7. KIRIK HAYALLER

385 39 36
                                    

Uras'ın ağzından :

"Dediğinizi yaptık Uras Bey her şey planlandığı gibi olacak" kafamı salladım ve barın kapısından çıktım. Şimdi Zombirellaya hesap verme zamanıydı.Umarım sinir bozucu bir şey sormazdı çünkü hiç havamda değildim. Sibel pisliği ona vurduğu günden beri onu takip ediyordum. Sürekli kapıdan girmek yerine pencereden giriyordu. O zayıf ve minik vücudu buna alışmıştı. Kafamı iki yana sallıyarak düşuncelerimden kurtuldum. Evine gelmiştim. Akıllı bir kız olup pencereyi açık bırakmıştı şimdi sırada oraya tırmanmak vardı.

Yavaşça pencereden girdim.Tüm vücudumu içeri soktuğumda içeriyi izlemeye başladım. Krem rengi bir oda sade krem ve beyazın uyumu ne kadar süslü olmasada çok güzel duruyordu. Kafamı yerde duran çantaya çevirdim. Ne dağınık bir kızdı bu Pamira içimden söyleniyorken birden su sesi duymaya başladım. Madem duş alıyorsun neden kapıyı kapatmıyorsun ?

"Zombirella " birkaç defa seslendikten sonra ses gelmeyince banyoya doğru yürüdüm. Yerde duran elbiselerini görünce birkaç kere daha seslendim. Bu kızın amacı neydi? Başımı duşa kabininde ve küvet tarafına çevirmeden önce yerdeki saçlara baktım. Bu kız ne yapmıştı güzelim saçlarına? Başımı çöp kutusuna çevirince bir ayıcıkla karşılaştım. Artık sinirlenmeye başlamıştım. Hemen başımı kabine ve küvete çevirdim.

Kısa çaplı bir şok geçirdikten sonra yanına koştum. Bütün şeffaf su kırmızıya bürünmüştü. Hayır bir kişiyi daha kaybetmeye izin verezdim! Hayır!
"Pamira Hayır!!! " lütfen bir şey olmasın.
"Geliyorum anne, baba yanınıza geliyorum mutlu musunuz? "
diye mırıldamdı.
"Sakın Pamira sakın gidemezsin! " hemen yerdeki tişörtünü yırttım ve kestiği yerlere sardım. İçeri koşup battaniye getirdim ve onu sudan çıkararak sardım. Hemen odasının kapısına koştum.

Bir deneme , iki , üç lanet olsun o sürtük kilitlemiş. "Hey aç şu kapıyı! " diye bağırdım. Kimse duymamıştı "lannnnn ebenizi " diyip kapıya bir tekme savurdum. Kapı yavaşça yere düştü. Hızlı bir şekilde içeri koştum. Sibel sürtüğü televizyon karşısına oturmuş dizi izliyordu. "Lan oruspu! " diye bağırdım. Korkarak arkasını döndü ve Pamirayı kanlar içinde görünce gözleri pörtledi. Hemen kapıya koştum oda arkamdan geliyordu ve hiç konuşmuyordu .

Arabama geçip Pamirayı arka koltuklara yasladım. O minik elleri buz gibiydi. Ne kadar avuçlayıp ısıtmak istesem de zamanım yoktu. Hemen Isıtıcıları açtım ve son hızla gitmeye başladım bir yandan da korna çalıyordum herkes önünden çekiliyordu. 120 , 200 ----

Hastaneye gelince Pamirayı kucakladım ve içeri koştum. "Lannnnn doktor yok mu piç kuruları !!!" Hemen birkaç doktor ve hemşire gelince "ne oldu?"diye sordu doktor. Hemşire hemen ona söylediklerimi iletti.
"banyoda intihar etmek istemiş kollarını ve bacaklarını kesmiş "
"Lan hadi acele edin kan kaybediyor! " diye gürledim. Koşarak onu ameliyathane aldılar.

Ameliyathanenin önüne diz çöktüm.
Neden bunu yapmıştı?
Kendini o kadar mı değersiz görüyordu?
Neden annesinin ölüm yolunu tercih etmişti?
"Geliyorum anne , baba şimdi mutlu musunuz? " bu ne demekti?
Neydi lan bu kızın sırrı neydi! Lan ne ne hayatım boyunca bu kadar merak etmemiştim. Küçükken ailesini kaybettiğini biliyordum, sebebini de lanet olsun ki biliyordum ama o bilmiyordu. Siktiğimin dünyası bizi karşılaştırmak zorumdamıydı?

Koridorda topuklu ayakkabı sesini duyduğumda kafamı kaldırdım. Sibel sürtüğü ve iki kız buraya doğru geliyordu. Kızlardan biri ağlıyor diğeri ise buraya doğru koşuyordu. Sibel ise hiç istifası bozmadan kıvırarak geliyordu. Yeşil gözlü olanı yanıma geldi ve hıçkırarak
"Pa- Pamira iyi mi? " lanet olsun ki bilmiyordum. Iyi mi kötü mü bilmiyordum. Sibel sürtüğü oturaklara oturarak bana bakmaya başladı. Bacak üstüne bacak atınca sinirle kaşlarımı çattım.
Kızlara doğru döndüm.
"Sizi kim buraya çağırdı? " ikisi birbirine baktıktan sonra sarı kafalı olan ağzını araladı. Yandan ses gelince dönüp Sibele baktım.
"Ben çağırdım. Pamira'nın telefonu durmadan çalıyordu bende açtım ve intihar ettiğini söyledim. " dedi. Yeşil gözlü olan yine ağlamaya başladı. Sarı kafa olan ona sarılarak
"tamam Burçak geçti ağlama artık şimdi doktor çıkıp iyi olduğunu söyleyecek " dedi. Ayağa kalkıp Sibel' in yanına gittim. Ona yaklaşarak
"ne yaptın kıza? "
"Ölmek istemiş belli ki "
"Sibel bundan yırtacağını mı düşünüyorsun ?"
"Evet Yiğit Demirin oğlu pisliklerinden sonra seni takacağımı düşünüyorsan yanılıyorsun " sinirle boğazını sıkmaya başladım. Burçak denen o kız çığlık atınca 3 hemşire koştu ve Sibel'i elimden kurtardılar. Hemşirelerden biri
"Polis hepinizin ifadesini alacak birazdan" dedi. Bunu dedikten sonra gittiler. "Biraz konuşalım mı Uras Demir !" dedi sürtük.
"Sürüklerle genelde konuşmam , beceririm " dedim.
"Hadi ama önemli kantindeyim " dedi ve tak tok sesler bırakarak çıktı. Arkasından kantine indim ve karşısına oturdum.

"Uras Demir " dedi sırıtarak. Bu kadını öldürmek istiyordum. Anneme yaptıklarını ödetmek az kaldı kahbe .
"Eger polise bir şey ötersen tüm yaptıklarınızı ve babanla olan şeyleri tüm Türkiye duyar o zaman kaybeden ikimiz oluruz ben paramı sende özgürlüğünü! " kendimi çok sıkıyordum. Kolumdaki damarlar belirginleştiğinde bunu anladım.
"Pamira 18 yaşına girdiğinde ne yapacaksın? "
"Pamira parayı kullanmayı bilmiyor ve planlarım var sen merak etme "dedi ve kantinden çıktı.

Doktor çıkınca heyecanla yanına koştum.
"Çok kan kaybetmişti, şansına onun gibi zor bulunan kandan elimizde vardı. Bilinci açık ama ne zaman kendine gelir bilmiyorum. Kollarimdaki kesikler çok derin olduğu için diktik. Geçmiş olsun " dedi.
"Onu göreceğim! " dedim.
"Hastanın yanına kimseyi almıyoruz. Daha yoğun bakımda sadece bilinci açık uyanır mı bilmiyorum. Aynı zamanda hasta çok zayıf düşmüş, yemek yemiyor olmalı bu yüzden uyanması zorlaşacak biz serumla vitamin vermeye çalışıyoruz ama kimsenin görmemesi lazım mikrop kapabilir. " dedi ve gitti .

3 saat sonra :
5 kız ve 2 erkek kapıda dikilmiş bekliyorlardı. Bir kız sürekli bizim yüzümüzden deyip ağlıyordu. Sinirle ayağa kalktım.
"Ne senin yüzünden ne ?"
"Mağazada o- onu küçük düş- düşürdük " dedi ve ağlamaya devam etti. Biri akmış sürmesini silerken Yusuf ve Arda taburede sessizce bekliyorlardı. Yusuf benim barda takılırdı ve benim adamlarımdandı. Benden sonra o ve Arda gelirdi. Burada olmalarının sebebi ise Pamirayı tanımalarıymış. Kıza bagirmak için ağzımı açınca içeriden koşan hemşireye baktık.
"Hasta uyanıyor! "

Pamira'nın Ağzından :

Yavaşça gözlerimi açtım. Burası hastahane kokuyordu. Başımı yana çevirdim. Ellerimde olan bantlara ve damarıma konulan seruma baktım. Her yerim sızlıyordu. En son intihar etmek istedim evet hatırlıyordum. Neden ben ölmemiştim kapım kilitliydi ve halam beni kurtarmış olamazdı. Peki ne olmuştu. Ağzımı hareket ettirmek istediğimde iğrenç bir tatla beraber kupkuruydu. Kapı açıldı ve hemen içeriye iki doktor ve birkaç hemşire girdi. Hemşireler serumu ayarlarken beyaz saçlı doktor da beni muayene ediyordu.
" nasıl hissediyorsunuz? " konuşamıyordum.
"İyi ise kafanızı sallayın lütfen" kafamı sallamadım çünkü çok kötü hissediyordum . Son kez denemeye karar verdim.
"S - s - u" demeye çalıştım. Sesim çok alçak çıkmıştı. Duyduklarına emin değildim. Doktor "hemen şu verin " dediğinde rahatladım. Hemşire boynumu tutarak içirdiğinde rahatladım. Yavaşça gözlerim kapandı.

Hareket ettiğimi anlayınca gözlerimi araladım. Sedyenin üzerinde gidiyordum ve Burçak,Demet,Melis,Sıla,Esra,Yusuf,Arda buraya bakıyorlardı. Burçak ve Melisin gözlerinin altı şişmişti. Sanırım ağlamışlardı. Burçağın ağlamasını anlardım ama Melis'in pek değil. Bir odaya girdiğimi anladığımda beni yatağa yerleştiriyorlardı. Göz kapaklarıma hakim olamıyordum. Sanırım üzerime öküz oturmuştu.

Gözlerim kapalıydı ama konuşulanları duyabiliyordum.
"Hastanın ifadesini ne zaman alabiliriz? "
"Bakın polis bey hasta psikolojik tedavi görecek bu yüzden uyandığında onu pek zorlamayın "
NEEE ! Hemen gözlerimi açtım. Başımdaki ağrı ile yüzümü buruşturdum. "Nasıl hissediyorsunuz Pamira Hanım? " sanırım bu hastahanedeki en favori sorular bunlardı.
Iyi misiniz?
Nasıl hissediyorsunuz?
Ağrınız var mı?
Sesimi toparlayınca "yorgun " dedim. Bunun üzerine polisler çıktı ve ardından doktor da çıktı. Yalnız kalmıştım her zamanki gibi.
Neden ben ölmemiştim ki ?
Kapı açıldığında uyuyor taklidi yaptım. Biri gelip elimi tuttuğumda gözlerimi araladım. Uras Demir!
"Zombirella " dedi gülümsiyerek. Gamzesi bir çukur gibi açılmıştı. Soru sorar gibi kaşlarımı kaldırdım.
"Ölmene izin vermedim çünkü bu senin için kolay bir kaçış olurdu " dedi. Tabi ya o telefon konuşması ve bir soru hakkı!
Şimdi her şey belli oluyordu.
"İç çamaşırlarının rengini sevdim. " sırıtıyordu ve ben hiç bir şey yok gibi ona bakıyordum.
"Neden utanmadın? " dedi. Kendimi konuşmaya hazır hissedince
"Neden utanıyım, sen iç çamaşırı giymiyor musun? " dedim.

SAHİPSİZ ACIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin