PSİKOPAT ÖĞRETMENİM

PSİKOPAT ÖĞRETMEN

Uyandığımda alarmın çalmasına 50 dakika olduğunu farkettim. Çalmasın diye alarmımı kapattıktan sonra banyoya girip siyah atletimide üzerine giydim. Altıma diz kapağımın bir karış üzerinde olan eteğimi giydim. Üzerine de beyaz gömleğimi giydim. Saçlarımı düzleştirdikten sonra belli belirsiz ince bir eyelineer çekip rimel sürdüm. Dudağımada parlatıcı sürdükten sonra hazırdım okulun ilk günü olduğu için çantama küçük bir not defteri atıp telefonumu alıp aşağıya indim. Aşağıda beni kahvaltıya bekleyen bir ailem verdı kahvaltımı yedikten sonra ayakkabılarımı giyip evden çıktım. Ha bu arada ben kendimi tanıtmadım size. Ben NİHAL YILMAZ lise 2. Sınıf öğrencisiyim.. Sarı saçlarım mavi gözlerim var. Aşırı güzel olmasamda belli bir güzelliğim var. 1.74 boyundayım çoğu erkeğin dikkatini çekecek bir tipteyim. Fakat şu ana kadar benim dikkatimi çekecek pek kimse olmadı. Neyse zaten erken kalktığım için yürüyerek gitmeye karar verdim. Yürürken birden telefonumun birden titremesiyle sıçradım. Ekrana baktığımda en yakın arkadaşım Hüsna ' nın aradığını gördüm telefonu açtım.
"Alo ? "
" Alo Nihal ne yapıyorsun ? "
" Ben okuldayım seni bekliyorum. Kaç dakikaya gelirsin?
" 5 dakikaya ordayım. "
" Bizim moruk edebiyatçı emekli olmuş , yerine yenisi geliyormuş ."
" Oh be ! kurtulduk o mal adamdan inşallah yerine insan gibi biri gelir. Nefret ediyorum. Bu edebiyattan"
" vallaha ya beni de nefret ettirdi. O moruk dediğin gibi insan gibi biri gelir inşallah. "
" Ben okulun bahçesinden girdim sen nerdesin ? "
" Ben sınıftayım 3. Kat soldan 2. Kapı kapıda bekliyor olacağım seni."
" tamam"
Dedim gülerek
Yukarı çıkıp sola doğru gittim . kapının önünde bekleyen Hüsna' yı görünce koşarak ona sarıldım özlemiştim. Birlikte sınıfa girip çantamı sınıfa bıraktık sınıftakilerle de bitaz sohbet ettikten sonra dışarı çıktık. 5 dakika sonra sıraya girmeye başladık Müdür yine bir sürü konuştu artık dinleyemiyorum. Uykum geliyor bu adam konuştukça. Neden müdürler bu kadar çok konuşmak zorunda ? Sınıflara geçtiğimizde ilk dersimiz fizikti fizikçimiz iyi biriydi. Biraz azarladı falan ama çoğu zaman severdik iki dersinde de bizi boş bıraktı. Bizde arkadaşlarla konuştuk. 3. Ve 4. Dersimiz ingilizceydi. Hocamız çok iyii ders anlatıyor. Derste çok eğlenceli geçiyordu. Hocamızı çok seviyorumm. 5. Ve 6. Ders edebiyattı. Nefret ediyorum çok saçma değil mi ? Saçma sapan işimize yaramayacak bir sürü şey öğreniyoruz. Hoca içeri girdiğinde büyük bir sessizlik oldu. Sınıfa en sert hoca girse bile bu kadar sessiz olmazdı. Kapıdan tarafa baktığımda acaip derecede de sert bakan birini gördüm. Takım elbise giymişti. Demek ki yeni edebiyat hocamızdı. Çok zekiyim biliyorum. Esmer biriydi, yakışıklıydı bayağı ama pek ilgi çekicide değildi. Sonuçta edebiyatçı. Ne kadar ilgimi çekebilir ki? Diğer kızlar ona öyle bakıyordu ki... Yiyecek gibi. Ne var ki yani çokta yakışıklı değil. Bide ukala ukala tavırlar. Sabahtan beri ayakta dikiliyoruz biz, adam hala oturun demeye tenezzül etmedi. Çantasını masanın üzerine bıraktıktan sonra bütün sınıfı süzdü " oturun " demesiyle hepimiz oturduk. Nihayet Ayaklarım koptu. Ben üşengeç bir insanım ne yapayım hoca ? İsmini tahtaya yazdı.
Cem kara