"Sizi özleyeceğim Leydim" bir haftadır tanıdığım bu insana sarılırken içimde büyük bir hüzün oluşmuştu. Gözlerim dolarken buradan ayrılmak istemediğimi fark ettim. Doğduğumdan beri ilk defa bir yere ait olduğumu hissetmiştim ama şimdi kısa bir süreliğine de olsa ayrılmak zorundayım bu yerden. Diana beni dirseklerimden tutup kendinden uzaklaştırırken

"Bende sizi özleyeceğim Majesteleri." dedi. Bir el kolumu tutup beni Diana'dan ayırırken neye uğradığımı şaşırdım.

"Çekil be! Birazda ben sarılayım!" Ashley halasına sıkıca sarıldı. Onu yıllar sonra ilk defa gördüğünü var sayarsak bu çok normal bir davranıştı. Sarılma seansımız bittiğinde bizi bekleyen araba gibi garip bir araca bindik. Araba gibi diyorum çünkü tekerlekleri yok ve yerden yaklaşık 20 cm yukarıda duruyor bu garip araç. İçeriye girince dışarıya oranla çok büyük olduğunu fark ettim. Sanırım büyü kullanılmıştı. İçerisi lüks bir otelin kral dairesi gibiydi. Bir televizyon, çift kişilik bir yatak, mini buzdolabı, birkaç tablet bilgisayar, kulaklıklar ve hatta bir banyosu bile vardı. Bu garip aracın en şaşırdığım özelliği ise banyosunda bir jakuzinin olması. Evet evet bir jakuzi! En az benim kadar şaşkın bakışlarla etrafı inceleyen kızlara döndüm.

"Vay canına!" ilk tepki Loretta'dan gelmişti.

"Burası bir cennet. Tüm hayatımı burada geçirebilirim!" dedi Ash. Sonra da kendisini daha önce fark edemediğim koltuğun üzerine attı. Cidden koca koltuğu nasıl fark edemedim ben?

"Gerçekten harika ötesi bir yer." dedim kendimi yatağın üzerine bırakırken.

"Hey! Kızlar buna inanamayacaksınız!" Loretta açtığı bir kapının yanında durmuş bize sesleniyordu. Ayaklanıp çoktan oraya gitmiş olan Ash'in yanına doğru yürüdüm.

"Yok artık!" kapının yanına varıp içeri baktığımda verdiğim tepki bu olmuştu. Şu anda kocaman bir kütüphane tüm mükemmelliğiyle karşımdaydı.

"Bunu buraya nasıl sığdırmışlar?" Ash'in mantıklı(!) sorusuna gözlerini devirerek cevap verdi Loretta.

"Tabi ki büyüyle. Başka nasıl sığabilir ki?"

"Aman, bana ne? Zaten kitaplardan oldum olası nefret ettim." dedi ve kenardan aldığı kulaklığı bir tablete geçirdi. Kütüphanenin içine doğru yürürken Loretta'nın televizyonu açtığını duydum. İçindeki kitaplar diğer kitaplara oranla daha eski duran bir kitaplığa doğru yürüdüm. İçinde eski büyüler yazan bir büyü kitabını aldım ve koltuğa oturup okumaya başladım.

*****

Henüz kitabın yarısına gelmiştim ki büyük bir sarsıntıyla irkildik. Kızlar ellerindeki uğraşları bırakmış meraklı bakışlarla camdan dışarıyı izlemeye başlamışlardı. Ayağa kalkıp camlardan birine yürürken Ashley'in

"Lisa!" diye tısladığını duydum. Ah, bu kadın hiç mi doymaz dayak yemeye? Hiç mi vaz geçmez her seferinde hasar almasına rağmen? Loretta karşımızdaki kişilerin kim olduğunu anlamasa da bize zarar vermeye çalıştıklarını anlamış, elinde asasıyla 'Magno Prasai" büyüsünü yapıyordu. Benimde karşımıza yaklaşık 100 kişiyi görünce sinirlerim tepeme fırladı. Gözlerimin değiştiğini ve dişlerimin uzadığını hissettim. Aracın kapısını açtığımızda Lisa sırıtarak bize bakıyordu.

"Ne o dayak yemekten hala bıkmadın mı?" Alayla söylediğim bu cümleyle sırıtması daha çok genişledi.

"Bir 'merhaba' yok mu?" diye sordu.

"Karşımdaki kişi bir merhabaya bile layık olmayınca söyleme zahmetinde bulunmadım." diyerek doğruları söyledim. Sırıtması yerini saf öfkeye bırakırken kendini zor tuttuğunu biliyordum.

Kehanet; Melez Prenses (Tamamlandı)जहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें