1.BÖLÜM: "İSTİHBARATÇI"🌟

7.5K 238 23
                                    


MULTIMEDIA: Onur Kurt ve Ahenk Göktürk

-Onur Kurt-

Sabah daha güneş doğmadan rock parçası olarak ayarladığım alarmın sesiyle esneyerek uyandım. Mutfağa ağır adımlarla ilerleyip buzdolabını açtım ve soğuk su şişesini alarak bardağa döktüm ve ufak tefek atıştırmalıklar yiyerek dolabı geri kapattım. Soğuk su yavaşça mideme doğru inerken kıyafet dolabıma doğru ilerleyip eşofmanlarımı üzerime geçirdim. Bu sırada geçen akşam özenle çıkarmış olduğum simsiyah takım elbisesine bakınca gülümsedim. Arabam ile onu evine götürürken mırıldanarak da olsa adresi alabildim. Banyoya girip elimi yüzümü yıkadım. Camdan dışarı baktığımda havanın usul usul çiselediğini fark ettim. Kulağıma kulaklığımı yerleştirip rastgele bir müzik açtım ve cebime de telefonu sıkıştırdım. Kapüşonun şapkasını geçirerek evden çıktım.

Yağan yağmurla beraber kendimi müziğe vererek koşmaya başladım. Sahile ulaştığımda yağmur daha da hızlandı. Sabahın bu saatinde sokaklar ve sahilin bomboş olmasını ayrıca severdim. Sokak lambasının yanında nefeslenmek için durduğumda cebimdeki telefon titremeye başladı. Arayanın kim olduğuna baktığımda Savaş olduğunu gördüm. Yanıtlayıp kulağıma götürdüm.

"Günaydın abi nasılsın?" Diye sordu. Savaş'ın kişiliğini kimseyle bağdaştıramamıştım. Birime yeni atanmış, görevleri çabucak kapan yardımcım niteliğindeydi ama yardımcı olmaktan çok lider olmayı severdi. Bunu her zaman dile getirmişti. Birime atanmadan önce subaydı. Sınavlara girerek istihbarat birimine atanmıştı. Adam zaten lider vasıflı olarak yetiştirişmiş, böyle davranması normaldi bu konuda onu suçlamam yanlış olurdu. Savaş'ı severdim. Teknolojiden benim kadar iyi anlardı ve biz ona Casper derdik. Hayalet kadar sessiz olup işini kısa sürede bitirirdi.

"İyidir Savaş senden n'aber? Bir şey mi oldu? " diye sordum.

"Uyurken aklıma şu görevle ilgili birkaç şey geldi ben birimdeyim eğer işin yoksa gelsene durum değerlendirmesi yapalım."

Uyurken aklına soruların takılması sadece Savaş'a özgü bir şeydi. Uyurken dinlenmek yerine kafasını daha çok meşgul ettiğini biliyorum. İşte Savaş'ın bu özelliği ona farklılık kattığını düşünüyordum. Subayken neden istihbarata geldiğini sorduğumuzda bakışları donuklaşmıştı ve aynen şöyle söylemişti 'orada daha fazla devam edemezdim, istihbarat ajanı olmak için geçerli sebeplerim vardı' Onun bu tavrı sonucunda bizde fazla üstüne gitmemiştik. Bir şeyler yaşadığı anlaşılıyordu onu mesleğinden edecek şeyler.

"Tamam, hemen geliyorum görüşürüz." Diyerek telefonu kapattım. Cebime sıkıştırdım ve eve doğru koşmaya başladım. Eve geldiğimde kurduğum tuzaklardan geçerek parmak izimi okutarak kapıyı açtım. Teknolojik aletlerden anlardım, arkadaşlarımın evlerinde bu tür şeyler olmasa da ben kurmuştum. Haliyle belirli oranda sevmeyenlerim vardı. Bu tür tuzaklar açık hedef olmamı önlüyordu. Her ne kadar deli olarak adlandırılsam da hayatımı korumaya alıyordum ve bunun sonucunda 'deli' olarak adlandırılacaksam varsın öyle olsun.

Üzerimdekilerden kurtularak kendimi soğuk suyun cazibesine bıraktım. Çok fazla oyalanmayarak duştan çıktığımda kıyafet dolabıma doğru ilerleyip kot pantolon ve siyah bir tişört giyerek mutfağa ilerledim. Buzdolabını açtığımda dünden kalma pizzayı görünce yüzümü buruşturdum. Boş mideyle birime gitmemek için bir dilimini ağzıma attım ve çıkarken de güveliğin alarmını etkinleştirip evden ayrıldım.

Arabama bakarak ne kadar güzel olduğunu düşündüm.

"Bebeğim nasılsın?" Diye sordum. Gururlu duruşuyla bana cevap verdi. O her zaman iyi olurdu. Hemen arabama atlayıp birime doğru yol aldım.

YALNIZ KURTWhere stories live. Discover now