BÖLÜM 1- ''ÖDEV''

268 67 47
                                    

Dylan okulun ilk gününde verilen Fen ödevi için evden dışarı çıkmış arkadaşı Aras'ın evine doğru yürüyordu. Evleri Arasında pek mesafe olmadığından yürüyerek gitmeyi tercih etmişti. Arasların evine vardığında, evi baştan sona inceledi. Büyük bir bahçesi vardı. İki katlı müstakil bir evdi ve kahverengi krem tonları hakimdi. Kahverengi kapıya doğru ilerledi. Evin zilini çaldı. 1-2 dakika sonra kapıyı evin hizmetçisi Bayan Wilson açtı. Orta yaşlarda, Siyah-Beyaz renklerinde hizmetçi önlüğü giymiş, saçını ise dağınık bir topuz yapmıştı, Bayan Wilson.

''Sen Aras'ın arkadaşı olmalısın! İçeriye geç Aras odasında'' dedi hizmetçi Bayan Wilson. Dylan ise başını onaylarcasına aşağı yukarı salladı. ''Ben sana odasını göstereyim, Beni takip et!'' dedi Bayan Wilson. Dylan tekrardan başını onaylarcasına salladı. ''Peki Efendim!'' dedi.

Evin dış görünümü hoş olduğu kadar iç görüntüsü de gayet hoş görünüyordu. Arasın odasına geldiğinde Bayan Wilson eliyle işaret ederek ''İşte burası!'' dedi. ''Teşekkür ederim Efendim!'' dedi Dylan.

Aras'ın odasına doğru ilerledi. Kapıyı iki kez tıklattı. "Girin!" Dedi Aras. Dylan kapıyı açıp içeriye girdi. Tek bir sorun vardı. Aras'ın ortalıkta görünmemesiydi. Aras gelenin Dylan olduğunu farkedince bilgisayar masasının arkasından kalkıp "Ah! Sen miydin dostum?! Bu taraftayım, Bilgisayarın kasasında bir sorun olduğundan bi bakayım demiştim de." Dedi. Ve elinde ki Patates cipsini Dylan'a uzattı. Dylan yüzünü buruşturup iğrenerek Aras'a baktı.

''Teşekkür ederim ama istemiyorum.'' dedi Dylan. ''Hadi ama dostum bunlar çok lezzetli!'' dedi Aras. Dylan kafasını 'Hayır' dercesine iki yana salladı. Dylan odaya göz gezdirdi. etraf fazla dağınıktı. Avizenin üstündeki pis kokulu çorap mı dersin? Yerde ki uzun süredir yıkanmamış kıyafetleri mi dersin? Odanın neye benzediğini merak ediyordu Dylan. İçinden 'Tamam benimde odam dağınık olabilir fakat bu kadar da değil!' dedi. Adım atacak yer yoktu. ''Tanrım! en başından gelmek istemiyordum zaten'' diye söylendi Dylan. ''Efendim?'' Dedi Aras. ''Mmm.. Yok bir şey(!)'' Dedi.

Çok saçma bir şekilde ilerledi Aras'ın yanına. Dışarıdan gören sirkte hokkabazlık yaptığını sanırdı muhtemelen(!). Kirli kıyafetlere basmamak için elinden geleni yapıyordu ya da yapmaya çalışıyordu. Bir an önce şu ödevi yapıp eve dönmek istiyordu. Aras'a ödeve başlamaları gerektiğini söyledi. Aras başlamadan önce biraz evi gezdirmeyi planladığını ve bir şeyler atıştırıp atıştırmayacağını sordu. Dylan pek istemese de merakına yenik düşüp evi gezdirmesini istedi. Aslına bakarsanız acıkmıştı da.

Dylan'ın ağzından;

Şu aptal ödev için Arasların evindeyim. Ödevden önce Aras bana evi gezdireceğini söyledi. ben ise kabul ettim. Bu arada biz Advanced İntelligence Üniversitesinde Son sınıf öğrencileriyiz. Bu okula sadece üstün zekalılar girebiliyor. Birde şans işi de var tabii. Şansımız var ki okula kayıt olabildik.  Orada ki bir çok öğrenci zengin fakat okul için hiç bir miktar para ödemiyoruz. Bu okulda birden çok ülkeden gelen öğrenciler var. Benim en iyi dostlarım ise Türkiye'den Aras ve Loya, Kore'den Mina ve Minho. Hindistan'dan Adya, Dubai'den Emir. Ha bide Amanda var.. Los Angeles'tan Benim gibi...

Aras'ın ağzından;

Dylan'ın eve gelmesini dört gözle bekliyordum. Dylan'ı ilk tanıdığımda açıkçası korkmuştum ve arkadaş olmayı düşünmüyordum. Çünkü soğuk kanlı bir çocuktu. Aslında bu onu çok havlı gösteriyordu. Kötü çocuk görünümlü. Fakat onu tanıdıkça aslında ne kadar iyi biri olduğunu fark ettim. Dylan mavi gözlü, arasında daha açık tonlar ile kahverengi saçlı biri. Fiziği de oldukça iyi. Model olacak çocuk.

Yazardan;

Aras Dylan'a evi gezdiriyordu. Çok fazla oda vardı. Kaç tane oda olduğunu o bile bilmiyordu. Bahçe, Devasa oyun odası, Misafir odası.... derken en son mutfağa geçtiler. Aras Bayan Wilson'un yapmasından ziyade kendisi atıştırmalık şeyler yaptı. Hepsini teker teker tezgahın üstüne koydu. Dylan yaptığı atıştırmalara baktı. Aras'ın yaptığı sandviç, minik pizzalar, Patates kızartması ve köfte, Türklere ait bir kaç börek çörek çeşidi, içecekler ve daha birçok şey. İkisi de bi' iştahla tüm yemeği hunharca yeyip bitirdiler. Dylan'ın favori yemek ise Türk usulü yemekler olmuştu. İlk defa yemesine rağmen tatları mükemmel gelmişti ona.

<><><><><><><><><>

Gün batımı olmak üzere idi. Dylan ve Aras ödevlerini yapması gerektiğini hatırlayınca sinema odasından çıkıp odalarına ilerlediler. Ödevi tamamen unutup film izlemeye dalmışlardı. Aras'ın odasına gittiler. Deney tüplerini, Deney için gerekli kitapları vesaire çıkartıp beyaza bürünmüş ahşap masaya koyuyorlardı. Her şey tamamdı. Dylan birden dengesini kaybedip sağ ayağını akvaryum olduğunu tahmin ettiği şeye çarptı. Birden bir şeyin tısladığını hissedince Aras'ın arkasına geçti. Boğuk ve heyecanlı bir sesle ''N-Neydi o-o'' diye avazı çıktığı kadar bağırdı. Aras'ın yüzünde pis bir gülümseme oluştu. ''Dostuuum! Sakin ol! O sadece babamın Hindistan'dan getirdiği bir kobra'' deyip tekrar pis bir şekilde sırıttı.

'' N-NE KOBRA MI?!!'' dedi Dylan. Dylan'ı bu kadar korkak biri beklemediğini söyledi. Dylan ise korkmadığını söyleyerek geçiştirdi. Oh! Olamaz! Akvaryum gibi şeyin kapağı açık kalmıştı. İkisi de ödevi yapmaya o kadar odaklanmıştı ki fark etmediler bile! Dylan yaptğı karışımın içinde olduğu deney tüpünü masanın sağ köşesine koydu. Ooo olamaz Aras'ın sakarlığı yüzünden tüm karışım yere dökülmüştü. Ya da yerde ki ıvır zıvırlara. Dylan sinirlenerek yaptığının çok aptalca olduğunu falan söyleyip duruyordu. İkisi de çok telaşlı görünüyordu. Oradan oraya koşuşturuyordu Aras, tam bir sirk maymunu gibi görünüyordu.

Dylan tam adımını attığında sol ayağının bir şey ısırdığını fark etti. Acıyla inledi. Yere yığıldı. Gözlerini yumdu. Aras orada değildi. Babası ve annesi iş yemeği için gideceklerinden onları uğurluyordu. Ayrıca Bayan Wilson da orada değildi. Kim kurtaracaktı şimdi? Sanırım o kendi ölümünün gelmesini mi öylece durup seyredecekti.

Arastan;

Ailemi uğurladıktan bir kaç dakika sonra odama girdim birde ne göreyim. Dylan yerde, gözleri kapalı hareketsiz... Aman tanrım neler olmuş burada!!!!

VENENUM(Ara verildi)Where stories live. Discover now