- BÖLÜM 1 -

25.1K 515 128
                                    

(16.01.2016)

MultiMedya: Kaan Karaman

---

Aleda Anka Karahanlı:

(Perşembe günü, saat: 12:21)

Her şeye olduğu gibi unutmaya da alışmak lazım. Zamanın ne göstereceğini, kaderin ne yapacağını bilemeyiz çünkü... Hatırlasak bile tekrar unutmak gerek...

Kalbin sıkışır, nefes alamayacak dereceye gelirsin ama o an unutmaktan başka bir çaren kalmaz. Herkes dert olur sana, derman olacak birini arasan tek bir kişi bile karşına çıkmaz. Ne yapacağını şaşırırsın. Unutmasan bile unutmuş gibi yapmak zorunda kalırsın... Belki de böylesi daha hayırlıdır. Unuttuğun zaman, hatırlamak bile istemediğin zaman herkesin gerçek yüzünü görürsün. Anıları bir anda silmek istersin, çok zor gelir. Gözlerin dolar, akmasına engel olursun.

Her ne olursa olsun, şu hayatta hiçbir şeye zorunlu değilsin. Herkes kendi kaderini çizer, isteyerek ya da istemeyerek ama asla zorla değil. Bir şeye zorlamak acizliktir, zorlanmak üstünlük. Zorlanılan hiçbir şeye başını eğme, unutma bu hayat senin hayatın ve baş rolünde sadece sen varsın, bir başkası değil...

Çoğu şeye zamanında zorlandım ben, gözlerimden kanlar aktı ama kimse dinlemedi. Hep aşağılanan o çocuktum işte ben. Şimdi büyüdüm, hastaneden çıktım ve kendi başıma ayaklarımın üstünde duruyorum. Her kim olursa olsun yanımda, bana benden başkası iyi gelmez. Bu hayata tek geldik ve tek gideceğiz...

Ben Aleda Anka Karahanlı... Küçük yaştan beri aşağılanan, umutları yerle bir edilen, ailesi olmadan kendi çabalarıyla kendini büyüten ve iki sene önce kendini bile unutan o kız... Tutunacak bir dal ararken bütün dalları kırık ağaçlara rastlayan ve koklamak istediği her gülün dikenine dokunan o kız... Artık büyüdü ve hatırlayamadığı her şeyi hatırladı.

Ama... dediğim gibi.

Hatırlasak bile unutmak gerek...

"Anka... İyi misin?" Alev'in bana seslenmesiyle başımı soru bankamdan kaldırıp ona çevirdim.

"İyiyim," dedim gülümseyerek. "Ne oldu ki?"

"Üç buçuk dakikadır soruyla bakışıyorsunuz da o yüzden dedim." dedi sırıtarak.

"Dalmışım." dedim başımı iki yana sallayıp önüme dönerken. Onaylar anlamda sesler çıkarıp daha da konuşmadı. Hocanın gelmesiyle herkes gibi ben de ayağı kalktım. Selamlaşmanın ardından yerime otururken hocayla göz göze geldim ve gülümsedim.

Okul birincisiydim. Her ne kadar bir şeyler unutmuş olsam da, yaşımdan dolayı ve önceden derslerime verdiğim önemden dolayı hâlâ bütün dersler dün gibi aklımda. Arkadaşlarım sayesinde derslerimi kolayca haırlayabilmiştim. Yaşımdan dolayı diyorum çünkü yaşıtlarımla aynı yaşta değilim. İki yıl boyunca komada kalınca haliyle okula da gidemedim. Bu yüzden iki sene geç başladım okula. Geçen ay yirmi yaşına bastım, üniversitede olmam gerekirken lise üçteyim. Adalet mi desem kader mi desem bilemedim...

İyi bir okulda okuyordum ama daha iyi okullara gidebilirdim. Sadece arkadaşlarım burada diye bu okulda okuyorum. Kaç defa aklıma geldi bu okuldan çekip gitmek ama bana olmayan ailem olan kardeşlerimi nasıl bırakırım ki?

Alev, Aylin, Asena...

Hepsi kol kanat gerdi bana, küçüklüğümden beri... Her derdimde yanımda oldular, dermanım oldular. Nasıl bırakır ki insan?

Bırakamaz...

İnsan değer verdiğinde, sevdiğinde, saydığında bırakmaz. Bırakamaz... Sevmek böyle bir şey işte, her ne olursa olsun her şeye rağmen ondan vazgeçmemektir. Vazgeçmek korkaklıktır, her ne kadar bazen işe yarasa da vazgeçmek benim gözümde korkaklıktır.

BİG BOSS - Kaan KaramanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin