Akşam buluşacaktık. itiraz etmeden tamam dediler. Evlere dağıldık. Benim başım dönüyordu. Gittim az biraz yemek yedim. Dedem salonda televizyon izliyordu. Dede nasılsın ? diyerek girdim içeri. iyi evlat asıl sen nasılsın ? dedi. Nasıl olacak be dede aynı sürünüp gidiyoruz dedim. O ses seni rahatsız ediyor mu ? dedi. Bang!!! Nerden bilebilirdi ki anlatmadım ben ona bunu. Ama nasıl demeye kalmadan, Biliyorum dedi. Nerden biliyorsun ? dede dedim. Sen dün akşam anlatıklarımı pek dinlemedin herhalde. dedi. Hatırladım, peki ya nasıl kurtuldun dedim. Kendime güvenerek, korkmayarak. Sende korkma bırakta o senden korksun. dedi. Peki ya dede iki kişiler onlar. Kim onlar ? Ne diyerek ani bir şekilde zıpladı yerinden. 2 kişi mi ? Evet dedim. Hayır, olamaz bu imkansız dedi. Ya dede ne imkansız anlatsana bi şunu. dedim. Sus, ama nasıl, söz vermişlerdi. dedi. Dede beni korkutuyorsun kim ne sözü vermişti. 

Bilmesen daha iyi evlat bilme en iyisi bu. Ya dede anlatta öğreneyim dedim. Sakın, bunun üzerinde pek durma. Daha kötü olur. dedi. Ya dede dalga mı geçiyon benle dememe kalmadan. Annem yine bu konuyu bölmüştü. Ee nasıl gidiyor dedesi ne anlatıyor sana bizim ki ? bu kadar şaşırdın da merak ettim. - Yok bişey kızım okuldan kızlardan konuşuyoruz dedi. Annemde ha diyerek çıktı odadan. Bende annemle çıktım odadan. Acıkmıştım bir kere. Son zamanlarda çok yemek yiyordum. Ama yediklerimin etkisini gösterdiğinden emin değildim. Hiç kilo almıyordum. Bu saçma düşünceleri kafamdan atarak akşamı düşünmeye başladım. Ne yapacaktım ? Simge'den uzak durmalı mıydım ? Yoksa aksine daha çok yakınlaşmalı mıydım ? Bu düşünceler eşliğinde yemeğe koyuldum. Biraz atıştırdıktan sonra yatağa uzandım. saatin su gibi akıp gittiğini hissettim. Akşam olmuştu bile. Ama farklı bir akşamdı bu. Alacakaranlık yerini ardından hevesle gelen zifirikaranlığa bırakmıştı. üstümü değiştirdim çıktım evden. Buluşacağımız yere herkesden önce gelmiştim. Aradım bizimkileri yola yeni çıkmışlardı. Bende beklemeye başladım. 

Aradım Mehmet'i açmadı. Biraz bekledim tam gidecekken Simge geldi. Erkencisin dedi bana hafiften gülümseyerek. Biraz öyle oldu dedim umursamaz bir tavırla. Ee gelmiyorlar mı dedim ötekiler. Yok, gelmiyorlar onların başka işleri varmış. Ulan iyi ki bi söz verdiler dedim. Kız bi geri çekildi. Sen hep böyle soğuk musun dedi. Evet dedim korkusuzca. iyi, öyle kal. dedi. Bende, tamam. dedim. Boşver onu şimdi ne yapıyoruz. dedi. Ben nerden bileyim. dedim. Öküzsün sen yhaa. dedi. Ben gidiyorum. dedim. Tuttu kolumdan nereye gidiyon lan. dedi. Ulan bana diyorsun kendin bi konuşmayı öğren, git başımdan. dedim. Yürü lan dedi. Ayak üstü kavga etmiştik kızla, durduk yere. Neden ben hala bilmiyorum.

Gittim eve sinirli sinirli koydum kafayı. Ve o ses bir daha duyuldu : Bugün benim günüm. ahahahah. Ben zaten sinirliyim, kaldırdım yorganı, ne diyon la sen dedim. Bir an geri gitti. Sonra gülerek geri geldi. Sonun alıkonamaz güzelliği, onu düşünmeni engelliyor dimi ,dedi. Ulan başlatma sonuna, yürü git ben yatacam. Psikolojomi bozdunuz lan.                                          

Baktım bu yine gülmeye başladı. Ahahahhah son savaşına hazır mısın dedi. Yolla gelsin lan dedim. Sonra bu yine duvara baktı. Sonra hızla uzaklaştı. Bende uyudum. Uyandığımda nerde olduğumu bilmiyordum. O yerdeydim ilk gittiğim yer. Kimsenin olmadığı sessizliğin hakim olduğu başka bir boyutta. Kalktım yatağımdan. Tek tek odalara girdim, orda olduğuma emin olmam için. Tam da beklediğim gibiydi. Oradaydım. Sonsuzluğun başlangıcında. Çıktım dışarı biraz gezdim etrafı. Onu arıyordum, daha doğrusu Ben'i arıyordum. Kendimi, Alter ego'mu, Siyahın içindeki beyazı, Beyazın içindeki siyahı. Koşmaya başladım tam o anda bir ayrıntı aklıma geldi. Geçen sefer açtığım okulun kapısı.!! Eğer kapanmışsa bu sadece kendini tekrarlayan bir rüya olacaktı. Ama ya açıksa ? işte o zaman o çok bahsedilen savaş gerçekten yaşanabilecekti. Varlığımın savaşı, Benim kendim ile savaşım.                                      

Biraz gezindim yine o ses ama bu sefer tonu biraz farklıydı. Daha katı ve kendinden emindi. Koş dedi. Bana ulamşan için koşman lazım.. diyordu. Zaten sabahtandır koşuyorum burda daha ne kadar koşacağız!! diyerek bağırdım. Koş ! dedi birdaha. Tamam ulan kes koşuyoruz işte diyerek koştum, koştum, koştum. Ne oldu lan öyle. Kıpırdayamıyordum. Tek gördüğüm şey ve kişi Simge'ydi. Sen dedim. Biliyorum, aynısını bende yaşıyorum. izledim seni biraz. Hani o tanıştığın ben varya, işte o ben değildim. dedi. Şaşkınlıkla beraber gelen korku soluğumun kesilmesine neden olmuştu. Nefes almayı bile unutmuştum desem yalan olmaz. Nasıl yani dedim. O ben değildim. O benim alter egomdu. dedi.
Ne alter egoymuş be dedim. Başlatmasın keyfine. Peki ya ne istiyorlar bizden. dedim. Bedenimizi dedi. Peki ya neden ? dedim. Anlayacaksın dedi. Sadece sustum kafam allak bullak olmuştu. Ne oluyorduk lan. Bir çözüm var dedi. Neyin çözümü ? dedim. sen şuan nerdesin biliyon mu ? dedi. Hayır dedim. Araftasın dedi.     

İyi hoşda şuan ben rüyada değilmiyim dedim. Bu rüya sonsuza kadar sürecek, sen burda sadece ruhunla varsın. Bedeninle değil. Bedeninde ise o var. Senin alter egon. dedi. off, kafam karıştı. Peki ya neden sadece biz ikimiz burdayız dedim. Yalnız değiliz dedi. Hatta anladığım kadarıyla senin baban, deden ve dedenin babasıda burada. Ne ?? Ciddi misin ? yok lan olamaz. dedim. Her duyduğuna inanma dedi. Göster dedim. Eliyle bir yeri işaret etti. Gerçektende 3 kişi orda oturup konuşuyordu. Gidecektim oraya , dur dedi bana. Eğer gidersen geri gelemezsin. Dur bi dakika okulun kapısına bakacaktım ben !! güldü bi an. Orası sadece senin kafanda uydurduğun bir imgeydi. Nasıl görüyorsun burayı bilmiyorum ama sen şuan sadece burayı kendi beyninde şekillendiriyorsun. dedi. Hiçbirşey anlamadım dedim. Neyse dedi. Çözüm için tehlikeye girmeye var mısın ? dedi. Tamam ama nasıl olacak. dedim. beni takip et dedi. Nereye gidiyoruz dedim. Sizin eve dedi.     

Gittik bizim eve o bedenimdeydi. Yatıyordu yatağımda. Kaldıracaktım Simge izin vermedi. Aldığı gibi bizi mutfağın olduğu pencerenin önüne getirdi. Ben ona söylemeliyim diyordum. O ara ışık açıldı. O mutfağa gelmişti. Daha doğrusu mutfağın ışığı açıldı. Onun olduğundan emin değildim. O ara Simge bana "Sus sakın söyleme diye bağırdı. O an onu gördüm. Beni benim bedenimde ki hırsızı. Göz göze geldik. O korkarak kaçmıştı heralde. Ama ışığı açık unutmuştu beyinsiz. Bende rahatsız olmasın ve yahut Simge'nin de telkiniyle arka bahçeye gemiştik. Burdan da kendi odamı görüyordum. O ayağa kalmıştı açık bıraktığı ışığı kapatmaya kalkmıştı. Kapattı geldi. Yine göz göze geldik. Bu sefer Simge'yi atlatıp hızlıca yanına gittim. Kalk! dedim. Kalk!     





Alter EgomWhere stories live. Discover now