17. AN

221 22 11
                                    

Bakışlarımı alışveriş merkezinden Uras'a çevirdiğimde bana gülümseyerek bakıyordu. "Anın tadını çıkar Pamira." Evet anın tadını çıkartacaktım da bunun alışveriş merkeziyle ne alakası vardı? Uras'a tekrar soru sorar şekilde baktım.
"Bar için uygun kıyafetin var mı? ,hayalindeki kişi olmak için? "
Şimdi parçalar yerine oturmuştu. Acaba ben mi çok malım yoksa Uras mı çok zeki? Bir saniye ben gerçekten de malım. Çocuk ilk defa İmgeden başkasıyla düet yaptığını söyledi ve ben İmge kim demek yerine özürlü gibi gülümsedim. Bunu şimdi anlıyorum. Yüzde yüz saf malım. "Sonunda kabul ettin " iç sesime lanetler okuyarak arabadan indim. Uras da inip yanıma gelmişti. Hemen küçük çantaya elimi attım. Acaba yeteri kadar para almış mıydım? Ben bu mallıkla para yerine kâğıt koymuş da olabilirim, ona şüphe yok. Çantamı kontrol edebilmeliydim ama bunu Uras varken yapacak kadar da görmemiş değilim.

"Ben tuvalete gideceğim, özel işlerim var" hay ben kendi ağzıma. Özel iş ne be ! Tuvalette ki tek özel iş sıçmak. Ali Ağaoğluyla toplantı mı yapacağız tuvalette. Ay bir de ne kaba ve görgüsüzüm. Sadece görmemiş olmamak için tuvalete gidiyorum ve lavabo yerine tuvalet diyorum. Işte bu da benim tarzım. Uras gülerek kafasını salladı. " Ah şunu yapma! " bu sefer arsız iç sesime kızarak arkamı döndüm. "Seni şurada bekliyorum " dedi Uras mağaza içinde duran gereksiz kafeyi gösterirken. 'Tamam' anlamında başımı salladım ve en alt kattaki lavaboya yani benim değişimle tuvalete yöneldim. Hızlı bir şekilde bir kabine girip çantamı açtım. Çok şükür paraları koymuştum. Hani bir zamanlar ev alma hayalindeki paraları...

Uras elinde sade kahveyle beni bekliyordu. Büyük adımlarla yanına ilerledim. Önündeki sandalyeyi çekip oturunca daldığı noktadan bakışlarını çekti ve yüzüme sahipledi.
"Bir şey ister misin Zombirella " başa sarmıştık. Kuralına göre oynamak gerekirdi demi? Peki o zaman, öyle olsun Uras bey (!)
"Teşekkürler öküzbaşçım ama alışverişler beni biraz sıkar, hızlı olsak diyorum" dedim sesimi ona benzetmeye özen göstererek. Daha hiç içilmemiş kahveyi kafasına dikti. Beni beklerken soğumuştur o , hızlı bir şekilde ayağa kalktı. Hesabı ödemiş olmalıydı. Yan yana ilerlemeye başladık. Eli elime çok yakındı. "Kendine izin ver Pamira " bu sefer iç sesime kulak vermedim ve hızlı bir şekilde ellerimi birbirine bağladım. Uras ise o an elimi tutmak için hamle yapmıştı. Birden elimi çekince ikimiz de ürkmüştük. O biraz afallamıştı. Yüzüne bakmaya korkuyordum. Sanki içinden ejderha çıkacak gibi hissediyordum ama ben Pamirayım ya yüzüne baktım. Ne ejderha vardı ne de sinir. İfadesiz bir şekilde yürüyordu. Dik ve biçimli sırtıyla mavi tişörtü çok hoş olmuştu. Bir mağazanın önünde durup içeriye baktım.

"Burası olabilir " dedim gülümseyerek. Ellerimi hâlâ çözmemiştim. Rahat bırakıp çok yakın olmamaya özen gösteriyordum. İçeriye girdiğimizde esmer tatlı bir mağaza çalışanı yardım etmeye başladı. Çoğu elbiseyi beğenmiyordum. Hepsi küçükken giymek isteyip de annem 13 yaşlarına girdiğinde beraber seçer , giydiririm sana dediği kıyafetlere benziyordu.
"Siyah, düz bir şeyler yok mu? " normalde siyah giyinmeyi sevmedim ama hep kurtarıcım kendisi olurdu. Esmer bayan kafasını sallayarak bir yere gitti.
"Bence pembe de güzeldi " dedi Uras. Pembe'nin strablezi yoktu. Sanırım ondan beğenmişti ama ben daha çok mezuniyet için giyilebilecek türden olduğu için sevmedim. Esmer bayan elinde bir kutuyla döndü. Gülümseyerek "denemesine bile gerek yok, açıp bakması yeter " dedi ve kutuyu bana verdi. "Bir saniye geliyorum " diyerek tekrar gitti oysa ben kutunun içini fazla merak ediyordum.

Elinde siyah bir şapka, siyah külotlu çorap ve siyah zincirli bir kısa bir bot vardı. Kutunun kapağını yavaşça kaldırdım. Karşıma siyah bir elbise çıktı. Kaldırıp baktığımda askıları olan, arkası çapraz olarak tasarlanmış düz , mini bir elbise vardı. Gerçekten bunu çok fazla beğenmiştim. Koca bir gülümsemeyle "işte aradığım " dedim. Uras da beğenilerini ortaya sundu. Boy konusunda sıkıntı yaratacak gibi oldu bir ara. "Bu şapka, çorap ve ayakkabıyla muhteşem olursun " dedi. Elindekileri aldım ve kasaya yöneldik. Bu sefer sarışın bayan eşyaları kasadan geçirdi.
"Sevgili indirimi var, iki yüz tl üzeri alışverişlerde erkekler reonunda çekiliş hakkı alıyorsunuz." Oradan bakılınca sevgili gibi mi görünüyorduk yoksa bu kadın sadece bir şey mi satmak istiyordu anlamamıştım. Uras sert bir şekilde sevgili olmadığımızı söyledi. Ücreti ödemek için çantamı açtığımda Uras engel olmaya çalıştı. Daha sonra ona bağırdığımda bu sefer şapka, çorap ve ayakkabıyı alamyı teklif etti ben de birkaç uğraşdan sonra kabul ettim. Uras kendine gömlek almak için erkek reonuna gidecegini söyleyince ben de sağdaki kuaföre gidecegimi söyledim ve yemek yemek için üst katı buluşma noktası ilan ettik. Koyu bir makyaj ve bordo rengi bir sürdüler. Neymiş elbiseme göreymiş. Dudaklarımda iki katman varmış gibi hissediyorum. Saçlarıma birkaç dalga yaptıklarında hazırdım. Parayı ödeyip yukarı çıkmak için merdivenlere yöneldim.

SAHİPSİZ ACIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin