1

22.3K 3.4K 1.3K
                                    

Yine her sabah olduğu bu sabah ta dört yıldır kalfa olarak çalıştığım torna atölyesini ben açtım,ve Ya Allah Bismillah diyerek işe başladım ,saat sekizde işbaşı ama ben genelde sabah erken kalkıp saat yedi buçukta açıyorum dükkanı.

Ustam yani yani son dört yıldır babam , ağabeyim her şeyim olan Resul amca ise her zaman 8.30 da gelir. Ustam geldiğinde saat sekizde demlediği m çay ile birlikte ustamın getirdiği poğaçalar la ve diğer çalışan dört arkadaşla birlikte kahvaltımızı yaparız tabi her zaman poğaça olmuyor bazende Resul amca evde eşi Hasret teyzenin yaptığı yumurtalı melemen le bize güzel sürpriz yapı veriyor.

Günler böyle sürüp giderken bir gün Resul amcanın atölyeye ortak olan ve önceden beri Resul amcayla araları bozuk olan kendisinden üç yaş büyük ağabeyi Cemil ağabeyi geldi,Resul amcayla bir süre konuştular Cemil amcanın evi Resul amcaya ve atölyeye çok uzak değildi ama Cemil amca pek gelmezdi atölyeye iki kardeşin arsındaki konuşma baya bir hararetli geçmişti Cemil amcanın borçları vardı baya birikmişti ve ancak atölyeyi satarak bu borçları ödeye bileceğini söylüyordu.

Ama atölye Resul amca için sadece bir dükkan değil bir nevi yaşama sevinciydi ve bu dükkanı satmak aklının ucundan bile asla geçmezdi ama Cemil amca baya kararlıydı o dükkanı satmak istiyor ve borcunu kapatmak istiyordu. Aradan 15 gün geçti iki kardeş arasında büyük tartışmalar yaşandı Resul amcanın ağabeyinin dükkanda daha fazla hissesinin olması ,büyüğüne daha fazla karşı gelememesi ve Cemil amcanın alacaklılarının biraz karanlık adamlar olması nedeniyle Resul amca dükkanı istemeye istemeye satmaya razı oldu,Resul amca çok ağladı çok üzüldü ama yapa bileceği bir şey yoktu imkanı olsa dükkanı hemen kendisi satın alırdı ama o kadar parası da yoktu ki ve bu sebeple elden gelen bir şey kalmadı dükkan bir ay içinde satıldı. Resul dükkanından ayrıldığına ve birde bizden ayrıldığına çok üzüldü bizde çok üzüldük tabi, kendisinin son dört yılda bana yaptıklarını düşündükçe benim elimden de bir şey gelmediği için kahroluyordum.

Dükkanı yeni sahipleri beş kardeş ve en büyükleri Cemal usta idi kendisi oldukça sevimsiz, geçimsiz ve ters birisiydi ve kendileriyle pek anlaşamamıştık , bir gün beni yanına çağırdı ve

"Gel Serdar eninle biraz konuşalım"dedi.

"Tabi buyur usta"

"Sen Resul ustanın yanında kalfa idin dimi ?"

"Evet usta "

"Ve kalfa aylığı alıyordun"

"Evet kalfa aylığı alıyordu musta"

"Anladım , ama ben senin performansını yeterli bulmuyorum oğlum sana kalfa parsı veremem "

"Ama nasıl olur usta ? ben her dediğinizi yapıyorum hem kalfanın değil çırağın yapması gereken işleri bile bana yaptırıyorsunuz ."

"Ne oldu Serdar beğenmiyormusun bu yok zamanda seni çıkarmadım yanımda tuttumekekverdim!"

"Usta kızmana gerek yok büyüğümsün sana ne diyeyim , ama gerçekten hak bu değil ben sana söyleyim."

"Ben anlamam senin şuan içeride bulunan aylığını mevcut kalfa aylığından 400 tl kesintiye gidiyorum ve bundan sonra bu miktar la çalışacaksın konu kapanmıştır.!"

"Yahu usta el insaf o ne demek öyle kafana göre kesmek falan hem ben on ekiz yaşındayım ve sigortayı da bir süre erteleyeceğini söylüyorsun biraz vicdanlı olsan anlayışlı olsan keşke."

"Oğlum! beğenmiyorsan kapı orada sen bilirsin ama daha fazla konuşupta benim canımı sıkma hadi işinin başına yallah"!"Cemal ustanın ortanca kardeşi gürültüyü duyup geliyor ağabey bir şey mi var hayırdır inşallah"?

Cemal usta "Yok oğlum bir şey yok işine bak "

Kardeşi tekrar sordu "Ağam bir şey varsa sana bir şey dediyse emret kafasını kırayım".

Cemal usta " Yok oğlum , eğer gerekirse oda olur sen merak etme haydi işinin başına."

"Tamam ağam baş üstüne".

Allahım ben nasıl insanların eline düştüm ben diye kendi kendime düşünüyorum...

Zoraki MafyaWhere stories live. Discover now