1.Bölüm "Ölümden Korkan Kapı Kilidi"

32 2 4
                                    

" Fovoúmenos tin kleidariá tis pórtas apó tous nekroús"

Kimileri hakkımda efsane manyağı dese de ben onlara aldırmamayı öğrenmiştim. Fakat bu aralar kendime bile zaman bulamayacak kadar sıkıntı içinde boğuluyordum. Annem ile babam boşanma kararı almışlardı. Benim bildiğimi bilmiyorlar fakat herşeyin farkındaydım.
Aile büyüklerini dinlemek terbiye ve ahlak kuralları dışında olsada benden birşeylerin saklandığını sezince sinir katsayılarım çoğalıyordu.

Kalemi karalama defterimin üzerine vurarak düşüncelerimi dağıtmak amacı gütsemde yapamıyordum. Ders boştu ve sınıfın çivisi kopmuş vaziyetteydi.

Fare görmüş kadın gibi bir o yana bir bu yana zıplıyorlar, su savaşı yapıyorlar ve doğal ortamına bırakılan maymunlar gibi bağırıyorlardı.

Beynimde alev alan insanlar ve hayvanlar ile gözlerimi kalemime kaydırdım. Bir tür yaratık çizmek istemiştim ve buna koyulmuştum.

- "Hey bakın! Nora yine efsanelerde kayboldu!"

- "Ha Ha! Birazdan hatırlat ki güleyim!"

Gözlerimi devirerek çantamda sakladığım kulaklığı çıkardım ve genellikle çizim yaparken dinlediğim müziği bu sefer uyurken dinleyecektim. Çizim yapmam için hevesimin olması gerekirdi fakat az önce bir takım aptal tarafından yok edilmişti.

Başımı sıraya üst üste koydugum kollarımın arasına yasladım.
Uyku bedenimi sararken ayaklarımın altı dönüyordu fakat neler olup bittiğini öğrenemeyecek kadar uykum vardı. Müzik yavaş bir melodi ile ilerlerken benim uyanık olmam beklenilebilir birşey değildi.

Bir süre sonra başımın üstünde nefes hissettiğimde büyük ihtimalle öğretmen olduğunu düşünerek başımı kaldırdım fakat gördüğüm şey bir öğretmenden daha fazlasıydı.

Bileğimden aşağı sarkan kırmızı tül tarzındaki kumaşı takip ettiğimde gözlerim gördükleri karşısında şaşkınlığımı dışa vururcasına açılmıştı.

- "Neredeyim ben? Kimse var mı?! Beni duyan yok mu!?"

Kırmızı duman bulutları ve etrafımda yanan ateş çemberine göz gezdirdim.

Sanırım kafayı sıyırmıştım.

- "Nora"

Gözlerimi hatta bedenimi sesin geldiği yere çevirmek istedim fakat ses heryerden geliyordu.

Peki burası neresiydi? Salon? Arena? Bir oda mı?

Soru trafiğine sıkışıp kalan zihnimi sakinleştirmek adına gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım fakat boğazıma kaçan küllü duman öksürmeme sebeb oldu.

- "Muhtemelen kafayı yediğini düşünmeye başladın.."

- " Bence öyle oldu."

Sislerin arasından gelen ayak sesleri, beni korkuturken nefesimi tuttum.

- "Korkmanı gerektirecek hiç birşey yok. Burası senin iç dünyan."

- "Büyük annem cennetlik olacağımı söylemişti cehennemlik değil."

Kıkırdaması yeni bir yankı yaratırken yutkundum ve bana doğru gelen ayak sesine karşılık geriye doğru adımlar atmaya başladım.

- "Burası cehennem değil Nora,iç dünyan. Bir kaç saat önce zihninde kurduğun dünya. Burayı hayal ettin ve geldin. Kendi dünyana hoşgeldin."

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Feb 14, 2016 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

NORA'NIN EFSANELERİ; ATEŞ ZEBANİLERİWhere stories live. Discover now