-39- 'Dön' diyenin iflahını sikeyim!

Start from the beginning
                                    

Sinan sadece gülmekle yetindi. "Sence umurumda mı? Hatta umurumuzda mı? ! –Sonra dönüp bana baktı.- Sence polislere veya tüm halka bizimle ilgili her şeyi anlatsan ne olur? Hapishaneye mi tıkarlar? ! Tıksınlar lan! Sadece bir gün kalırız sonra paşa paşa çıkarız. Başka ne olur? Rezil mi oluruz? Sanmıyorum. Senin aksine şimdi de olduğu gibi herkes önümüzde diz çöker. Zaten bilmiyorlar mı sanıyorsun? ! Herkes kim olduğumuzu bilir. Ya Arya Hanım dediklerini yaptığında tek üzülen sen olursun –Gözlerimin içine baktı- Üzülürsün ama toprağın altında üzülürsün"

Sertçe yutkundum. Tehdit mi etmişti o beni? Sinir kat sayım yükselmeye başlamıştı bile ama sakin olmalıydım. Gözlerimi yumup derin bir nefes alıp verdim. Gözlerini açtığımda Sinan'ın bana baktığını fark ettim. "Gerçekten de konuşmaya ihtiyacın var, anlat hadi"

"Neyi?"

"Neden bu kadar çok korktuğunu... A pardon korktuğunuzu?"

"Hiçbir şeyden korkmuyoruz!"

"Hadi ya! Peki o zaman neden aylarca hem Aslıya hem de Bukreye yalan attınız? !" dedim sonlara doğru sesimi yükselterek.

Sinan derin bir nefes alıp verdi. Yeniden Ay'a bakıp konuşmaya başladı. "Bana dün gece bir soru sormuştun, 'Neden aşka inanmıyorsun?' diye. Bende sana cevap vermemiştim ya, işte şimdi vereceğim. Bir keresinde bir kız bana aşık olmuştu. Tek suçu da buydu ya zaten! Ben ona her ne kadar yüz vermesem de beni deli gibi seviyordu. Mafya olduğumuzu bildiği halde seviyordu. Sonra günün birinde ben bir hata yaptım ve bedelini o kız ödedi! Onun tek hatası beni sevmekti. Benim yaptığım hatayı o canıyla ödedi!" dedi ve bana döndü.

"Neden?"

"Vicdan azabı ve acı çekmem için!" derken gözünden bir damla yaş aktı Sinan'ın.

O bir damla yaşı görünce nefes almayı unutmuştum adeta. Kalbim delicesine atıyor canımı yakıyordu. Sakinleşmek üzere bekledim bir süre. Sonra "Peki bunun bizim kızlarla ne ilgisi var?" diye sordum.

Sinan yanağındaki yaşı silip "Aynı duruma düşmek istemedik. Poyraz da Kerem de korktu. Onları ölümle kaybetmekten korktular" dedi.

Yanmaya başlayan gözlerimi umursamadan "Peki şimdi kaybetmeyecekler mi? Kaybedecekler!" dedim.

"En azından ölümle değil!"

Yazardan

Aradan geçen dakikalar daha gergin ve huzursuz geçti. Arya Sinan'ın odasını terk etti. Anıl ve Arda Ediz'e durumu açıklamak isterken Ediz sakindi ama konuşma bitince hiçbir şey demeyip salonu terk etmişti. Odasına çıkıp sadece ablasını düşündü.

Sadece evin içi gergin değildi. Kerem ve Aslı da Aslıların evlerinde konuşmuşlardı. Tabi konuşmak denilirse... Kerem sakinliğini koruyup durumu açıklarken Aslı her defasında bağırarak isyan etmişti. Haklı mıydı? Haklıydı. Onun da bir gururu vardı ve sevgilisi onu kandırmıştı. En sonunda ağlamaya başlayınca Kerem onu kollarının arasına alıp sakinleştirmeye çalışmıştı. Ama sadece çalıştı. En sonunda Aslının ağlaması hıçkırmaya dönüşünce Aslı aklından geçenleri söyledi. "Bana biraz zaman ver sakinleşip düşüneyim. Git" deyince Kerem de onu düşünerek hızlıca evden çıkıp kendini sokağa atmıştı.

Poyraz ve Bukre cephesinde ise durumlar hala aynıydı. Bukre yatağın sol kenarı da Poyraz ise sağ kenarında birbirlerine hiç dokunmadan yatıyorlardı. Bukre uyanmış olsa da gözlerini hemen kapayıp olanları düşünüyordu. Sonra gözlerini zoraki açıp yarı açıkgözlerle karşısındaki boş duvara bakındı. Elini kalbine götürdü, yavaş atıyordu. Arkasında ona dokunmadan yatan adamı biliyordu. İlk kez birbirlerine dokunmadan aynı yatakta yatıyorlardı. Zor nefes aldığını fark etti. Aldığı her nefeste sırtını döndüğü adamı hissediyordu. Bir yanı deli gibi dön ona koy kafanı göğsüne dese de diğer yanı delice 'Sana yalan söyledi, seni kandırdı!' diye bağırıyordu. Allah biliyor ya mafya olması umurunda değildi. Mafya bile olsa o onun sevdiği adamdı. Umurunda olan ona yalan söyleyip kandırmasıydı. Bu gerçek delicesine canını yakıyordu. Kalbi her attığında 'Poyraz' diye bağırsa da beyni de her saniye 'Kandırıldın' deyip gülüyordu. Gözünden düşen bir damla yaşı elinin tersiyle sildi. Karnına giren ağrıyı düşünmemeye çalıştı. Adeta sanki organları parçalanıyordu. Ah bir bitmemişti şu regl dönemi! Bir de onun için mi ağlayacaktı? ! Bir süre ağrıya dayanmaya çalıştı. Geçer diye umdu fakat ağrılar bir süre sonra çekilmez hale geldi. Sessizce ağlaması bir anda bağırarak ağlamaya dönüştü.

Kod Adı: Bay Sapık [Wattys2016 Kazananı]Where stories live. Discover now