Spor salonuna son anda yetişmiştim. Siyah ekibin lideri olarak sınav zamanları komuta bende oluyordu. Ben olmadığım zamanlarda ise ikinci lider olan Zehir yerimi alıyordu. Çaylakların yanına vardığımda, Zehir gerekli açıklamayı yapıyordu. Müdahale etmedim. Virüs'ün uzattığı listeyi alıp kontrol etmeye başladım. Rakipler gizli kurayla seçilmişti bile. O yüzden gözlerim ilk önce İnci'nin rakibini aramıştı. Yeşil takımdan Sude adında bir kızdı. Kızın kim olduğunu bilmesem de, Müdür'ün bu işe el attığını biliyordum. Kuranın gizli yapılmasının nedeni buydu. İnci'nin burada kalması gerekiyordu. Müdür müdahale etmeseydi de İnci burada kalırdı ancak, İnci yeni görev için kilit noktaydı. Onun burada kalması, MGS için önemliydi. Elbette benim için de çok önemliydi.

Ona yaklaşamasam da onu uzaktan görmek istiyordum. Ona dair her şeye ihtiyacım vardı. O benim eksik yanımdı. İnci benim aynadaki yansımam gibiydi. Benim gibiydi ama tersimdi de.

Müdür ve diğer eğitmenler kapıda göründüğünde, elimdeki dosyayı indirip çaylakların yanına geçtim. " Dikkat" diye bağırdığımda, tüm çaylaklar düz bir sıra haline geçmişlerdi. En küçük bir aykırılık yoktu. Tam olarak öğretildiği gibi kusursuz bir şekilde sıra olmuşlardı. " Selam dur." Bende dâhil olmak üzere herkes gelen protokol için selam durdu.

Müdür'de kısa bir selam verdi. " Rahat." Diye bağırdığında hepimiz elimizi indirip rahat konumuna geçtik. " Sınavın son etabına gelmiş bulunuyoruz. İlk etapta elenip aramızdan ayrılan arkadaşlarımız oldu. Kiminizin gidenler için üzüldü, kiminiz de giden kendi olmadığı için halinden memnun bir şekilde yoluna devam ediyor. Ancak size şunu temin ederim ki, asıl sınav şimdi başlıyor. Verilen arada kalanların yazılı sınavları gözden geçirildi. İtiraf edeyim beni çok şaşırtan bir durumla karşılaştım. İki kişi tam puan almış durumda. Kim olduklarını, bu sınavın sonunda açıklayacağım. Ancak birisine çok şaşırdığımı itiraf etmeliyim." Dedi. Müdür'ü bu kadar şaşırtan kişinin İnci olmadığına emindim. Tam puan alanlardan biri kesinlikle İnci'ydi. Bundan en ufak bir şüphem yoktu. Ancak diğerini ciddi olarak merak etmeye başlamıştım. Yazılı sınav sonuçlarına bakma gereği görmediğimden, bir süre daha ikinci kişinin kim olduğunu öğrenemeyecektim.

" Bunları şimdilik kenara bırakıyorum. Asıl önemli olan şu an. Burada kalacakları belirleyecek olan etap başlasın. Hepinize başarılar."

Tüm salondan " Sağ ol." Nidası yükseldi. Müdür yerine otururken, sıra bana geçmişti. Sınavı başlatacak olan kişi bendim.

" Sınav başlıyor. Hepinize başarılar diliyorum. Hak eden kazansın."

" Sağ ol." Dediler.

Elimdeki listeye baktım. " Bora ve Emre" okuduğum isimle gözüm, İnci'nin yanında duran çaylağıma kaydı. Bora hemen bir adım öne çıkmıştı ve yüzünde şimdiden emin olduğu zaferin sevinci vardı. Ancak Emre için aynı şeyi söylemek zordu. O da kaybedeceğinden emin gibiydi. İstemese de öne doğru bir adım attı. Kendisine uzatılan eldiveni alıp durdu. Ne giyinmek için hamlede bulunuyordu ne de pes edecek bir şeyler söylüyordu. Öylece elindeki eldivenlere bakıyordu. Bu baştan kaybedilmiş bir yarıştı.

Emre sonunun ne olacağını bile bile yine de piste çıkmaya karar vermişti. Elindeki eldiveni giyinmeye başlayarak, piste doğru yürümeye başlamıştı. İkisi de hazır görünüyordu. Biri kazanmak için hazırdı, diğeri ise gitmek için. Öyle de olmuştu. Beşinci dakikada Emre sınav dışı kalmıştı. Bora büyük bir sevinçle zaferini kutlarken, Emre de zorlukla yerden kalkıyordu. Her ne kadar yüze vurmak yasak olsa da Emre'nin kaşı patlamıştı. Küçük bir kan sızıyordu.

Listede Emre'nin isminin üzerini çizerek sırada ki, isme baktım. Gizem ve Alev... Ben yeni isimleri okumak için öne doğru adım atarken, Emre de arkadaşlarıyla vedalaşıyordu. Her ne kadar, onlara süre tanımak istiyor olsam da, bu duygusallık hiç birine iyi gelmezdi. O yüzden isimleri hemen okuma kararındaydım.

KOD ADI SERİSİ-1 KIRMIZIUnde poveștirile trăiesc. Descoperă acum