladığını anlamıştı.
Haklıydı ,geçti anne olmak hakkıydı.Ne kızı gönderebiliyor ne de teslim olabiliyor.
Evvelde bir anne ve bebek gömmüştü.bir tanesine daha dayanacak gücü yok.
.................................
Meramını kıza anlattığında Ayse sessiz kalıp önüne bakmıştı.boynu bükülmüş.....
Mehmet Ayşe'si için dünyayı yakardı, efsunlamıştı kız herşeyiyle....Onu aklına getirdiği her sefer nefesi sıkışıyor ,bedeni organlarına dar geliyordu.Olmayacak yerlerde intikal sırasında ,harekatta,kurtarma operasyonlarında.Nasıl bir büyüyse bu ,hastalığı iki yıldan fazladır devam ediyordu....Kıza olan tutkusu ona kavuştuğunda son bulmadan,aksine artarak adamı korkutacak hale gelmişti.Yanı başındaki bedeni özleyip durmak. ....Sürekli güvende olması için onun hayatını progranlamak....
Koskoca adam küçüğünün yanına sokulup burnunu ensesine yapıştırmadan uyuyamaz hale gelmişti. Iste o yüzden kıza o nutku çekti.Anası zaten aklını basından almış gece gündüz düşüncelerinde iken,onun bebeğini koruyacağım diye helâk olacağını anlamıştı......
"Biz bordoyuz meleğim, ailemiz bizim zayıf karnımızdır.Çünkü onlar la bize ulaşır zarar verirler.Özel kuvvetlerin her bir ferdi çakı gibi her an göreve hazır olmalı .Aklı hiç bir şekilde meşgul olmamalı.Beni seninle sınamaya kalkabilecek binlerce düşmanın var...Beni yanlış anlama bitanem ,seninim ben,.her hücremle.Kabimi avuçlarına bıraktım.Ama bir yavrumu daha gömmiycem,yapamam.......
Konu bir daha açılmamıştı.
Ayse cik çaresiz boyun eğmişti eğmesine de aklına girmişti böylece bebek ..
böyle de çokmutluydu,ama bebek?
Akıl durduracak bir yakışıklı eteklerinde dört dönüyor...peki bebek?
Sırılsıklam aşıktı ve bir okadar seviliyordu varmı ötesi...
Bunca tehlikeli göreve gönderiliyorken zaten olmaz .
Da biyolojik saati tıkır tıkır çalışıyordu.bi gün bütün bunlar sona erdiğinde geri hizmette ,emekliliğinde, şartlar değiştiğinde......tıkırtı kulaklarında....tik tak!
..........................
Istanbul Kasım 2014( Beş ay sonra)
...............
Küvette sıcak suyun içinde oturmuş ,acı içinde titriyordu..Ayak ucuna doğru Uzanıp süngerle şampuanı alacak bile gücü yoktu..başını dizlerine dayadı.
Adam ,bütün vücudu kanayıncaya kadar vurmuştu,neresine rast gelirse.titremesini durduramıyordu.Suyu pembeye boyadığını gördü.....titreye titreye zonklamalarının azalmasını beklerken kapı tıklatıldı.Sonra usulca aralandı.
"Ah .." Evde görevli genç kadın girdi içeri ,gelip yanına çöktü. Başını tuttu,okşadı.Omuzunu tuttu.
"Özür dilerim canım,mani olamıyorum.......Özür dilerim.Beni öldürür." Başını kaldırıp baktı,yaşları yuvarlanırkenkouştu.
"Yıkanmam gerek"
Ben yardım edeyim""
Başını salladı kadın ,nazikçe köpürttügü süngeri değirmenden yalnızca köpükleri akıta akıta usul usul temizledi kızı..
Banyodan çıktıklarında ,Tahir gelmişti.
"Feride!"
"Tahir bey yukarıdayım."
Adam sinirle çıktı yukarı.
"Kadınla konuşulmayacak demedimmi ben sana?"
Banyonun önünde ikisini gördüğü zaman duruverdi.Kız titreyenbacakları ve yaralı yüzüyle akan kanlarıyla ayakta duramayacak gibi sallanınca bir adımda yanlarına ulaştı .kendini bırakan çocuğu kucakladı .kadınla gözgöze geldi.
" Ne zaman oldu bu? Kim?"...."
"........"
Feride hanım!"
"Haluk bey ..."
Tahir şaşırmıştı,Kızı hapsetmek başka,eşek sudan gelene kadar dövmek başka.
Ilk kez olanlardaki rolünden nefret etti.Kızı odasına getirdi.kadın cocuğu giydirirken aşağı indi.
Feride aşağı indiği zaman,salonu arşınlıyordu.
"Ne zamandır devam ediyor?...Kadın!"
Genç kadın içini çekti.Demirden bir el kolunu tutunca başını çevirdi parmaklara.adam bıraktı kızı.
"Feride," nazik ve uyaran tonda....
"Gelıyor işte sürekli.Kana susamış gibi vuruyor,sorguya çekiyor.Teşkilatı filan soruyor,ben pek anlamıyorum.Galiba Ali Baran beyin intikamıyla ilgili....öyle söylüyor.
Birkaç haftada bir böyleyiz." Nefesini titrekçe bıraktı.
"Kemeriyle dövüyor.......,beni böyle dövse çoktan ölmüştüm .Anladınız mı Tahir bey....kızı öldürecek. .....Yavrusu var karnında!"
Tahir şimşek gibi tuttu kızı,başından aşağı kaynar sular dökülmüştü.
............................................
"Kenan,biz çok boktan bi işe kalkıştık aslanım.Bu kız gebe.Bunun vebali hepimizin boynuna olacak.Patron kantarın topuzunu fena kaçırdı bu sefer......"
Kenan Tahir in can dostu ve eski silah arkadaşıydı.iki eski jandarma özel harekatçı.Koskoca adam sinirinden titriyordu.Küçücük kızı aylardır arayıp sormayan ailesine,şımarık ve zorba birkorkak olan kendi patronuna , en çok ta kendisine ....haa bir de onu kanlı katilin teki bellemiş olan evdeki kadına.....çok öfkeliydi.çünkü kızın gebeliğini ağzından kaçırınca bembeyaz olmuştu.Sanki Tahir hayvanın tekiymiş gibi.O ürkek gözlerini kaçırmış ,yalvaracak gibi ellerini yakalamıştı.Tahir titreyen ellerine çevirdi bakışlarını.
"Haber verecez bunu,olmaz bu şekilde.İşin rengi değişti şimdi."
Adam başıyla onaylarken rakıların buzlarını ayar etmeye çalışıyordu.ufak ufak hazırlanmış mezeleri getirip masaya dizen yaşli adam, gelip oturdu yanlarına.
"Kenan beyim müsaade varmı?Mevzu derinse sonra geleyim."
"Gel babam gel,saklımız mı var senden.Racona hiç uymaz bi iş ettik bu yaştan sonra...hiç olmadı....bize yakışmadı ,ondan böyle hoşaf gibiyiz."
Kadehler vuruldu birbirine...Zeki Müren uzaktan uzağa tatlı tatlı okurken masaya vuruldu bu sefer,aralarından ayrılmış olan dostların şerefine....
.................
Kızı evinden kaldırıp getirdikleri güne gitti akılları .Aydınlı köyü diye bir yerde ,Tuzla civarında....Adres ulaşıp emir gelince hemen hareket etmişlerdi.Çünkü bunlar pek sık sivile çıkmıyorlar.gittikleri yer ıssızlıgın ortasında bir çiftlik eviydi.
Gece geç vakitte yumakta alan yavrucagı bayıltıp getirmişlerdi de. ....
Bayıltana kadarTahir ve Kenan ın anasını ağlatmıştı o ayrı......
Cok yaman askerdi.devlet için çalışan özel ve gizli bir bordo bereli,bir hayalet!
Yataktaki minik gövdeyi görünce ister istemez dudak bükmüştüler. Bumuymuş hayalet asker?
Uyandığı zaman sa dünyayı adamlara dar etmiş,Tahir in kucağına bayılmadan önce çanlarına okumuştu.şimşek gibi hızlı ,müthiş yetenekli bir dövüsçü.Kız biraz daha dirense ter içindeki fedailer pes etmek üzereydiler.Nefes nefese soluklanmışlar,arabaya atıp doğruca Haluk un gizli yazlığına getirmişlerdi.
O günden bu yana her fırsatta kaçmaya yeltenmiş ,adamları canından bezdirmiş,altı koruma bayıltıp ikisinin dişlerini birinın de kolunu kırmıştı.
Sonuç olarak Kenan ıkendi silahıyla omuz başından vurunca iki eski asker çileden çıkmış,bu küçük baş belasını sucuk gibi bağlamak zorunda kalmışlardı.Saçı başı dağılmış,ağzı bezle tıkalı ,suspus öylece oturuyordu.
"Yemek falan yok buna!Herkes duydu mu?"
İşittikleriyle yüzünü duvara çevirdi.
Tahir Kenan ın kolunu dikerken ,ağzı bantlı yanlarında oturdu......
Saatler sonra peynirli sandöviç getiren Kenan'a mahçupça bakıp su istedi,adamın ağzına dayadığı pet şişeyi bir dikişte bitirip derin nefesler aldı....yüzü bembeyaz oldu....
"Tuvalete gitmeliyim."
"Kes sesini"
"Bordo beremisiniz siz?"
"Kes dedim."
"Tuvalet..."
"Sohbet etmeye çalışma kadın,sessiz ol!"

Sana vurgunWhere stories live. Discover now