OYUN BAŞLIYOR

En başından başla
                                    

Çok uzun sürmemişti. Odada çıkmayı başardığımızda Yeliz'i gördüm. Neredeyse küçük dilimi yutacaktım. Bu kız ne yapmıştı kendine böyle? Kırmızı bir elbise giyinmişti. Fazla iddialıydı. Ama harika görünüyordu. Bir an onunla girdiğim iddiadan dolayı tereddüde bile düşmüştüm. Bu şekilde benim bile dikkatimi çekmişken Cem de hayran olur muydu? Çok mu büyük konuşmuştum ben?

Yeliz'in gözleri beni baştan aşağıya kadar süzdüğünde yüzü biraz daha aydınlanmıştı." İddiayı kaybetmeye hazır ol İnci. Gördüğüm kadarıyla hiç şansın yok" Dedi kendinden emin bir şekilde.

" Son gün gelmeden emin olma bence" dedim omzuna dokunup kapıya yönelirken.

" Göreceğiz" diye bağırdı arkamdan. Ama duymazlıktan geldim. Asansörü çağırıp onlardan önce indim.

Okula ayrı zamanlarda gitmemiz gerekiyordu. Şu bir haftayı atlatana kadar bu evde kalmıyor gibi davranmalıydım.  Onlardan farklı zamanlarda okula gitmeliydim. Daha sonra Yeliz'i bu evden gönderecek ve Gizem'in merhametiyle bu eve yerleşmiş görünecektim. Şimdilik planım buydu.

Gizem, Oğuz'la gelecekti okula. O yüzden onun için endişelenmeyi bırakıp durağa kadar yürüdüm. Allahtan evimiz durağa yakındı. Yoksa uzun bir süre yürümek zorunda kalabilirdim. Halk otobüsüne binip okula yakın bir yerde indim. İçeriye giriş olmadığından yirmi dakikalık bir yolu yürümek zorundaydım. Ancak benim dışımda kimsenin yürümemesi ayrı bir konuydu. Burasının zenginlerin cirit attığı bir yer olması daha şimdiden sinirlerimi bozmaya başlamıştı. Ama yapabileceğim bir şey yoktu. Ben burslu bir öğrenciydim değil mi? Yürümek benim için normal olmalıydı.

Etrafımdan geçip giden arabalara aldırmadan okula kadar yürüdüm. Turnike ile kapalı kapıdan içeriye doğru baktım. İşte hayatımın değişim noktası burasıydı. Bu kapıdan içeriye girdikten sonra bambaşka bir İnci olacaktım. Daha ılımlı ve daha sakin. Derin bir nefes aldım ve kartımla turnikeden geçtim.

*****

İlk gün sorunsuz geçmişti. Burak, okulun kameralarından Cem'i izleyerek bana nerede olduğunu söylemiş ve sınıfından çıkarken kapısının önünden rahat bir tavırla, ona bakmadan geçip gitmiştim. Bu bizim ilk karşılaşmamızdı. En azından onun da beni gördüğü ilk karşılaşmaydı. Her ne kadar şu an benim varlığımdan tam olarak haberdar olmasa da bilinçaltında işler farklıydı.

Üçüncü gün onunla bahçede karşılaşmıştım. Yanında kumral güzel bir kız vardı. Düzgün fiziği, uzun kahverengi saçları ve oldukça sempatik tavırları vardı. Oldukça cüretkâr bir yapıya sahip olduğunu ise giydiği kot şorttan anlamıştım. Ayaktayken de pek bir şey görünmüyordu ama oturunca sanki üzerindeki bluzdan başka bir şey yokmuş gibi duruyordu. Her ne kadar Cem'e bir şeyler anlatıyor gibi görünüyor olsa da Cem onu dinlemiyor gibiydi. Sandalyeye iyice yayılmış bir şekilde ileride bir noktaya bakıyordu.

" Ben hazırım. Başlıyorum" diye mırıldandım. Hepsinin beni duyduğunu biliyordum. Üzerimi toparlayıp saçımı geriye doğru savurdum. Elimdeki defterlerle ben de Cem'in hemen yanında şu an boş duran masaya doğru yürümeye başladım. Tam o sırada Yeliz ortaya çıkmış ve sarı saçlarını savurarak benim oturmayı planladığım masaya oturmuştu. Yanında da birkaç kendi gibi arkadaşı vardı. İkinci günden arkadaş bulmasındansa ayarladığım masaya oturmasına daha çok şaşırmıştım. Bu kız beni dinlemiyor muydu?

Ama yapabileceğim bir şey yoktu. Bir kere harekete geçmiştim. Şimdi geri dönersem dikkat çekerdim. Bu yüzden direk B planına geçmiştim. Yeliz'in olduğu masanın yanından geçerken ayağım takılmış gibi sendeledim ve Yeliz'in masasının kenarına tutunarak düşmemeyi başarmıştım.

KOD ADI SERİSİ-1 KIRMIZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin